BERAAT GECESİ ve YOM KİPPUR*
Şaban ayının 14. gününü 15. gününe bağlayan gecenin Berat gecesi olduğu kabul edilir. II.Selim’den itibaren minarelerde kandil yakılmasıyla Beraat gecesi; Beraat kandili adını almıştır.
Berat /Berâet; Arapça’da beraat etme, temize çıkma, günahtan arınma anlamına gelir.
Tefsirler Kur’an’ın, Levh-i mahfuz’dan dünya semasına Beraat Gecesi indirildiğini yazarlar. Âlimler “İnzal ve Tenzil” diye iki kavram uydurmuşlardır. Klasik ulema, “İnzal”i, bir kerede indirme, “Tenzil”i; peyderpey indirme olarak yorumlamıştır. Güya, Kur’an Beraat gecesinde dünya semasına/Beyt’ül- Izzet’e bir kerede indirilmiş, oradan da yeryüzüne 23 yılda indirilmiştir. Bu konuda bir Nebevî haber /hadis de yoktur. Üstelik “İnzal” kelimesi, tek bir defada indirme anlamına da gelmez. Bu teori, Müşriklerin “Kur’an bir defa da indirilmeli değil miydi?” [Furkan/32] itirazlarına bir nevi cevap bulmak için geliştirilmiş olmalıdır. Bunun bir başka anlaşılabilir nedeni de şudur; Kur’an’ın Levh-i Mahfûz’dan Dünya semasına toptan indirilmesine “İnzal”, oradan da Peygamber’e parça parça indirilmesine “Tenzil” demeleri, Beraat gecesine yer açabilmek içindir!
“Apaçık kitaba yemin olsun ki, Biz Kur’an’ı mübarek bir gecede indirdik. Biz, gerçekten uyarıcıyız. O mübarek gecede, her hikmetli iş katımızdan bir emirle ayırt edilir…” [Duhan/1-4]
Apaçık olan Kitab’a andolsun ki, biz onu [Kur’anı] mübarek bir gecede indirdik…” [Duhan /2] ayetinde geçen “Mübarek Geceyi” Beraat gecesi olarak yorumlamışlardır! Çok tabii ki bu gece, beraat gecesi değil, Kadir gecesidir. O da ramazan ayındadır! Şaban ayının 15. gecesi değildir!
Beraat kandili hakkında bir takım uydurma hadisler de vardır. Şöyle ki:
Şabanın 15. gecesini ibadetle, gündüzünü de oruçla geçirin! Allah-u Teâlâ o gece en yakın dünya semasına tecelli ederek; buyurur ki: “Af isteyen yok mu, affedeyim. Rızk isteyen yok mu, rızk vereyim. Dertli yok mu, sıhhat, afiyet vereyim. Ne isteyen varsa istesin, vereyim.” Bu hâl, sabaha kadar devam eder.
“Cenabı Hak bu gecede Benî Kelb kabilesi koyunlarının sayısı kadar kimseyi cehennemden âzâd eder.”
“Her kim bu gece yüz rekat namaz kılarsa yüce Allah ona yüz melek gönderir. Otuzu ona cenneti müjdeler, otuzu ona cehennem azabından teminat verir. Otuzu; ondan dünya afetlerini savar, On’u da ondan şeytanın tuzaklarını savar.”
Her sene, Şaban ayının 15. Gecesinde (Berat Kandilinde), o senede olacak şeyler, ameller, ömürler, ölüm sebepleri, yükselmeler, alçalmalar, yani her şey Levh-i mahfuza yazılır. Ya da; Kader (ömürlerin artması ve kısalması), ezelde Levh-i mahfuza yazılmıştır. Bunlar sonradan değişmez! Bu nedenle; bir yıl içinde olacak her şeyi Allah, Berat gecesinde meleklere bildirir (!)
İbn-i Abbas’tan rivayet edildiğine göre, hikmetli işlerin birbirinden ayırt edilmesi şu şekilde cereyan etmektedir: Bu seneden gelecek seneye kadar meydana gelecek olayların hepsi ayrı ayrı melekler tarafından defterlere yazılır. Rızıklar, eceller, zenginlik, fakirlik, ölümler, doğumlar hep bu esnada kaydedilir. O yılki hacıların sayısı bile bu devrede takdir olunur. Herkesin ve her-şeyin o sene içindeki mukadderatı kaydedilir. Rızıkla alakalı defterler Mikail’e verilir. Savaşlarla ilgili defterler Cebrail’e verilir. Ameller nüshası dünya semasında görevli melek olan İsrafil’e verilir. Ölüm ve musibetlerle ilgili defter de Azrail’e teslim edilir.
Fahreddin Râzî’ye göre bu defterlerin düzenlenmesi Berat Gecesinde başlar, Kadir Gecesinde tamamlanarak her defter sahibine teslim edilir.[Hülâsâtü’l-Beyân, 13/5251]
İşte biz de bu geceyi ibadetle geçirirsek, bol bol dua edersek, kaderimizi değiştirebilirmişiz! Size uzatılan bu piyango biletini geri çevirmek akıl karı değil (!) Berâat gecesinde 100 rek’atlı Hayır Namazı vardır ki, kılan kimse o sene ölürse, şehitlik mertebesine nâil olur.
Ya da en azından Tesbih namazı kılınmalıdır!
Ayrıca geleneksel kabullere göre/ rivayetlere göre bu gecede Peygamberimize şefaat yetkisinin tamamı verilmiştir. Bu yetkinin üçte biri Şaban’ın 13, günü, üçte biri Şaban’ın 14. günü, geri kalan üçte biri de Şaban’ın 15. günü verilmiştir.
Görüldüğü üzere, Kuran’ın indiği gece, Kuran’ın hükmünü değiştirme gecesine dönüştürülmüştür!
Bilindiği üzere Kuran; Şefaat tümüyle Allah’ındır! Ey Muhammed! Ateşte olanı sen mi kurtaracaksın? De ki; ben kendime bile ne yapılacağını bilmiyorum” şeklindeki onlarca ayet-i kerimede kıyamet günü kimsenin kimseye şefaat edemeyeceği belirtir!
Gazali, İhyâ’da, bu gecede yüz rekât namaz kılınması hakkında bir rivayete yer verse de, hadis âlimleri bu namazın sünnette yerinin olmadığını, böyle bir namazın Hicretten 400 sene sonra Kudüs’te ilk defa kılındığını söylerler. Hatta İmam Nevevi böyle bir namazın sünnette yerinin bulunmadığını, bu yüzden bid’at olduğunu söyler. Böyle bir bidat namazın Kudüs’te başlaması bile, Bu gece ile Yahudilikteki Yom Kippur ile bağlantısına bir diğer destektir.
* BERAAT GECESİ; YAHUDİLİKTEKİ YOM KİPUR /KEFARET GÜNÜ’NÜN BİZE ADAPTASYONUNDAN İBARETTİR!
Yom Kipur günü, Yahudiler için en kutsal gündür. (Youm=yevm/ gün, Kippur= kefaret demektir.) Onların kefaret ve tövbe günüdür. Yahudiler genel olarak bu günü 25 saatlik bir oruç ve yoğun olarak dualarla günü büyük kısmını sinagogda geçirirler. Yapılan ibadetler sonucunda Yahudiler günahlarından kurtulurlar / Beraat ederler! Yahudi geleneklerine göre, Tanrı, Roş Aşana’da insanların kader kitaplarını açar ve onların durumlarına göre, Yom Kipur’da karar alıp, kader kitaplarını kapatır.
—Gördüğünüz üzere dinler birbirinin devamıdır. Tüm semitik dinlerde tanrı bir KRAL TANRIDIR. Melik’ül-hak. Haliyle krallar bazen genel af ilan edebilir. Kullarına ekstra ikramiyede bulunabilirler. Bu kral/melik tanrı gördüğünüz gibi ay takvimine harfşyyen uyarlar. Onlar da bizim gibi Şaban ayının onbeşini iple çekerler. Yeni yılda yapılacakları planlar ve görevlilere dağıtırlar.
Y O R U M L A R :
Kur’an eğer bir gecede indirildiyse, sonradan oluşan olaylara açıklık getiren pek çok ayeti nasıl açıklayacağız?
Bu bana tuhaf geliyor.
“Kur’an, bir gece, ilk kez indirilmeye başladı, işte o gece Kadir Gecesidir” dense, benim için daha anlamlı olacak gibi duruyor.
Değilse sonradan; 20. ve 21., 22., hatta 23. yıllarda olan olaylara yapılan açıklamaları, getirilen yorumları anlayamam.