Turan Dursun 1934 Sivas/Şarkışla doğumludur. Yazar, düşünür, eski bir imam ve müftü idi. Ünlü hocaların yanında din eğitimi aldı. Babası da imam idi.
Monoteistik dinler tarihi eğitimi görmüştür. Saçak, Teori, Yüzyıl dergilerinde yazdı. Allah, Kur’an, Din Bu, Şeriat Böyle yazdığı kitaplardandır.
Müftü iken islamiyeti, hristiyanlığı ve yahudiliği çeşitli kaynaklardan daha detaylı bir şekilde karşılaştırarak köklerini aramaya yönelik çalışmalar yürüttü. Efsaneleri ve hikayeleri kutsal metinlerle kıyasladı. İnancında büyük sarsıntılar oldu. Bu ikilemin etkisiyle “İnanmadığım konuda hizmet edip maaş almak ahlaksızlıktır” deyip, müftülük görevinden istifa etti ve ateist olduğunu ilan etti.
Yaptığı araştırmalar sonucu TRT’de din içerikli programlarında islamiyeti ve peygamberi eleştirdiği için islamcılar tarafından tehdit edildi.
4 Eylül 1990′da kokuşmuş bir mitolojik doktrin olarak değerlendirdiği din inancını yazıya döktüğü için dogmatizmin köpeği olmuş ağzı köpüklüler tarafından, islamın ikinci emri “ÖLDÜRMEYECEKSİN” olduğu halde, yine o islam adına, evinin önünde sırtından kalleşçe vurularak katledildi. İşgal, ganimet, talan, kan ve zalimlik üzerine inşa edilmiş, kendilerini iyi din inancında sanan, aslında kokuşmuş bir mitoloji doktrinin faşist tapınıcılarından da farklı bir şey beklenemezdi zaten. O kalleşler, gerçekten islam müeyyidelerini uygulayan adil insanlar olsaydı, islamın ikinci emri “ÖLDÜRMEYECEKSİN” şeklindeki Tanrı emrini çiğnemezlerdi.
Turan Dursun, insan aklının pranga altına alınmasına karşı mücadele ediyordu.
Aydınlanma olmadan özgürlüğün olamayacağını, eşit bir paylaşımın olamayacağını, insan haklarının olamayacağını anlatıyordu. Laiklik yoksa kulluk başlar, kulluktan sonra da biat başlar ve bunların olduğu yerde hiç bir hak/hukuk/adalet kalmaz.
Turan Dursun, yazdığı yazıları kitap haline getirmek için pek çok yayınevini dolaştığını, yayınevlerinin böyle bir kitap yayınlamaya cesaret edemedikleri için teklifini kabul etmediklerini söylemiştir.
Turan Dursun, insanın körü körüne, sorgulamadan, eleştirmeden, mantık yürütmeden inanması emredilen bir dini sorgulama cesareti gösterip, birilerinin işine gelmediği için katledilen araştırmacı aydındır.
Turan Dursun, Kur’an içinden cımbızla ayet çekmek ile itham edildi. “Bu, nasıl kutsal kitaptır ki, iki cımbız atınca karalanıveriyor” diye yanıtlardı.
Turan Dursun din hakkındaki düşüncesine olursa olsun, etrafına dev duvarlar örüp sonra onları yıkabilmiş; kuyunun en dibini görüp de dışarı çıkabilmiş mükemmel cesarette bir insan evlâdıdır.
TURAN DURSUN’DAN DİKKAT ÇEKEN SÖZLER:
Akıl, bilim aydınlık kesimdedir. Din imansa karanlık kesimde. Aklın, bilimin ölçüleri bellidir. Gözlem vardır, deney vardır, nesnellik vardır. Yolu ışıklandıran da bunlardır. Din ve imandaysa bunlar yoktur. Karanlığı da bundandır.
Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım?
Kuran’ı herkes okumalıdır. Özellikle de “İslamı akıl, mantık dini” olarak tarif edenler anlayıncaya kadar okumalıdır. Kur’an iyi incelenip okunduğu zaman Atatürk‘ün şeriatı niçin kaldırdığı daha iyi anlaşılır.
Çıkarları din istismarı üzerine kurulu olanlar bizden korksunlar. Bilsinler ki bir mum ışığı gecenin karanlığını nasıl parçalıyorsa, bilim ve aydınlanma aynı şekilde sizin gerici imanınızı elbet bir gün parçalayacaktır.
Muhammed’in babasının adı Arapça’da “Allah’ın kulu” anlamına gelir. Allah’ın islam öncesi inançta, Al-lat, Al-uzzat, Al-menat adlı tanrıçaların babası olduğu bilinir,