PROF KALANGOS, TÜRKİYE’Yİ BEBEK KALP TEDAVİ MERKEZİ YAPACAK

Dünyaca ünlü Çocuk ve Bebek kalp cerrahı Ord.Prof.Dr. Afksendiyos Kalangos belki de bugüne kadar hiç duymadığınız bir isim olabilir.
Kendisi bizden birisi, bir Türk!
Bugüne kadar 2 defa NOBELe aday gösterildi, onlarca yeni ameliyat metodu yarattı ve tüm dünya bu ameliyatları uyguluyor.
300 üstünde makalesi yayınladı ve alanında 800 üstü konferansta baş konuşmacı olarak yer aldı.

20.000 üstü ameliyat gerçekleştirdi ve bunların 16.000 kadarını tamamen ücretsiz gerçekleştirdi.
İstanbul’da hayırsever doktor olan babasının ismi Yeşilköy’de bir sokağa verildi.
Şimdi Türkiye’de yeni bir vakıf kurdu.
Vakfın amacı bebek ve çocuk kalp cerrahisinde Türkiye’yi tek ülke haline getirmek.

Peki kimdir Afksendiyos Kalangos?
Kalangos’u daha yakından tanımanız için bir röportaj gerçekleştirdik. Hocamızın yanıtları aşağıdadır:

1- Kalp cerrahı Ord. Prof. Dr. Afksendiyos Kalangos kimdir?
–Büyük dedelerim Alexandr Kara Teodori Paşa (Osmanlı İmparatorluğunun hariciye bakanı),
Ksenofon Zografos Paşa (Abdulaziz döneminde saray başhekimi)
Miralay Romilos (Abdulhamid’in koruma birliğinin komutanı) gibi Osmanli imparator’luğuna büyük hizmetlerde bulunmuş bireylerdir.
Babam Kostantin Kalangos, İtalyan Hastane’sinde başhekimlik yaptıktan sonra ölümüne kadar iç hastalıkları uzmanı olarak senelerdir Yeşilköy ve İstanbul halkına aralıksız hizmet vermiştir.
İhtiyaç sahibi hastalara yardımseverliği ile tanınan babam Dr.Kostantin Kalangos’un adına Bakırköy Belediyesi Yeşilköy’de bir sokağı tahsis etmiştir.
Babamın isminin bir sokağa verilmesi benim için ömür boyu taşıyacağım büyük bir onurdur.
Ben 11.09.1960 tarihinde Yeşilköy’de doğdum.
Orta okul ve lise eğitimimi Fransiz Saint Benoit Kolejinde tamamladıktan sonra, 1984 senesinde Cerrahpaşa Tıp Fakültesini birincilikle bitirerek doktor oldum.
Mecburi hizmetimi Giresun’da adli hekim ve cezaevi hekimi olarak 1984 ve 1986 yılları arasında yaptım.
1986 yılında uzmanlık eğitimimi Prof.Siyami Ersek Göğüs, Kalp ve Damar Cerrahisi merkezinde başladım.
1991 senesinde Kalp ve damar Cerrahisi uzmanlık eğitimimi bitirerek Londra ve daha sonra Paris’e üst uzmanlık eğitimim için gittim.
1993 senesinde Cenevre Tıp Fakültesi Hastanesinde kalp ve damar cerrahı olarak görevime başladım.
1998 senesinde Kalp ve Damar Cerrahisi Servisinin kürsü başkan yardımcılığına,
2001 senesinde kürsü Başkanlığına ve
2011 senesinde Kardiovaskuler Merkez’in direktorlüğüne atandım.
1995 senesinde TÜrkiye’de doçent oldum ve
2006 senesinde Cenevre üniversitesinde “Ordinaryüs Profesör” oldum.
2015 senesinde Atina Mitera Hastanesinde Kalp ve Damar Cerrahisi Direktörü olarak görevime başladım.
300’u aşkın makalem var.
Ayrıca 800’e yakın konferansta davetli konuşmacı olarak yer aldım.
Ord.Prof.Dr. Kalangos ismiyle 1998 senesinde kalp alanında ihtiyaç sahibi çocuklara gelişmekte olan 25 ülkede hizmet veren yardımsever “Herkes için kalp” derneğini Cenevre’de kurdum.
2000 yılında İsviÇre’de “Kalangos vakfını” ve
2015 senesinde ise Turkiye’de “Kalangos vakfını” kurdum.
2012 senesinde Amerika’da “Global Heart Network” vakfını kurarak kalp alanındaki yardımseverlik hizmetlerimi tüm gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaç sahibi bebek ve çocuklarına sunmaya başladım.
Birkaç ülkeden liyakat madalyasi aldım.
İstanbul’da kurulacak olan yeni bir üniversite projesini de vakfımız aracılığıyla hayata geçirdim.

2- Sizi cerrah olmaya iten sebep ne oldu peki, Kariyerinizin ilk kararını nasıl aldınız?
–Kalp cerrahı olma kararımı henüz yedi yaşımda 01-aralık-1967 gününde aldım.
Her sabah babamın gazetelerini bahçe kapısından alıp okurdum.
01-aralık-1967 gününde ünlü kalp cerrahı Prof. Barnard’in gercekleştirdiği ilk kalp naklini manşetlerde okuduktan sonra traş olmakta olan babamın yanına gidip kendisine kalp cerrahı olma kararını aldığımı beyan ettim.
Kalp cerrahı olmak için doktor oldum ve kalp cerrahisi olduktan sonra, kalp hastalığından muzdarip olan bebek ve çocukları tedavi edebileceğim bir cocuk kalp hastanesi kurmayı hep hayal etmeye başladım.
Bu safhada edindiğim tecrübe ile hayalim olan bebek ve çocuklara özel kalp hastanesini İstanbul’da kurmayı planlıyorum.

3- Peki siz kendinize dışarıdan baktığınız zaman hayallerinizin ne kadarını gerçekleştirdiniz ve hala yapmak istedikleriniz neler?
–Benim için yaşam var oldukça ümit ve hayaller bitmez, tükenmez! Ümit ve hayal insanda yaşamla birlikte ölen duygulardır.
İki defa NOBEL ödulü adaylığım, kalp cerrahisinde geliştirdiğim onlarca ameliyat tekniği, özellikle biyoemilir kapak halkasının bebek ve çocuklara sunduğu yeni kapak tamir imkanlari, 20.000’i aşan ameliyat sayısı ile edindiğim teknik tecrübe hep hayallerimi ve özellikle hasta bebek ve çocuklara sunmak istediğim hizmetlerin ümidini sürekli kamçılamaktadır.

4- 20,000 üstü ameliyat tecrübesi yüksek bir rakam! Peki bunlar içerisinde sizin unutamadığınız bir hastanız var mı?
–Unutamadığım ve beni etkileyen bir çok hastam var. Fakat bunların içinde Gürcüstan’dan ‘Elga’ isimli kızın hikayesi gerçekten hayatıma anlam kazandırması açısından çok etkileyicidir!
Gürcüstan Tiflis’te kalp cerrahisine 1998 senesinde başladım.
Ekibimle her gidişimizde 20 ila 30 arasında bebek/çocuk ameliyat ediyordum.
Bu misyonların birinde bana Elga isimli 9 yaşındaki güzeller güzeli kızı getirdiler.
Kalbinde bir tümor mevcuttu.
Aile Gürcüstan’ın taşra bölgesinde yaşayan ihtiyaç sahibi bir aileydi.
Ellerindeki herşeyi satıp Tiflis’e İsvicre’den gelen cerrahtan kızları için şifa şansı aramak için gelmişlerdi.
Bunu duyduğum zaman çok üzülmüştüm, bizim orada olmamızın sebebi para değildi, ihtiyaç sahibi bebek ve çocuklara kalp tedavisi imkanı sunmaktı.
Ekibimle birlikte Elga’ya riski yüksek bir ameliyat olmasına rağmen bu şansı tanıdık.
Elga umduğumuzdan da hızlı bir şekilde iyleşti.
Hastaneden ayrılacağımız gün, Elga bir tercüman ile yanıma geldi ve bana kendisini sağlığına kavuşturduğumuz için teşekkür etti.
Bana çok büyük ve güzel bir hediye vermeyi arzuladığını, fakat hiç parasının olmadığından bunun imkansız olduğunu ifade etti.
Elindeki tahta kutuyu bana uzatıp elime yerleştirdi.
Tek oyuncağı olan bu boş kutuyu doldurmak için içine binlerce öpücük koyduğunu söyleyince, gözlerim yaşlarla doldu.
Bu kutu o günden sonra hayatımın bir parçası oldu.
Hala büromun en görünür yerinde duruyor.
Bu kutuya her baktığımda mesleğimi neden icra ettiğimi daha iyi idrak ediyorum.

5- Peki Kalangos vakfı neler yapmayı planlıyor?
–Kalangos Vakfı 2000 senesinden itibaren İsviçre’de faliyet gösteriyor.
Amacı gelişmekte olan ülkelerde kalp enstitüleri kurup, o ülkelerin sağlık personelini kalp alanında verdiği burslar ile Cenevre’ye getirip eğitimlerini sağlamak.
Bu kalp hastanelerinde ihtiyaç sahibi bebek ve çocukları ameliyat etmek, her yıl Global Humanitarian Forum’u düzenleyip uluslararası platformda bu ülkelere sağladığımız yardımı düzenlemek gibi önemli misyonları var.
Şimdiye kadar 5 kalp enstitüsü kurduk ve 100’e yakın kalp cerrahı, kardiyolog, anestezi uzmanı ve hemşireye burs verip eğitimlerini tamamlamalarını sağladık.
Herkes için Kalp derneği ile işbirliği içinde 16.000 üzerinde çocuğu tedavi ettik.
Bu sene İstanbul’da kurduğumuz “Kalangos vakfı” ile dünyada kalp hastalığından müzdarip 9 ile 10 milyon ihtiyaç sahibi bebek ve çocuğa bir Humanitarian hastanede tedavi şansı tanımak için yola koyulduk.
Bu hastaneyi İstanbul’da inşa etmeyi düşünüyoruz.
Ayrıca bu hastanede, ülkemiz ve gelişmekte olan ülkelerin de sağlık personeline eğitim hizmetleri sunmayı amaçladık.
Kuracağımız “telemedicine programı” ile tedavi ettiğimiz bebek ve çocukları ülkelerinde takip etmeyi ve sağlık personellerinin eğitiminin devamlılığını da planlıyoruz.
Ayrıca vakfımız aracılığıyla Tıp fakültesi, Hukuk, Psikoloji, Mimarlik, Siyasal bilimler, bilişim teknolojileri gibi fakültelerden oluşmuş bir üniversite kurma projemiz var.
Avrupa’daki birçok üniversite ile işbirliği içinde çalışacak olan bu üniversite’de yalnız ülkemizin değil, diğer yöre ülkelerinin gençlerini de eğitmeyi amaçlıyoruz.
Böylece Türkiye’nin geleneksel misafirperverliği içinde ağırlayacağımız bu gençlere Türkiye’yi tanıtarak, o ülkeler ile dostluk bağlarımızı daha da pekiştirmek istiyoruz.

6- Yeni doğan bebeklerde Türkiye ve dünya’da kalp rahatsızlığı oranı nedir?
–Doğan her 1.000 çocuktan 8 ile 12’si kalp hastalığı ile doğmakta ve bu doğan çocukların yarısı ilk yaşam yıllarında tedavi eksikliği nedeniyle hayatlarını kaybetmektedirler.
Dünyada şu anda 9 ile 10 milyon kalp hastalığından muzdarip bebek ve cocuk, ameliyat ile şifa olma şansı beklemektedirler.
Bu sayıya her yil 500.000 ile 1.500.000 bebek ve çocuk eklenmektedir.
Bir çözüm bulunmazsa durumun ciddiyeti daha da ağırlaşacaktır.
Bu sorunun çözümünün İstanbul’da inşa edeceğimiz “humanitarian” hastanesinde yattığını düşünüyorum.
Bu çocukların ailelerinin ameliyat icin başvuruda bulunacakları “Global Humanitarian Network” platformunu da 2012 senesinde faaliyete geçirdik.
Bine yakın bebek ve çocuğu bu platform aracılığıyla global network ile işbirliği içinde bulunan 10’a yakın hastanede tedavi ettik.
Artık bu sayıyı daha üst bir düzeye çekebilmek için İstanbul’da ki bu hastaneye ihtiyacımız var.

7- Yeni doğan bebekler neden kalp hastası olarak doğuyor ve bu neden artarak devam ediyor?
–Bebeklerin neden kalp hastalığı ile doğdukları tam olarak bilinmiyor.
Genetik, metabolik ve bazen gebelik esnasındaki viral sebepler önemli rol oynayabiliyor.
Özellikle cevre kirliliğinin annede metabolik değişikliklere sebebiyet vererek bu riski arttırması doğuştan kalp hastalıklarının insidansini arttırdığı düşünülüyor.
Özellikle kurulacak üniversitenin tıp fakültesi araştırma ağırlıklı çalışacağı için bu konuda yeni bir araştırma sektorü geliştirmeyi ve bazı sorulara cevap aramayı planlıyoruz.
Amacımız bazı dünyaca ünlü genetik ve metabolizma uzmanlarını bu araştırma sektörüne dahil edip, doğustan kalp hastalıklarının risk faktörlerini ortaya çıkaracak testler geliştirmek olacaktır.

8- Üniversite ve hastanenin başka ortak alışmaları olacak mı, Genel olarak neler yapmayı planlıyorsunuz?
–Kuracağımız insani kalp hastanesi üniversitenin tıp fakültesine bağlı olacak.
İlk amaç kaliteli sağlık hizmetlerini Türkiye’nin ve gelişmekte olan tüm ülkelerin hasta çocuklarına sunabilmek.
Bu hizmetlerin yanı sıra eğitime ve araştırmaya da çok önem veriyorum.
Mezun olan araştırmacı hekimlerimiz içinde araştırma yapabilecekleri ve projelerini gerçekleştirebilecekleri bir teknopark’ta düşünüyorum.

9- Peki böyle bir kompleks dünya’da var mı, Varsa neler yapıyorlar?
–Böyle bir kompleks şimdiye kadar dünyada gerçekleştirilmiş değil.
İsvicre’deki vakfıma büyük mali katkıda bulunan dünyaca tanınmış politikacilar ve kraliyet ailesi mensupları bu projenin ülkelerinde yapılmasi yönünde tarafıma ısrarcı olmasına rağmen, bu projeyi ülkem Türkiye’de hayata geçirmeye karar verdim.
Bu projenin, Türkiye halkının doğal misafirperverlik ve yardımseverlik duygularına uluslararasi arenada çok muspet bir görüntü vereceği kanaatindeyim.
Babam Yeşilköy’de hekim olarak yıllarca bu duygularla hastalarına ve özellikle ihtiyaç sahibi hastalara sağlık hizmeti vermiştir.
Bir sokağa adı Bakırköy belediyesi tarafından bu hizmetlere bir vefa borcu olarak verilmiştir.
Şimdi bende babamın adını taşıyan bu beldede yaşamımı sürdürerek, babamın yolunda hizmet zincirini sürdürmeyi amaçlıyorum.

10- Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?
–Böyle bir projenin hayata geçirilmesi içinde hepinizin desteğine ve katkısına ihtiyacımız var.
Yalnız benim değil, Türkiye’nin hasta bebek ve çocuklarının ve tüm ihtiyaç sahibi ülkelerin çocuklarının da sizin desteğinize ve katkınıza ihtiyaci var.
Gelin hep birlikte ülkemizin bebek ve çocuklarının yararlanabileceği, emsali başka bir yerde olmayan bu projeye birlikte imza atalım.
Bunu gerçekleştirelim ve Türkiye’yi dünya üstündeki en iyi bebek ve çocuk kalp sağlığı merkezi haline getirelim.

İNSANLIĞA HİZMET VEREN HERKESE OLDUĞU GİBİ, TÜRK MİLLETİNİN MEDARI İFTİHARI, KALANGOS HOCAMIZA DA MİNNETTARIZ.
GELECEK NESİLLER DE MİNNETTAR OLACAKTIR.
ASIL YARDIM YERİ OLAN BÖYLE KURULUŞLARA YARDIM EDEN HAYIRSEVERLER DE AYNI MİNNETLE ANILACAKTIR.
AjansHaberal