Mehmet Akif’den, Abdülhamit’e: REZİL ETTİN

Yıkıldın, gittin amma ey mülevves devre-i istibdad,
Bıraktın milletin kalbinde çıkmaz bir mülevves yad!
Diyor ecdadımız makberlerinden: “Ey sefil ahfad,
Niçin binlerce masum öldürürken her gelen cellad,
Huruş etmezdi, mezbuhane olsun, kimseden feryad?
Otuzmilyon ahali, üç şakinin böyle mahkümu
Olup çeksin hükümet namına bir bar-ı meşümu!
Utanmaz mıydınız bir, saysalar zalimle mazlumu?
Siz, ey insanlık istidadının dünyada mahrumu,
Semalardan da yüksek tuttunuz bir zılli mevhumu!”
O birkaç hayme hakkından cihangirane bir devlet
Çıkarmış, bir zaman dünyayı lerzan eylemiş millet;
Zaman gelsin de görsün böyle dünyalar kadar zillet,
Otuzüç yıl devam etsin, başından gitmesin nekbet
Bu bir ibrettir amma olmıyaydık böyle biz ibret!
Sema-peyma iken rayatımız tuttun zelil ettin;
Ne ali kavm idik, hayfa ki sen geldin sefil ettin.
Bütün ümidi istikbali artık müstahil ettin;
Rezil olduk sen ey kabüsi hüni, sen rezil ettin!
Hamiyyet gamz eden bir pak alın her kimde gördünse,
“Bir cani” dedin sürdün, ya mahküm eyledin hapse.
                             Mehmet Akif Ersoy