FRANSIZ YAZAR BERNARD, ERMENİ YALANLARINA SAVAŞ AÇTI

Fransız tarihçi Yves Bernard “Ermeni Soykırımı” iddialarıyla yakından ilgilenen bir isim.
Kendisi Avrupa’da yakından tanınıyor, konferanslar veriyor ama vicdanlı bir tarihçi olduğu için sürekli tehditler de alıyor.
Bernard, 1915 olayları için batının uydurlamalarına ve soykırım yalanlarına karşı çıkıyor.
Ropörtaj teklifimizi kabul eden Fransız tarihçi fotoğraflarının çekilmesini istemiyor.
Bunun nedeni kendisinin ve ailesinin can güvenliği. Bu durum bile Avrupa’daki fikir özgürlüğü algısının hala engizisyon boyutlarında olduğunu göstermeye yeterli.
(Yazarın www.yvesbernard.fr sitesine girip Fransızca / Türkçe kaleme alınmış metinleri okuyup, bu metnin altına imza koymanız halinde mücadeleye büyük katkıda bulunacaksınız. Lütfen önce siteye girip imzanızı atın. Bu sizin milli görevinizdir.)

FRANSIZ TARİHÇİ YVES BERNARD

“Ermeniler, Türkiye’ye yaptığını Fransa’ya yapsa hepsi öldürülürdü”

GÜLAY SiNACI-iSViÇRE
– SiZCE 1915 iLE 1918 YILLARI ARASINDA, TÜRKLER VE ERMENiLER ARASINDA NE OLDU

YVES BENARD-Türkiye savaşa girmeden ve birinci dünya savaşı başlamadan çok daha önce, milliyetçi ermeni komiteleri, Türkiye Rusya ile savaş’a girerse neler yapacaklarını planlı, istekli ve sabırlı bir şekilde hazırlamışlardı.
Milliyetçi Ermeni komiteleri isteyerek veya zorla itaat etmeyenleri hiç tereddüt etmeden öldürerek, Ermenilerin kendilerini takip etmelerini mecburi kıldılar.
Ruslarla bazı anlaşmalar yapılmıştı.
Paralar toplanmıştı. Rusya’da, Türkiye sınırları yakınında büyük miktarda silah alınmış ve depolanmıştı.
Osmanlı imparatorluğu Rusya’yla savaşa girer girmez, uygulanacak emirler verilmişti.
Ermeni Ortodoks Patriği, çar temsilciliği ve ‘devrimci komiteler’ tarafindan her şey düzenli bir ?ekilde hazırlanmıştı.
Türkiye savaşa girdiğinde, her Ermeni kendisine verilen rolü yerine getirdi.
Toplu firarlar gercekleşti. Osmanlı ordusunda bulunan Ermenilerin büyük çogunluğu düşman tarafına geçti ve beraberinde silah ve malzemeler götürdüler.
Türkiye’de kalanlar ise direnç cephesinde uzmanlaştılar. Demir yolları, kara yolları, köprüler ve telgraf telleri harab edildi. Düşman bilgilendirildi. Ve türk sivillerinin katliamlarına katıldılar.

Bu Ermeniler, kendi yurttaşlarına karşı savaştılar ve onları katlettiler. İşte burda Türk silahsız nüfusunun katliamı başladı. (bugün biliyoruzki, 1915 ve 1923 yılları arasında, 500’000 den fazla Türk Taşnaklar tarafından katledildi).
Tüm yerli vatandaşları öldürdükten sonra, Van’ı Ruslara teslim ettiler. Örnek vermek gerekirse : Erzincan, Erzurum, Bayburt, ve daha nice başka şehir ve köylerde şehit verildi.
Liste uzun ! çok daha uzun! Ermeniler her zamanki gibi gizli ve etkin bir sekilde davranırken, Türkler susmayı bırakmalı.

Ermenilerin birinci dünya savaşı esnasında yaptıkları bütün kötülükleri anlatabilmek için, bir kitap yazmak gerekir. Buna rağmen, ingilizlerin tam desteğiyle, yeterince kurnaz davranarak, koturulmuş bir propagandayla rolleri tersine çevirmeyi başarmak için. Batılılar için, Ermeniler kurban, Türkler ise cellat olarak gösteriliyor. Bu da gerçegin tam tersi.

“ERMENİLER’E TÜRK DÜŞMANLIĞI DIŞARIDAN GETİRİLDİ”

– MİLLET-İ SADIKA (SADIK MİLLET) OLARAK BİLİNEN ERMENİLER NASIL OLDU DA TÜRKLERE SALDIRMAYA BAŞLADILAR ?

BERNARD – Osmanlı İmparatorluğu toprakları üzerinde yaşayan Ermenilerin büyük bir dini ve kültürel özgürlükleri vardı. Padişah tarafından seviliyorlar ve ona sadıklardı. Toplum içersinde imrenilecek sınıfsal bir yere sahiplerdi, çoğu zaman Türklerden daha üstünlerdi. İktidar olan hükümetlerde ve üniversitelerde en yüksek mevkilerde görev aldılar..
Bugün dahi Türkiye’nin bir çok yerinde Ermeniler’e ait olan muazzam yapılarla karşılaşmak mümkündür. Hallerinden memnunlar ve saygı görüyorlar.
Türk’e karşı duyulan kin ve nefret, hiç bir zaman ayaklarını Türkiye topraklarına basmamış Ermeniler tarafından dışardan getirtilmişti.
Gençlerdi, zengin ve politize bir çevreden geliyorlardı, Türk karşıtı gazeter çıkardılar, Türkiyede gizli bir şekilde dağıtmışlardı. Sonra, Amerikan protestan din adamları (rahipler sınıfı üyeleri) tarafından açılan okullarda ermenilere aşırı gerici milliyetçilik öğretildi, bir denizden başka bir denize gidebilecek “Büyük Ermenistan” düşüncesi, orada çok parlak ve yararlı gösterildi. Bu okullarda, başka konuların yanısıra Türklere karşı öğrencilere kin aşılandı. Bu arada Taşnaklar , sokaklarda Türkler ve Ermeniler arasında kanlı, öldürücü saldırılar düzenliyorlardı. Dostluğu nefrete dönüştürmek için 30 yıl yeterli oldu. Çatışmaya katılmadan, dünyayı değiştirmek isteyen, bu genç anarşist, bilinçsiz öğrencilere, böyle bir nefret gerekliydi. Bu nefret ingilizlere, Osmanlı imparatorluğunu tümden yok etme gayeleri için Ruslara da, boğazları kontrol etme arzuları için gerekliydi. Amerikalılar için inançsız ve barbar müslümana karşı ilerlemenin ve güzel sözün taşıyıcısı, Hristiyanların tarafını tutmaları gerekliydi. Sonra batılı ülkelerin büyük bir kısmı için de öyle.

TEHCİR DOĞRUYDU

-SİZCE TEHCİR KARARI DOĞRU MUYDU?

BERNARD- Birinci dünya savaşı sırasında, Türkler her taraftan kuşatılmıştı. Ermeni sivil halkı düşmanla işbirliği yapmaktaydı. Rus ordusuna katılan Ermeniler, yaşlılar, kadınlar ve çocuklardan oluşan Türk sivil halkını, katlediyordu ve köyleri ateşe veriyorlardu. Osmanlı toprakları üzerinde kalan Ermeni erkekler ise, çeteler kurarak, Osmanlıyı iki cephede savaşmaya zorlayarak, arka planda Türk Ordusuna karşı savaşıyorlardı.
Böylelikle Osmanlının gücünü zayıflatıyorlardı. Ermeniler’de düşmanla işbirliği içindeydiler. Ermenilerin Türklere karşı davranışları tehciri zorunlu kıldı?.
Osmanlı imparatorluğunun başka bir seçimi yoktu. Acil ve kriz vaziyetinde bulunmalarına rağmen, Osmanlı İmparatorluğu bazı yasalar oyladı ve tehcirin en iyi şartlarda gerçeklesmesini emretti.

– DÜNYA SAVAŞLARI SIRASINDA ERMENİLERİN YAPTIKLARINA BENZER EYLEMLER BAŞKA ÜLKELERDE BAŞKA ETNİK GRUPLAR TARAFINDAN YAPILSAYDI NE OLURDU?

BERNARD- Hemen hemen bütün batılı ülkelerde, Fransa da dahil savaş zamanında savaşmayı reddetmek, düşman tarafında savaşmak, kendi cephesine karşı düşmana bilgiler vermek, kendi ülkesine karşı yapılan bütün bu suçlar, vatana ihanet suçları gibi görülür, ve ölüm cezasıyla cezalandırılır. Eğer Ermeniler Türkiye’ye yaptıklarını Fransa’ya yapsaydılar ölüm cezasıyla cezalandırılmış olacaklardı.
Sıkıyönetim mahkemesi, arkasında Manga takip ederdi. Kesinlikle haklı ve hakeddilmiş olan bir ceza.

FOTOĞRAFININ YAYINLANMASI BİLE TEHLİKE

– FOTOĞRAFLARINIZIN ÇEKİLMESİNİ İSTEMİYORSUNUZ TEHDİT MAİLLERİ ALDIĞINIZI SÖYLÜYORSUNUZ… KİMLERDEN GELİYOR BU TEHDİTLER, DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜNE AYKIRI DEĞİL Mİ BU?

BERNARD – İnternetten çok hakaret içeren mesajlar alıyorum, beni rahatsız etmiyor, çünkü hakaretler gönderen kişinin kendisini kirletir. Kim gönderiyor? Bilinmesi imkansız, beni özellikle korkutmuyorlar çünkü internet üzeri tehdit etmek çok kolay, çok cesaret isteyen bir şey değil. Sinsi bir şekilde hareket edenleri daha dikkate alıyorum. Onlar Yayın kitap evimi tehdit etme cüretinde bulunmuş yeteri kadar etkin olmuşlar ki, Yayınevi kitaplarımı yayınlamayı durdurdu. Onlar oldukça etkin olmuşlarki, son anda bir Türk konserini iptal edebilmişler. Türk tezini destekleyen kitapları kütüphanelerden kaldırıyorlar. Bu davranışlar (eylemler) düşünce özgürlüğünün apaçık ihlalidir Türkiye’den taraf oldum, olay hakkında bilgim olduğu için.
Kolay bir seçim yapmadım, ama yaptığım seçimden de gurur duyuyorum.
Soykırımlarını ispat edebilecek hiç bir delilleri olmamasına rağmen, tek silahları konuşmak isteyenleri susturmak, ve kitapları yasaklamaktır. Kaçaznuni’nin kitabını yasakladıkları gibi.
Bunlar şiddet eylemlerinde çok ileriye gidebilecek insanlardır. Türkiye’den taraf tutanlar ise çok temkinli davranmak zorundalar kendilerini ve ailerini korumak için.
Bütün cep telefonlarının fotoğraf makinelsi gibi kullanıldığı bir zamanda, çok dikkatli davranmak lazım.