DÜZCE’NİN BENZİNCİ GÜZELİ

BENZİNCİ GÜZELİ

1960’lı yıllarda Düzce’deki benzin istasyonunda çalışan 22 yaşındaki Avusturyalı kız çevrede özellikle şoförler arasında hayli ilgi toplamış…
5 Ekim 1965 yılına ait haber Milliyet Gazetesi’nden Orhan Türel’e ait.

Şimdi gelin Milliyet muhabirinin kaleminden bu oldukça ilginç, ilginç olduğu kadar da renkli hikâyeyi okuyalım:

Yüzünden akan terleri sol elinin tersiyle silen, yanık yüzlü, palabıyıklı adam:

“-Ne kızaysun be Çiristin abla” dedi. “Acele etmek künah midur? Ha bütün bu yolları senin uğurlu elinden penzun almak için aştum celdim. Anla beni dâ.”

                                BENZİNCİ GÜZELİ

Bu yakınma üzerine, biraz önceden çalışmasını izlediğim Düzce’nin benzinci güzeli bir tatlı yumuşadı ki sormayın. Gülüverdi. Gülünce de gamzeleri ortaya çıktı, gözleri çizgi haline geldi ve suratı aydınlanıverdi. Türkiye Petrollerinin tek kız satıcısı Chiristine Byatricky şapkasını afilli bir jestle geriye itti, paranın üstünü verdi ve güneşe koyduğu iskemlesine öndü.
İskemlesinde yaygın bir şekilde oturan Christine, gazeteci olduğumuzu ve resim çekeceğimizi öğrenince birden fırlayıverdi.
“-Yok, yok, yok resim bekle“… dedi ve bir hamlede İstanbul-Ankara asfaltına yönelerek hemen karşıdaki tek katlı ahşap eve giriverdi.
Şaşırdığımı gören istasyon sahibi Saffet Seven “Kadındır” kardeşim “süslenecek” diye güldü. Hakikaten çok geçmeden kapıda görünen eli çantalı benzinci kız, asfaltı geçmeden önce saçlarına bir iki el vurarak patronunu haklı çıkardı.

AĞIZLARININ PAYI”

Christine Byaticky, Avusturyalı, 22 yaşında. Ticaret Akademisi mezunu. 3 dil biliyor. Bütün Avrupa’yı görmüş. Bu yaz da Viyana kapılarına kadar giden Türklerin ülkesini ziyareti aklına koymuş!. Atlamış trene gelmiş İstanbul’a. Daha yolda iken rakamları öğrenmiş. (Hesap için) Parası çabucak bitivermiş. Evvelâ bir pansiyonda çalışmış. Pansiyona şimdiki patronu İstanbul’a gelince uğrarmış. Bakmış kız iş istiyor. “Gel bizim Düzce’ye çalış bende” demiş. “Tamam” diyen Christine de soluğu Düzce’de almış.
İlk dert turistlerden gelmiş. Hep “Sen deli misin. Anadolu’da çalışılır mı? Türkler tehlikeli insanlardır” demişler. Kısa sürede şoförleri kendine bağlayan genç kız bunlara bir sertlenmiş ki. İstasyondakiler anlattı. Turistler özür dileyerek ayrılırlarmış Düzce‘den.

                    YÜZDE YÜZ ARTIŞ

22 yaşındaki Viyanalı, istasyonda çalışmaya başladığından beri benzin ve mazot satışı hemen hemen iki misli artmış. Seven, bunun için hayatından memnun. Christin‘e gelince o da hayatından memnun. 500 lira alıyor. Yemek içmek de müesseseden. Tek katlı bir evi var. Çiçekleri de var. Arkadaşları da var. Bütün şoförler arkadaşları. Kimi fındık, kimi meyve, kimi de el işleri getirir “Al hanım abla. Hâtıram olsun” derlermiş. Genç kız, yolların cefasını çekenlerden bu küçük hatırlanmalar yüzünden çok memnun. “Ne milletsiniz. Ne iyi insanlarsınız” diyor da diyor.
Bizi de aynı şekilde uğurladı “İyi insanlar güle güle” diye.

Paylaşan:Harun Fehmi Endaz

Görüntünün olası içeriği: 3 kişi