ASSUBAYLAR Emrah ÇEREZCİ, Mehmet DUTUKLAR, Necmi TENGİLİOĞLU ve Salih GAZİ’nin ONUR MÜCADELESİ

İLGİLİ HABERLER
»AİHM Türkiye’yi 50 yılda 1.418 kez mahkum etti»
AİHM İdris Naim Şahin’e acımadı»
AİHM Türkiye için 1 yıl bekleyecek»
AİHM’nin Türkiye Hakkındaki Kararları»
Adalet Bakanlığı’ndan AİHM adımı»
AİHM Türkiye’ye cezayı kesti.

Türk Silahlı Kuvvetleri‘nde Assubay Çavuş ve Üsçavuş rütbeleriyle görev yaparken 2008 ve 2009 yıllarında, üstlerinin emirlerine itaat etmedikleri gerekçesiyle, hiç bir yargılama olmaksızın eratı hapseder gibi, haklarında oda hapsi cezası verilen 4 Assubay, bu cezaların bağımsız ve tarafsız bir mahkeme yerine sadece bir komutan tarafından verilmiş olduğu gerekçesiyle, her türlü riski göze alarak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) dava açtı ve 4 Assubay açtıkları bu davayı kazandılar.

Assubay Necmi TENGİLİOĞLU, Mehmet DUTUKLAR, Emrah ÇEREZCİ ve Salih GAZİ adlarındaki bu 4 cesur Assubay 2008 ve 2009 yıllarında AİHM’ye yaptıkları başvurularda, haklarındaki oda hapsi cezalarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin özgürlük ve güvenlik hakkıyla ilgili 5. ve adil yargılanmayla ilgili 6. maddelerine aykırı olduğunu dile getirmişlerdi.

Askerlikle ilgili olarak böyle bir ceza sistemi var, ama bu sistem Osmanlı’dan kalma Küçük Zabit Mektebi mezunlarına uygulanabilir idi.
Assubay Kanununa göre görev yapan personele bu cezanın verilemiyeceğine dair emirler yayınlanır, komutanlar buna göre hareket ederlerdi.
Ancak bu emri görmezden gelen bazı emre itaatsiz subaylar aksini uyguluyorlardı.
Bu günkü Assubaylar, Çerkez Ethem, Kılıçali gibi o günkü kahramanları yetiştiren Küçük Zabit Mektebinden değil, lise üstü tahsil yapmış, yüksek Okul ve Üniversite mezunudurlar.
Çağımız da, o çağ değil, teknoloji çağıdır.
OYAK’ın tüm gelirinin %60 kadarı Assubayların parasından oluştuğu halde ticari yönetimde susturulduğu gibi, cezalandırmada yapılan bu uygulamalar, çok azınlıkta olan bazı subayların bu kahraman toplumu sindirme hereketinden başka bir şey değildir.

Bazı küçük rutbeli komutanlar, bu cezanın verilemeyeceğini bilmemezlikten gelip oda hapsi cezası verdikleri bilinirdi.
Bu cezayı alan Assubay da, genelde sonuç alamayacağını düşünerek itiraz şikayetinde bulunmazdı.
Davayı esastan gören Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türk yargı sisteminde TSK’da hapis hükmü içeren disiplin cezalarının adli bir makam tarafından veya bu adli makamın kontrolü altında verilmiyor olmasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin Özgürlük ve Güvenlik hakkıyla ilgili maddesine aykırı olduğu sonucuna vardı.
Karar gereği Türk hükümeti davacılara toplam 17 bin 500 Euro manevi tazminat ödeyecek.
Şimdi bu para bizim cebimizden mi, yoksa o haksız cezayı veren Komutanın cebinden mi çıkacak?
Adil olan ödeme hangisidir?
Yıllarca kasıtlı olarak düzeltilmeyen bu kanun, tokatı yeyince mi düzeltilecek?
Ülkemizi bu duruma düşüren, o kumutanlar, eğer gerçekten ülkemizi seviyorlar ise bu cezayı kendi ceplerinden öderler.