ACARLAR, TÜRK MÜ, GÜRCÜ MÜ?

Hazreti Nuh Peygamberimiz‘in üç oğlu vardı.
Biri yerinde kaldı, SAMİ ırkını oluşturdu. Afrikalılar onlardan ayrılmadır.
Biri batıya gitti ARİ ırkını oluşturdu. Cermenler onlardan ayrılmadır.
Biri doğuya gitti SARI ırkı oluşturdu. Moğollar onlardan ayrılmadır.
Kuzeyde Moğollarla Cermenler karıştılar, İskitler oluştu.
İskitlerle Cermenler karıştı, Slavlar oluştu.
İskitlerle Moğollar karıştı, Türkler oluştu.
M.S.1000 yılına kadar Slav ve Türkler birbirleriyle evleniyor ve karışıyorlardı. Değişik kabileler oluşmuştu.
Güney Kafkasya’da yaşayan Kart’lar (Tevrat’ta Kelt’ler) en eski kavim olup, Macar/Slav karışımıdır. Bu nedenle bazı Gürcü ilim insanların “Gürcülerin, Türklerle kökten akrabalığı olduğunu savunurlar.”
Kartlar daha çok Slavlardan,
Acarlar, daha çok Macar Türklerinden oluşmuştur. Macarların bir kolu olan türkçe konuşan ACAR’lar Osmanlı topraklarına katıldıktan sonra müslüman edilmiştir. Halen bugün de Acaristan’daki soydaşlarımız türkçe konuşurlar.

Şavşat’taki Çinçavatlar, Çin’deki Çavatlardan gelmedirler. Hrıstiyan Macar Türkleri, kendilerine “ACAR” diyorlardı.
Gürcüler, Acarların tüccar olmaları nedeniyle “TÜCCAR” anlamında “VACAR” da demektedir.
M.S. 1000 yıllarında Türkler Müslümanlığı, Slavlar ise Hıristiyanlığı kabul ettiler.
İşte burada yollar ayrıldı. Aralarında evlenme de kesildi.
Doğu Avrupa ve Kafkas halkları da ikiye ayrıldı. Türklere yakın olanlar İslamiyet’i, Slavlara yakın olanlar Hıristiyanlığı kabul ettiler.
Gürcü Kartlar Hıristiyanlığı, Acarların çoğu ise İslamiyet’i kabul ettiler.

Müslüman Acarlar, Batum civarında otururlar.
Batum’a dökülen Çoruh nehri, önce batıdan Acar suyunu, sonra da Maçahal Suyunu alır. Maçahel Suyu daha küçüktür.

Kart’lar ve Acar’lar daha çok sivrisineğin yaşamadığı yüksek yerlerde yerleşirdi, yerleşim merkezini oralarda yaparlardı.
Maçahal’ın da merkezi yukarıda idi. Orada Hertvis (khe irtvis), “sular birleşiyor” denen bir yer vardır.
Şimdiki adı Camili’dir. O derenin merkezi oradadır.
Orada iki dere birleşir. Biri ‘Efeler deresi’dir, diğeri ‘Maral deresi’dir. Maral’ın eski adı Mindiyet’tir, eğimli düzlük demektir.
Acarlar’ın ‘Aşağı Maral adı verdikleri yere Gürcüler İremet der. Acarlarda ‘İREM’ “Cennet Bahçesi” demek iken, Gürcülerde “İrem” ‘yabani keçi’ demektir.

ACARA TARİHİ
Antik çağlarda Acaristan, Kolhis ve Kartli’nin bir parçasıydı.
5.yüzyılda Yunanlılar tarafından kolonileştirildi ve Batum (Batis) kenti de muhtemelen Yunanlı koloniciler tarafından kuruldu.
Bölge MÖ 2.yüzyılda Romalılar ve daha sonra Bizanslıların eline geçti.

MS 352′de AVRUPA HUN İMPARATORLUĞU kuruldu. Şimdiki ACARA ve GÜRCÜSTAN bu devasa imparatorluğun Günedoğu kanadında yer alıyordu. Acarlar bölgeye bu dönemde kök saldılar!

Bölgenin 11.yüzyılda Selçuklular, 13.yüzyılda İlhanlılar tarafından işgal edilmesiyle bölge İslamlaşmaya başladı.

OSMANLI DÖNEMİ
Acar’ların ikemet ettikleri bölgeye “ACARA” denirdi. ACARA, “Acarlar Ülkesi” demektir. KARTVELİ  “Kart Ülkesi – Gürcü Ülkesi” demektir. Türkiye’de de Kart Ailesi, hatta Kart soyadını taşıyan Gürcü kökenli yurttaşlarımız vardır.
Osmanlı döneminde Acara’yı Ulya (Yukarı Acara) ve Acara’yı Süfla (Aşağı Acara) sancakları kuruldu.
Bu sancaklar ÇILDIR Eyaleti Merkezine bağlıydı. Bir ara AHISKA (Ahaltsihe) da Eyalet Merkezi olmuştu.

93 Harbi sırasında Acar halkının büyük bir bölümü Rus baskısıyla müslüman Anadolu’nun çeşitli yerlerine göç etti. Bir kısım müslim Acarlar ile, halen Hrıstiyan olan Acarlar ise Acara bölgesinde kaldılar.
Harpten sonra imzalanan BERLİN ANTLAŞMASIyla Rusya İmapatorluğuna ilhak edildi ve Batum Oblastı kuruldu.
1883 yılında Batum Oblastı ve Artvin Oblastı birleştirilerek Batum yönetim bölgesi oluşturuldu.

I. DÜNYA SAVAŞI
I.Dünya Savaşı sırasında Almanya tarafından işgal edildi ve 3 Mart 1918 tarihli BREST-LİTOVSK Antlaşması’yla yeniden Osmanlı’nın toprağı oldu.

Mondros Mütarekesi gereğince İngiltere tarafından geçici olarak işgal edildi ve Kurtuluş Savaşı döneminde Bolşeviklerin Gürcistan’a saldırısı sırasında Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti Ordusu (General Kazım Karabekir) tarafından geri alındı.
Birinci mecliste Akif Bey (Sümer), Ahmet Fevzi Bey (Erdem), Hahutzade Ahmet Nuri Efendi, Ali Rıza Bey (Acara), İmamzade Edip Efendi (Dinç) olmak üzere beş Batum milletvekili vardı.

Sovyetler ile Türkiye arasında 16 Şubat 1921‘de Sovyetlerin Demokratik Gürcüstan Cumhuriyeti’ne saldırmasıyla Türkiye ile Gürcüstan arasında müzakere başlamış ve 23 Şubat‘ta Sovyetler Gürcüstan’a savaş ilan edince 04:23’te Gürcüstan Hükûmeti Ardahan ve Artvin sancaklarının Türkiye’ye bırakıldığını bildirmiştir.
Ertesi gün 24 Şubat‘ta Tiflis, Kızıl Ordu tarafından işgal edildi.

Müzakerenin sonucu Türkiye Büyük Millet Meclisi Ordusuna bağlı birlikler 7 Mart‘ta Ardahan ve Artvin’i, 10 Mart‘ta Ahıska’yı almış ve 14 Mart‘ta Batum ve Ahılkelek’e girmişlerdir.
Gürcüler Ahıska ve Ahılkelek’in Türkiye’ye verilmesine razı olmuş ancak Batum’u vermek istememiştir.
16 Mart 1921′de Moskova Antlaşması imzalanarak Batum’un Sovyetlere bırakılması kararlaştırıldıysa da bu haber cepheye ulaşmamıştır. Bu arada 11.Kızıl Ordu Batum’a yaklaşmaktaydı.

Gürcü ordusu Kızıl Ordu’nun saldırısına dayanamayarak son hattı olan Samatredi – Poti hattından geri çekilmiş ve ordunun büyük kısmı Bolşevikleşmiştir.
17 Mart‘ta Gürcü hükûmeti Batum’u terketmiştir. Gürcü kurucu meclisi Batum’u terk etmeden önce şu kararı vermiş:
Batum’u Türklere terk etmektense Bolşeviklerde kalması daha iyidir. Çünkü bir gün Sovyetler ortadan kalkacak, fakat bir kere Türk olan Batum daima Türk kalacaktır.

17/18 Mart gecesi Gürcü hükûmeti Batum’u Türkiye’ye teslim ettikten sonra eski Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmetinin Gürcüstan mümessili olan Albay Mehmet Kâzım Bey (Dirik) tarafından mutasarrıflık kurulmuştur.

18 Mart‘de Bolşeviklik ilan eden Batum’daki Gürcü Alay Komutanı Giorgi Mazniaşvili REFKOM idaresini kurmuş ve Batum’un Gürcülere bırakılmasını istemiştir.
Kâzım Bey reddedince kendisinin kaldığı vilayet konağına saldırmış ve iki kuvvet arasında çatışma yaşanmıştır.
Zor durumda kalan Türk birliklerin çoğu Çoruh’un gerisine çekilmiştir.
19 Mart‘ta Moskova Antlaşması cephe birliklerine ulaşmıştır. Ancak 20 Mart’ta Gürcüler Samaya ve Barshane tabya ve kışlalarına saldırmış ve çarpışma alanına gelen Kızıl Ordu süvari alayı, Türk birliklerinin bütün eşyalarını yağma ettikten sonra esir almıştır. Türk askerleri 22 Mart‘ta kadar tutuklu kalmışlardır.

28 Mart‘ta 11.Alay Borçka’ya çekildi, aynı gün Albay Kâzım Bey Batum’u bırakarak Trabzon’a gitmiş, 7.Alay Batum (Çoruh sol kıyısı)’dan Hopa’ya çekilmiştir.
Ahıska’daki 15.Süvari Alayı Zaruşat’a, 8.Alay Çıldır ve Çaksuyu’ya, Ahılkelek’teki 29. Alay ve 9.Tümen Süvari Bölüğü Gümrü yakınlarına çekilmiştir.

SOVYETLER SONRASI
Sovyetler Birliği’nin çözülmesinden sonra Acara, Özerk bir Cumhuriyet olarak 1991’de bağımsızlığını ilan eden Gürcistan’ın içinde kaldı.
Acara’nın bu tarihte başına geçerek otoriter bir yönetim kuran Aslan Abaşidze, bölgeyi Gürcüstan’daki iç savaşın dışında tuttu. Ancak Abaşidze, kişisel servet edinmek, insan haklarının ihlali, suç örgütlerine göz yummak gibi konularda suçlandı.
ACARA, Eduard Şevardnadze’nin devlet başkanlığı boyunca Tiflis yönetiminin fiilen denetimi dışında kaldı.
ABD ve Soros destekli Karanfil veya Gül Devrimi olarak adlandırılan darbeyle 2004 yılında Şevarnadze’yi deviren Miheil Saakaşvili yönetimindeki muhalefet, Saakaşvili’nin devlet başkanı seçilmesinden sonra bu konuya da el attı. Bu çerçevede uzun süren ve savaş eşiğine kadar gelen kriz yaşandı.
Rusya’yla yakın ilişkide olan Abaşidze, Kars Antlaşması’na atıfla garantör ülke olarak Türkiye’den de yardım istedi.
Türkiye sorunun barışçıl yollarla çözümünü desteklemekle birlikte, askeri müdahale durumunda Kars Antlaşmasına dayanabileceğini de belirtti.      Yapılan diplomatik görüşmeler sonucunda gerekli desteği bulamayan Abaşidze, Mayıs 2004’te ülkeyi terk edip Rusya’ya gitmek zorunda kaldı. Abaşidze’nin devrilmesinden sonra, merkezi yönetim bölgenin özerkliğine müdahale ederek, özerk yönetimin birtakım yetkilerini kıstı, yönetimin belirlenmesinde değişikliğe gidildi.

YASAMA VE YÖNETİM
Aslan Abaşidze’nin 2004′te devrilmesinden sonra Acara Özerk Cumhuriyeti’nin statüsü Gürcüstan anayasasında yapılan değişikliklerle kısıtlandı. Yeni statüye göre bölgesel yasama organı olan Yüksek Konsey (parlamento) 30 üyeden oluşur ve 5 yılda bir yenilenir.
Bölgesel hükümet olan Acara Özerk Cumhuriyeti Bakanlar Konseyi’nin başkanı, Gürcüstan devlet başkanı tarafından belirlenmektedir.
Devlet Başkanına bölgesel hükümeti ve parlamentoyu feshetme yetkisi de verilmiştir.

Acara Özerk Cumhuriyeti Hükümeti logosu Acaristan, 6 yönetim bölgesine ayrılmıştır: Batum, Keda ilçesi, Kobuleti ilçesi, Helvaçavuri ilçesi, Şuahevi ilçesi, Hulo ilçesi

Coğrafya ve İklim
Acara, Karadeniz’in güneydoğu kıyısında yer alır. Topraklarının büyük bölümü Küçük Kafkas Dağlarına yayılır.
Kuzeyde Guria, doğuda Samtshe-Cavaheti, güneyde Türkiye yer alır. Acara büyük ölçüde dağlık bir bölgedir ve %60’ı dağlarla kaplıdır.
Bu dağların en yüksek noktası 3.000 m’yi aşar. Bölgedeki dağların önemli kısmı Mesheti Dağlarının bir parçasıdır.

İklim
Acara’da astropikal iklim egemendir.
Yönetim merkezi Batum’da ortalama sıcaklık 14 °C’dir.
En soğuk ay olan ocak ortalaması 6°C olarak ölçülür.
En sıcak aylar olan temmuz ve ağustos ortalaması ise 22 °C olarak gerçekleşir.
Batum’da en düşük sıcaklık olarak -7°C ve en yüksek sıcaklık olarak da 40°C kaydedilmiştir.

Yukarıda Acarların Tarihi gelişimi incelediniz. Acarlar Macar kolundan gelen Türkler midir, Kart kolundan gelen Gürcüler midir? Yoksa Gürcü/Kartveli kültürü etkisinde asimile edilmiş melezler midir? Varın siz karar verin..