30 HANELİ KÖYDEN BİR ŞAHİN ALBAYRAK HOCA

Tunceli’nin 30 haneli köyünden dünyanın yapay zekâ zirvesine.

SENE 1968.

Tunceli’nin Nazimiye ilçesi. Turnayolu köyü. Sarp dağların arasında 30 haneli bir köy.

İşte o köyde başlıyor hikâyemiz. Tek göz bir evde 9 kardeş yaşıyorlardı.

1970 kışı. Kar yolları kapatıyor. Tunceli’nin sarp dağları güneşi kesiyor. Hava buz.

Kar yolları kapatınca, öğrenci nasıl gelsin, öğretmen nasıl ulaşsın.

Mehmet yine gaz lambasının ışığında, önce Türkçeyi öğreniyor. O çalışırken 9 kardeş yer yatağında uyuyor?

Mehmet daha 5 yaşında. Ama ilkokula başlamış. Baharda güzelim dağlar… Ama ona da terör belası izin vermiyor.

Baskınlar, yangınlar, katliamlar… Korku ve vahşet… Mehmet ilkokulu bitirir ve sıra diplomayı almaya gelir. Ama büyük bir sorun vardır.

Mehmet nüfusa kayıtlı değildir. Okul bir türlü diplomayı veremez. Dedesi alır Mehmet’i ilçe nüfus müdürlüğüne götürür.

Nüfus memuru sorar:  – Nedir dert?

– Müdürüm bizim çocuk ilkokulu bitirdi ama nüfusa kayıtlı değilmiş. Diplomayı vermiyorlar.

– Peki doğum tarihi.

– 60’tır.

– Olur mu yahu, bu daha çok küçük, nasıl diploma alır.

– Aldı vallahi… İşte okul yazısı…

– Olmaz öyle… Doğumu 58 yapalım.

– Adı ne?

– Mehmet.

– Şu gözlere bak… İri kara… Şahin gibi. Gel adını da Şahin yazalım.

– Yaz müdürüm yaz. Oğlan diplomasını alsın da…  Mehmet böylece Şahin olur.

Şahin ortaokula başlar. Bu sırada ağabeyi Almanya’ya gitmiştir. Terörün ortasında… Sarp dağların arasında… Karlı gecelerin kıyısında…Gaz lambası ışığında yıllar geçer.

Şahin her sene takdirle, başarıyla karne getirir. Ve sonunda lise biter. Üniversite sınavı…

Şahin uçak mühendisliğini kazanır. Ama terör öylesine azmıştır ki… Sonunda Almanya’ya ağabeyinin yanına gider. Terörden kaçar.

Ağabeyi sorar: – Ne yapmak istiyorsun?

– Abi bir üniversite okuyup Mercedes firmasına girmek istiyorum.

– Niye Mercedes?

– Bir Mercedes’le memlekete dönmek istiyorum.

– Olur mu öyle şey. Sen önce Almancayı bir öğren. Sonra bir üniversiteye gir. Bak sana göre bir üniversite var. Berlin Teknik Üniversitesi Bilgisayar ve İletişim Fakültesi.

Ve Şahin üniversiteye girer. Öylesine çalışır ki… Üniversiteyi birincilikle bitirir. Kürtçeden Türkçeye oradan Almancaya.. Ve Almanya’nın en önemli üniversitesini “tam puan”la ve birincilikle bitirir.

Hayali Mercedes olduğu için hocasına rağmen iş başvurusu yapar. Ama çalışma izni olmadığı için üniversiteye geri döner.

Gerçi yıllar sonra Mercedes hayalini muazzam bir projenin başına geçerek gerçekleştirecektir ama… Hayat kolay değil…

Üniversitede doktora sonrası doçentlik… Ardından bir teklif alarak ABD’ye gider. Standford Üniversitesi yapay zekâ laboratuvarına girer.

Şahin Albayrak ismi bilim camiasında duyulmaya başlamıştır. Ardından Alman Telecom Berlin’e davet eder.

Yıllar önce çalışma izni olmadığı için işe giremediği Berlin’de bu defa üniversite ve Alman Telekom’un ortak olduğu yapay zekâ laboratuvarının başına geçmiştir.

30 yaşında profesör olan Şahin Albayrak, artık dünyanın en önemli araştırma merkezlerinden birisinin başındadır.

Bundan sonrası hayaller ve buluşlar arasında geçer.

Tunceli’nin Nazimiye ilçesinin Turnayolu köyündeki “küçük Mehmet” bir Şahin olarak Almanya’da BMW için kendi enerjisini üreten yapay zekâ formatını geliştirir. Model çok tutar.

Akıllı ofis, akıllı ev… Ve akıllı şehir.

Ve şimdi… Prof. Şahin Albayrak, şimdi Alman devletinin koronavirüs sonrası için kurduğu 2.5milyar Euro’luk yapay zekâ araştırmasının başına geçer.

Aynı zamanda “virüs sonrası bilim kurulu” üyesi oldu.

Şahin Hoca, şu anda Berlin’in protokol yolunu sürücüsüz araçlar için “akıllı yola” dönüştürmek için çalışıyor.

Alman devletinin en büyük nişanlarından (madalya) birisi olan Federal Liyakat Nişanı ile ödüllendirilen bilim insanı Şahin Albayrak, Türkiye’den onlarca gence burs da veriyor.

Evet arkadaşlar…

Kuş uçmaz, kervan geçmez sarp dağların arasındaki 30 haneli bir Tunceli köyünde, tek göz odada, gaz lambası ışığında 9 kardeş arasından çıkıp…

Dünyanın en büyük yapay zekâ sisteminin başına geçen küçük Mehmet’in, bir “Şahin hoca” olarak portresidir bu.

Bu topraklar ne evlatlar çıkarıyor. Ve bu terör ne çok evladımızı kaybettirdi…

Bilin istedim.

İyi ki varsınız Şahin hocam.

Fatih Çekirge