TÜRKLER, HER İNANÇTAKİ SOYDAŞ KARDEŞİNE SAHİP ÇIKAR, PAYLAŞIR.

Türk milliyetçiyiz” diyerek kimin ahlakını kime dayatıyorsunuz?…  Dünyada ilk “Türk Derneği”, Macaristan-Budapeşte’de 1908 yılında açıldı.

Üniversitelerde ilk Türkoloji kürsüsü 1870 yılında Budapeşte’de kuruldu…
Macar Türklerini bilir misin?…
Turan fikrinin nereden doğduğunu sanıyorsun?…
Bugün…
Gabor Vona‘yı da bileceksin!…
Hâlâ Necip Fazıl mı okuyorsun?…
Oysa Attila Jozsef‘i okumalısın!…
Hadi Yusuf Akçura’yı, Sultan Galiyev’i bildiğini düşüneyim; Turar Rıskulov‘u ya da Ethem Nejat‘ı bilir misin?…
Sahiden “sağ” nedir, “sol” nedir hiç kafa yordun mu?…
Tarihindeki Türk milliyetçi hareketler sömürgeciliğe karşı çıkarken, senin neoliberalizme/ vahşi kapatilizme karşı neden hiç sesin çıkmıyor?…
Evet sen kardeşim!… “Türk milliyetçileri” adını kullanarak kimin ahlakını kime dayatıyorsun?
Bak sana bir Türk efsanesini hatırlatayım…
Cengiz Aytmatov’u bilirsin. Kırgız Türk’ü…
Türk birliğinin yılmaz savunucusu. Dünya edebiyatına armağan ettiğimiz Lenin ödüllü usta bir kalem…
1980 yılında yazdığı bir romanı var: “Gün Olur Asra Bedel”. Okudunuz mu?… Kişinin, öz köküne yabancılaşmasını anlatır. Bunu Türk “Mankurt Efsanesi”ne dayandırır.

Şöyle… Juan-Juan adlı barbar bir toplum, tutsak ettiği kişileri işe yarar köleler haline getirmek için belleklerini silerek “mankurt” haline getirirmiş !…
Bir insanı “mankurt” yapmak istediklerinde bak ne yaparlar:
– Tutsak kişinin saçları iyice kazınır,
– Kafasına devenin boyun derisi gerdirilerek geçirilir,
– Tutsak başını yerlere vurmasın diye bir kütüğe bağlanır,
– Yürek parçalayan çığlıkları duyulmasın diye elleri ayakları bağlı olarak ıssız bir yerde sıcak güneş altında dört beş gün aç susuz bırakılır,
– Sıcağın etkisiyle deve derisi büzülür ve bir mengene gibi kafayı sıkıştırır,
– Deve derisinin artık kafa derisiyle bütünleşmeye başlamasıyla kazınan saçlar yeniden uzamaya başlar,
– Fakat, deri kafaya o kadar yapışır ki, zaten sert olan deve derisi sıcağın etkisiyle iyice sertleşir ve uzayan saçlar deriyi delip uzamasına devam edemez,
– Bu nedenle saçlar kafanın dışı yönünde değil, içine doğru uzamaya başlar,
– Sıcaktan büzüşen deve derisinin kafatasına yaptığı baskı ve kafanın içinde ters yönde uzayan saçların kafatasını delip, beyne doğru ilerlemesiyle tutsak kişi büyük acılar çeker,
– Beşinci günün sonunda tutsakların çoğu ölür,
– Sağ kalan tutsak ise zamanla kendine gelir; yiyip içerek gücünü toparlar.
– Ama o artık bir insan değildir; ölünceye kadar geçmişini hatırlamayan “mankurt” olmuştur. Artık hafızası yoktur…
Kim olduğunu, hangi soydan geldiğini, anasını, babasını ve çocukluğunu bilmez hale gelir. Artık düşünemez…
İnsan olduğunun farkında değildir.
Ağzı vardır, dili yoktur. Kaçmayı dahi düşünmeyen, hiçbir tehlike arz etmeyen bir köledir sadece. Bilinci, benliği olmadığı için, sadece efendisine boyun eğen bir köle…
Evet… Mankurt, için önemli olan tek şey efendisinin emirlerini yerine getirmektir…

Akıl yoksunluğunu ifade eden “mankurtlaşma” artık bir kavram olarak kullanılmaktadır… Anadolu’da “mankafa” derler !…
Kimbilir… Belki de Cengiz Aytmatov “Bozkurtları” uyarmak istemektedir…
Anlayana…
* Türk Bayrağı’nın yakılmasını, göklerden/direklerden indirilmesini protesto ettiniz mi? Hayır!…
* Atatürk heykellerinin parçalanmasını protesto ettiniz mi? Hayır!…
* Bu ülkenin parsel parsel özelleştirme adı altında satılmasını protesto ettiniz mi? Hayır!…
* Türk kimliğinin-kavramının Anayasa’dan çıkarılmak istenmesini protesto ettiniz mi? Hayır!…

* Devlet nişanından, devlet kurumlarından Türkiye Cumhuriyeti TC ibaresi kaldırılmasını protesto ettiniz mi? Hayır!…
* Andımızın kaldırılmasını protesto ettiniz mi? Hayır!..
* 23 Nisan gibi, 19 Mayıs gibi milli bayramlarının kaldırılmasını protesto ettin mi? Hayır!…

* Soma katliamını protesto ettiniz mi? Hayır!…
* Doğa katliamlarını protesto ettiniz mi? Hayır!…
* Kaçak Sarayı protesto ettiniz mi? Hayır!…
* Kuzey Irak’ta Türkmenlerin katledilmesini protesto ettiniz mi? Hayır!…
* Süleyman Şah Türbesi’nden kaçılmasını protesto ettiniz mi? Hayır!…
* Ülkenin parçalanma projelerini protesto ettiniz mi? Hayır!…
Peki neyi protesto ettiniz?…
Sadece, bu ülkenin yüz akı sanatçısı Bedri Baykam‘ı protesto ettiniz !…
Beyoğlu Piramid Sanat Galerisi’nde Almanya, Fransa, Japonya ve ABD’den sanatçıların eserlerinin de yer aldığı “Çırılçıplak” başlıklı sergiyi “ahlaki değerlere” aykırı bulup Taksim‘e sokağa çıktınız ve “Bizler; Türk Milliyetçileri, Türk İslam Ülkücüleri, Türk Milletinin ahlak değerleri ile ters düşen ve sanat adı altında perdelenmek istenen bu çirkin sergiyi kabul edemeyiz” dediniz…
Demek: Türk kavramının yok edilmesi, Türk bayrağının yakılması, Atatürk heykelinin parçalanması, Andımız’ın, ulusal bayramlarımızın kaldırılması, “ahlaki değerlere” uygunmuş ki sesiniz çıkmadı!…
Türklüğün sadece “bacak arasına” indirgendiğinin farkında değil misiniz?…
Soner YALÇIN