OSMANLI BÖYLE BATTI

       ??OSMANLI’NIN
İFLASINDAN DERS ALMAK … 

“… Osmanlı Devleti gerçekte ve fiili olarak bağımsızlıktan mahrum bir duruma getirilmişti. Gerçekten bir devlet ki, kendi halkına koyduğu bir vergiyi başkasına koyamaz ; gümrüklerini, vergilerini memleketin ve milletin ihtiyaçlarına göre düzenlemesi yasaktır.
… Ve bir devlet ki, yabancılar üzerinde yargı hakkını uygulamaktan mahrumdur. Böyle bir devlete elbette bağımsız denilemez !..”

        (??Mustafa Kemal ATATÜRK, 17 Şubat 1923,
İzmir İktisat Kongresi konuşması).

                 ?OSMANLI BÖYLE BATTI :
▪️”1914-1922 arasındaki savaş yıllarında ortalama enflasyon %1200 ile %1700 civarında.
Fiyatlar 18-20 kat artıyor …
▪️ÖRNEĞİN, 1914‘te dört kişilik bir ailenin gıda harcaması 225 kuruşken, 1920′de 3049 kuruşa yükseliyor …
▪️MAAŞLAR ise artmıyor. Halkın alım gücü
%80 azalıyor. Para %85 değer kaybediyor …
▪️OSMANLI’da 16.Yüzyıl’ın başlarında, halk ve devlet para sıkıntısı çekiyor. Öyle ki II.Beyazid‘in illerde valilik yapan oğulları, aylıklarının azlığı nedeniyle zor geçinebiliyorlar.
▪️Buna karşın Rüstem Paşa, İbrahim Paşa gibi bazı devlet adamları rüşvet ve yolsuzlukla büyük servet yapıyorlar
▪️16.Yüzyıl’da devlet para bulabilmek için vergileri arttırıyor. Böylece özellikle köylü ezilmeye başlıyor. (İstanbul halkı, 1876′ya kadar emlak vergisi bile ödemiyor)…
▪️OSMANLI’da vergi yükünün %87’si, millî gelirin yarısından az pay alan köylüye yıkılıyor.
▪️OSMANLI’da 16.Yüzyıl’dan itibaren paranın değeri hep düştü. Fiyat artışları ve yüksek enflasyon halkı olumsuz etkiledi …
▪️OSMANLI’da ilk büyük kıtlık 1495-1503 yılları arasında görülüyor. İkinci büyük kıtlık 1564′te görülüyor. 1573-1576 yılları arasında kıtlık daha da artıyor. 1603‘te Anadolu’da yine “buğdaysızlık” baş gösteriyor. Sonunda hububat alım satımı “vesikaya” bağlanıyor …
▪️Öyle ki, İstanbul’da İngiliz elçisi bile 1607‘de yiyeceği ekmeğin buydayını ancak vesikayla satın alabiliyor. Osmanlı tebaası tam 15 yıl ekmek bulamıyor, halk açlıkla pençeleşiyor …
▪️OSMANLI’da son büyük kıtlık 1873-1875 yılları arasında görülüyor. Ankara, Kırşehir, Yozgat, Çankırı ve Sivas’ta on binlerce insan açlıktan ölüyor
▪️OSMANLI, aldığı borcu üretime değil, tüketime yönelik olarak kullandı. Borcun anapara ve faizlerini ödemek için yeni borçlar almak zorunda kaldı …
▪️OSMANLI 1876‘da borçlarını ödeyemeyip “iflas” ediyor. Bunun üzerine 20 Aralık 1881‘de “Muharrem Kararnamesi” ile alacaklı Avrupa ülkeleri (İngiliz, Fransız, Avusturyalı, Alman, İtalyan) şimdiki var olan VARLIK FONU gibi “DUYUNU UMUMİYE”yi kurup Osmanlı’nın temel gelirlerine el koyuyorlar. Türkiye de bu tehlikeyi taşıyor.
▪️II.ABDÜLHAMİT bugünkü Türkiye topraklarının iki misli toprağımızı, her isteyene dağıtmakla kalmadı, her şeyi ; Madenleri, Demiryollarını, Limanları, hatta Tütünü, dahası Elektrik, Su, Havagazı gibi tüm yatırımlarımızı yabancılara teslim etti !..
Osmanlı’yı yabancılara bağımlı hale getirdi …   O nedenle yurtsever aydın kesim Abdülhamit efendiye “16 karılı cehennemmekan diye lanetlerler..   Türkiye düşmanları da inadına (Cennetmekan) diye övünürler..

 ?TÜRKİYE’de bugün enflasyon alabildiğine yükseliyor. İşsizlik artıyor. Zamlar halkın belini büküyor. Halkın alım gücü azalırken borç yükü artıyor. Paramız her geçen gün değer kaybediyor. Eskilerin tabiriyle para pul oluyor …
▪️TÜRKİYE geçmişte de ekonomik çöküşler yaşadı. Dahası, Osmanlı 19.Yüzyıl’da iflas edip battı.

Kim bilir ! Belki biraz ders alırız !..   Yada …..(söylemeye dilim varmıyor)..

(??▪️Vedat Eldem, “Osmanlı İmparatorluğu İktisadi Şartları Hakkında Bir Tetkik”,
s.204-246 ;
▪️”Türk Ziraat Tarihine Bir Bakış”,
s.210-211-213, İstanbul, 1938 ;
▪️Şevket Pamuk, “Türkiye’nin 200 Yıllık İktisadi Tarihi”, s.112)