ATATÜRK MASON LOCALARINI NİYE KAPATTI?

Atatürk’ün emriyle 1935 yılında mason localarının kökü dışarıda olduğu için kapanıyor, sütunlar yıkılıyor..

Mason locaları ile iç içe çalışan İttihat Terakki Cemiyeti’nin Osmanlı İmparatorluğu’nu nasıl uçurumun eşiğine sürüklediğini bilen Atatürk, mason localarını kapatmak istiyordu. Kapatma görevini ise dönemin Mason İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’ya verdi. Şükrü Kaya Atatürk’e uzun süre direnmeye çalıştıysa da başarılı olamadı.

Anadolu Ajansı 10 Ekim 1935 tarihinde gazetelerin merkezlerine şu önemli haberi geçiyordu:  “Türkiye Mason cemiyeti, memleketimizin sosyal tekamülü ve günden güne artan muazzam terakkilerini nazarı itibare alarak faaliyetlerine nihayet vermeyi ve bütün mallarını memleketin sosyal ve kültürel kalkınmasına çalışan Halkevlerine teberrü muvaffak görülmüştür.”

Bu habere kimse bir anlam verememişti. Çünkü Türkiye masonluğu tarihinin en rahat dönemini yaşıyordu. TBMM Başkanı, İçişleri Bakanı, Dışişleri Bakanı, Ankara Valisi, İstanbul Valisi üst düzey aktif masondu. Devlet yönetiminin köşebaşları masonlar tarafından tutulmuştu.

Türkiye Masonluğu ne olmuştu da 27 yıl aradan sonra kendini yok etme kararı almıştı. 4 gün sonra gerçek ortaya çıkmıştı. Masonlar kendilerini feshetmemiş, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından mason locaları kapatılmıştı. 14.Ekim.1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nin “Türkiye’de Mason Locaları Bir Emirle Kapatıldı” başlıklı haberinde olayın perde arkası şu şekilde aktarılıyordu:  “İçişleri Bakanlığı’ndan verilen bir emir üzerine Türkiye Mason Localarının faaliyetlerine nihayet verilmiştir. Yüksek makamın emri ile Türkiye masonluğunun İstanbul, Ankara, İzmir, Edirne, Muğla, Gaziantep ve Adana’da bulunan Müteaddid locaları kapanmış, bunların emlaki hükümete intikal etmiştir. “

Cumhuriyet Gazetesi’nin haberinde sözü edilen yüksek makam dönemin Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk‘ten başkası değildi. İşin ilginç yanı ise Atatürk‘ün Mason localarını kapatma emrini, Mason İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’ya vermiş olmasıydı. Mason İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Atatürk‘ü bu tarihi kararından vazgeçirmeye çalışsa da başarılı olamamıştı.

Şükrü Kaya, Türkiye Yüksek Şurası adına Doktor İsmail Hurşit, Türkiye Büyük Locası Büyük Üstadı Muhittin Osman Omay ve bir grup masonu İçişleri Bakanlığı’na çağırır ve Atatürk’ün kesin kararını bildirir: “Mason Locaları kapatılıp çalışmalarına son verecekler ve malvarlıklarını halkevlerine aktaracaklardır.”

ATATÜRK LOCALARI NEDEN KAPATTI?

Atatürk, uzun yakın arkadaşlarıyla istişare ettiği mason localarının kapatılmasıyla ilgili düşüncelerini ilk olarak 1935 yılında gündeme getirdi. İttihat Terakki Cemaati içerisindeki masonların Türiye’ye verdikleri zarar herkes tarafından bilinmekteydi. İttihat Terakki’yi yakından tanıyan Atatürk, Cumhuriyet’in kuruluşundan beri locaları kapatmayı düşünüyordu.. Dönemin Van Millitvekili İbrahim Arvas, hatıralarında Atatürk‘ün masonlara yaklaşımını şu şekilde ifade ediyor: Mustafa Kemal‘in sevmediği iki zümre vardı. Birincisi dönmeler ikinci ise masonlardı… Bir gün eski Adliye Vekil Mahmud Esat Bozkurt’u çağırdı. Kendisine masonların taksimat, teşkilat, ahvalini bildirir bir kitap verdi. “Bunu güzelce mutalaa et, bir takrirle Halk Partisi grup başkanlığına ver, grupta bunlara şiddetli hücum yap ve grupça kapanmasına dalalet et. Senin de bu işte büyük şeref payın olacaktır. dedi. Grup danışmanı Mahmut Esat Bozkurt, riyaset makamına bir takrir verdi ve takririnin okunmasını reisten rica etti. Hülasası şöyleydi: “Masonluk kökü dışarıda bir yahudi tarikatından başka bir şey değildir, memleketimizde bunun ne işi vardır? Bunu da grup kararıyla kapatalım…”

Ertesi hafta Recep Peker geldi ve kürsüye çıkarak şu müjdeyi verdi: “Arkadaşlar yarından itibaren Türkiye’de masonluk kalmamıştır ve bütün localar kapanmıştır.” Salonda bir kıyamet koptu, alkışlar, bağırmalar “kahrolsun Yahudi uşakları” sesleri tavanları çınlatıyordu. Şükrü Kaya ve arkadaşları sırra kadem basmışlardı. Grup dağıldıktan sonra Dr. Mim Kemal’i öne katarak meclisteki masonlar toplu olarak Reis-i Cumhur’a gitmişlerdi. Mim Kemal, Reis-i Cumhur’a hitaben: “Efendimiz biz zaten maiyet-i devletindeyiz fakat siz Meşrik-i Azam’ımız olursanız, bir pervane gibi etrafınızda dönüp dolaşırız” demiş. Reis-i Cumhur: “Peki bir şey soracağım, bana cevap veriniz de sonra… Siz Avrupa’da hangi locaya bağlısınız ve mektubunuzun ismi nedir?

Biz Cenova’ya tabiyiz ve Reisimiz Barca Mişon cenaplarıdır” diye yanıtlamış. Bunun üzerine küplere binen Mustafa Kemal Paşa onlara hitaben: “Ben bütün hesapları yaptıktan sonra kapatma kararı aldım, bizi oyuna getirmek istiyorlar. Haydi şimdi defolun buradan cehennem olun gidin. Yahudi uşaklığı yaptığınızın farkında değilsiniz! Benim milletim bana kahraman sıfatı verdi, ben sizin isteğinizle bir çift yahudiye uşak mı olacağım? Bu gece sabaha kadar Türkiye’deki bütün locaları kapatmadığınız taktirde, yarın teşkil edeceğim, Divan’ı Harb-i Örfi‘ye hepinizi verir ve astırırım. Haydi defolun karşımdan” diyerek onları kovdu. Onlar da yıldırım telgraf ve telefonlarla vaziyeti İzmir, İstanbul ve Adana’ya bildiriler ve sabah olmadan hepsini kapanma kararlarını getirip, henüz sofrasından kalmayan Reis-i Cumhur’a verdiler ve derin bir nefes aldılar.

Reis-i Cumhur Mustafa Kemal bu suretle bütün mason localarını kapattı..        (İbrahim Arvas, tarihi hakikatler, s.71-72)