KURTULUŞ BANDIRMA VAPURUNDA

Demiştim değil mi;
Bunlar sıfırı tüketti. Batı’dan para isteyecekler. Batı, bunlardan “açılım” isteyecek. Suriye‘nin kuzeyini de, Irak‘ın kuzeyi gibi hazmedin diyecek. Yetmedi, “YPG ile birlikte hareket edin” denecek.
Bekleyin görün!
 Öcalan  yine “Sayın” oldu. “Kardeşi memet, geçen ziyarete gitti” derken, ağızdan “kardeşim memet” çıkıyor sanki. Ağızlar değişmiş, sesler kadifeleşmiş!..
Saray’ın danışmanı, “Sayın” derken, sanmayın ki, bu bir dil sürçmesi… Apo’dan “mektup” getirip okudular. Bu hızda devam ederlerse, 2’ci Habur rezaleti de çok yakın. “Megri” diyen saz ve söz ekibi hazır bekliyor.
Hüzeyin Yayman sazı aldı bile eline… Neredeyse adını unutmuştuk ki, “açılım” havası, gevşetti Hüseyin’i. Yayman yayman konuşur artık!
Bu arada, sessiz sedasız, her gün şehitler vermeye devam ediyoruz. Seçim zamanı, “şehit veriyoruz” demek, “suç” gibi algılansa da, ne yazık ki veriyoruz.
 Bir mahkum, avukatıyla görüşür ve kimse duymaz bile. Neden yüz binlerce mahkumdan sadece bir tanesi avukatlarıyla görüşünce, ülkede haber  olur. “Bebek katili” olduğu için mi, yoksa “Sayın” olduğu için mi!
Anlayacağınız, ülke “açılım” havasına sokuldu, her yeri BOP kokusu sardı.
BOP‘u anlatmaya gerek yok, “Türkiye’nin de içinde bulunduğu 22 Müslüman ülkenin rejim ve haritalarının değişmesi” olarak ifade edilir. ABD eski dışişleri bakanı Rice, böyle açıklamıştı.
 BOP’un Suriye ve Irak ayağı tamam, şimdi İran ayağı oluşturulmak üzere ABD yola çıktı. Türkiye‘nin rejim değişti, kaldı harita değişimi. Etrafı sarıldı, beklemede, süreç işliyor.
İktidar, önümüzdeki günler İran‘a karşı bir söylem değişikliğine giderse anlayın ki Irak‘ta, Suriye‘de olduğu gibi İran konusunda da Türkiye, görev almış.
 “Irak’a ilk bomba düştüğünde, kredi dilimi serbest bırakılacak” demişti, Babacan. Şimdi “İran‘a ilk bomba düştüğünde” mi “krediden” söz edilecek, göreceğiz. Bu defa Babacan‘dan değil, Berat’tan mı duyacağız.
Ve emin olun, uyuşturucuya alışmış bünye gibi bu halk, para gelsin de, ne olursa olsun der. “Bugün İran’a, yarın bize” diye asla düşünmez. “İran, Müslüman, komşumuz ve kardeşimiz” diyenleri,  camilerde dahi bulamazsınız.
Fakat meyhanede bulabilirsiniz çünkü Ilımlı İslam meyhanelere giremedi. İran‘ın “Şii’liği” camilerdekilerin beyinlerine kazınmış durumda. Bir çoklarına, İsrail daha sevimli gelir.
Akşam devletin kanalında, ABD‘nin İran‘a saldırısı değerlendiriliyor.  Konuşmacılar, ikide bir Esad‘a “diktatör” derlerken, Trump‘ı sadece “dik başlı” ve “sorunlu lider” olarak anlatıyorlar.
CNN Türk‘teki konuklar ise S-400‘ler konusunda ,Türkiye‘yi suçlar bir dil kullanıyorlar. Bu kanalın ismindeki “Türk” ibaresi, büyük bir ızdırap içinde…
Türkiye sözde bağımsız bir ülke ama her gün üç öğün, tehdit ediliyor. İstediği silahı bırakın yapmayı, satın alması dahi engelleniyor. Ülkemin “milliyetçileri” ise Apo’nun “avukat” işlerini çözüyorlar.
“Milliyetçilikte” millet yok, “dindarlıkta” İslam yok!
Milliyetçilik “bozkurt”, Müslümanlık “rabia” işaretine mahkum edilmiş. Atatürk‘ün Samsun‘a çıkmasının 100’cü yılında, Türkiye bu halde. Arz-ı Mev’ud palnı, hiç bir engele takılmadan işliyor. Türkiye, İsrail’e komşu…
Güneyi YPG, doğusu Barzanistan… Ege’yi, Akdeniz’i, zaten görüyorsunuz. Türkiye’nin yeni bir 19 Mayıs’a, ihtiyaç var. Ne tür kayıklara binersek binelim, Bandırma Vapuru’na binmeliyiz.
Düşmanlarımızdan para isteyerek ancak yok oluşumuzu hızlandırırız. Türkiye, kendi kaynaklarına yönelmeli. Türkiye, uyuşturucu sıcak para alışkanlığını geride bırakmalı. Milli tarıma, milli ekonomiye dönmeli.
Türkiye, Haydar Baş‘ı dinlemek zorunda… Kürt’ün de Laz’ın da ihtiyacı olan şey paradır, geçimdir. İştir, aştır. “Açılım” karın doyurmaz. Millet aç ve perişan. Vatandaşlık Maaşı’ndan büyük açılım olmaz.
Türkiye’nin yeni Bandırma Vapuru Haydar Baş’tır.
80 milyonun karnını doyuracak, kardeş yapacak gönül, sadece onda… Atatürk bunu yaptı. “Saban, süngüden güçlüdür” dedi. Sayın Haydar Baş, aynısını yapıyor. Ekonomi diyor, iktisat diyor, başka bir şey demiyor.
Dünya onu dinledi “milli para” dedi. Türkiye, kefen parasını yemeye başladı. Yakında ekmek kuyrukları başlayacak. Geçtik ekmek parasını, üzerinde oturduğumuz topraklar, altımızdan çekiliyor.
 Bütün mesele 1 ABD dolarının, 1 Türk Lirası’na eşit olmaması…
Atlantik gemisinden inip Bandırma Vapuru’na binelim. Kapitalizmden çıkıp, Haydarizme geçelim. Bu başka türlü olmaz.