Yok oğlu yokla başladık
Kireç yaktık, harçlar kardık
Toprağın, kökün yokladık
Cılavuz‘da, Kırkepir‘de
Karanlık kâlübeladan
Anadan, atadan, yardan
Nasıl fışkırdık damardan
Düziçi‘nde, Çifteler‘de
Beylik laflar, etmez idik
Eğitim, iş, iç içeydik
Alın teri, yemez idik
Hasanoğlan, Gölköy‘ünde
Bu gece de karartma var
Gülcemal üstümüz kar
Ot döşek, yastıklar yar
Lâdik‘te, Pazarören‘de
Dağ başları ak okullar
Meyve yüklü, kiraz dallar
Koca müdür, horandalar
Aksu‘da, Arifiye‘de
Zor görünce, sıvışmazdık
Gölet yaptık, hendek açtık
Acıları biz paylaştık
Ortaklar, Yıldızeli‘nde
Kamyon, kamyon hamsi gelir
İncir, üzüm, un, tuz, gider
Tonguç Baba “haa uşak” der
İvriz‘de Beşikdüzü‘nde
Bir büyük sofra kurulur
Çıplak giyer, aç doyrulur
Akça binalar kurulur
Akçadağ, Savaştepe‘de
Ayla, güneş ırgalandı
Karaca döndü, dolandı
Şeyh, mürit, ağa, arlandı
Pulur, Gönen, Dicle‘sinde
Adınız destan şafağı
Hasan Ali, gönül dağı
Bağnazlık yok, ayak bağı
Kızılçullu, can Ernis‘te!
OZAN NEBİ DADALOĞLU