VATAN HAİNİ dediler, selasını yarıda kestiler,
DİNSİZ dediler, cenazesini yıkamadılar….
Yıl 1979‘du.
Karadeniz’in şirin beldesi Fatsa‘da belediye başkanı seçimi vardı.
Ankara seçimi iki kez ertelemiş ama engelleyememişti.
Sonunda Fatsalılar sandığa gitti.
Sandıktan bağımsız aday Fikri Sönmez çıktı..
Üstelik ezici bir oyla; 3096 oy.
CHP, Adalet Partisi, MHP ve MSP’nin oylarını toplasan Sönmez’e yetişemiyordu.
Artık Fatsa’nın yeni başkanı Fikri Sönmez‘di.
Mesleği terzi olduğu için kendisine “Terzi Fikri” derlerdi.
Sosyalist bir insandı.
Terzi Fikri göreve gelir gelmez Fatsa’da halk örgütleri kurdu.
Halkın direkt yönetime katılmasını sağladı..
En önemli sorun çamurdu.
Halkla birlikte bir haftada Fatsa’nın tüm çamurlu yolları yenilendi.
Özellikle fındık üreticilerin sorunlarıyla ilgilendi.
Aracıların, komisyoncuların önünü kesti.
Kooperatifleşme çalışmaları yaptı.
Karaborsacıların üzerine gitti.
İlçede ekmek fiyatını fırıncılarla masaya oturan halk örgütleri ortak belirledi.
Ulaşımı ve suyu ucuzlattı.
Terzi Fikri kısa bir sürede Fatsa’da sosyalist bir düzen kurdu.
Yapılanlar karşısında ilçenin CHP, Adalet Partisi ve Milli Selamet Partisi temsilcileri de yönetime tam destek verdi.
Ancak Ankara Fatsa‘da yapılanlardan rahatsız oldu.
Aylarca Fatsa aleyhine haberler yapıldı.
Başbakan Süleyman Demirel ve Hürriyet Gazetesi’nin başyazarı Oktay Ekşi Fatsa‘yı hedef gösterdi.
“Burada halk mutlu, sorun yok” diyen Fatsa kaymakamı görevden alındı.
Gazeteler hemen hergün Fatsa‘yı kötüledi.
Manşetler şöyleydi.
“Komünistler Fatsa’yı ele geçirdi..”
“Devlet Fatsa’da yok..”
“Dinsizler dini yasakladı..”
“Halk mahkemeleri kuruldu.”
Fatsa resmen askere hedef gösteriliyordu.
Tarih 12 Temmuz 1980′di.
Türk Silahlı Kuvvetleri Başbakan DEMİREL’in emriyle Fatsa’ya nokta operasyonu yaptı.
İlçede asker ve sağ görüşlüler birlikte cadı avı başlattı.
Başta Belediye Başkanı Terzi Fikri olmak ùzere yüzlerce insan tutuklandı.”
Halkın oylarıyla seçilen Terzi Fikri ve yüzlerce Fatsalı anayasal düzeni silah zoruyla yıkmak iddiasıyla yargılandı.
Cezaevinde ağır işkence gördüler..
Tarih 4 Mayıs 1985‘di.
Bundan yıllar önce.
Terzi Fikri‘nin yorgun kalbi yenik düştü..
Cezaevinde vefat etti.
Cenazesi sorun oldu.
Önce “Dinsiz bu” dediler, cenazesini yıkamadılar.
Sonra “Vatan haini bu” dediler, selasını yarıda kestiler.
Namazı bile kılmak istemediler.
Sonunda apar topar namaz kılıp gömdüler.
Terzi Fikri‘nin eşi Nurten Sönmez yıllarca içten içe ağladı.
Sessiz gözyaşlarının nedeni sadece eşini kaybetmesi değildi.
Cenaze töreninde yapılanlardı.
Yıllar sonra söylediği şu sözler hiç unutulmadı.
Bir röportajda şöyle demişti Nurten Sönmez:
“Yusuf’u 2.5 ay tuttular içeride. Naci ise 2.5 yıl kaldı. Fikri için hep ‘Bir gün dönecek‘ diyordum. Ancak yıllar geçtikçe umutlarım tükeniyordu. Cezaevine ziyaretine gittiğimde bana, ‘Ben ne yaptım ise halkım için yaptım‘ diyordu. En son ziyaretine, ölümünden bir ay önce gitmiştik. Çok zayıflamıştı. 5 Mayıs’ta da ölüm haberi geldi. Selâ okunurken birden yarıda kesildi. Sonra öğrendik ki yetkililer, ‘Bu Müslüman değildi. Komünistti. Cenazesi yıkanmaz, selâsı okunmaz, namazı kılınmaz‘ diye toplantı yapıp karar almışlar. Bu benim içimi çok acıttı. Çünkü Fikri, namaz kılar, oruç tutardı. Fikri’nin babası yaşananlara çok üzülüyordu. Akşamları onu pencerede beklerdim. Tek katlı evimizin camları saldırıya karşı saçlarla kapatılmıştı. İki kez silahlı saldırı olmuştu evimize. Bir keresinde vurdular da Fikri’yi. Sadece solculuk da değildi onunki, halkıyla kaynaşan bir insandı. Herkesle çok iyi ilişkiler kurardı. Hâlâ birkaç kişi var yaşlılar otururuz sohbet ederiz herkes Fikri’den övgüyle bahseder. Meşhur fındık konuşmaları herkesin dilinde.”
Ve Kenan Evren’in sözleri:
“Orada Terzi Fikri diye biri çıkmış ‘Devlet benim’ diyor. Komite kurmuş. Fatsa’yı o komite yönetiyor. Ne yapılıp yapılmayacağını halk karar veriyor. Buna göz yumamazdık. Göz yumsak, izin versek daha nice Fatsalar çıkardı”..
RUHU ŞAD YILDIZLAR YOLDAŞI OLSUN
Alıntı