Perşembe günü saat 15.00’da Çağlayan’daki İstanbul adliyesine giderek suç duyurusunda bulunacağını ifade eden Dursun Çiçek, 1 Haziran 2009 tarihinden sonraki dönemde, FETÖ hükümlüleri ve sanıkları ile iletişim kayıtlarının incelenmesini talep edeceğini söyledi.
Dursun Çiçek konuyla ilgili açıklamasında, 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un FETÖ’nün siyasi ayağı ile ilgili, “Bu konuda soruşturma ve araştırma yapanları 25 Haziran 2009 Perşembe gecesi TBMM’de kabul edilen, kamuoyunda Dursun ÇİÇEK yasası olarak bilinen yasama çalışmasına kim katıldı ise, ceza yasası değişikliğini kim TBMM’ye getirdi ve yasalaşmasını sağladı ise o kişiler FETÖ’nün siyasi ayağıdır” şeklinde konuşma yaptığına dikkat çekti.
Çiçek, “Şayet 15 Temmuz kanlı darbe girişimine giden sürecin ihanete hazırlık hareketleri içinde bir milat aranıyorsa işte bu tarihtir. Çünkü bu yasa değişikliği ile FETÖ militanlarının yargıyı ve hukuku kullanarak devleti ele geçirme süreci aleni hale gelmiştir” diyerek, AKP’li isimleri verdi ve şöyle dedi:
“Bütün bu hukuki, yasal ve fiili gerçekler dikkate alındığında, suçun işlendiği yer TBMM olduğu bilindiğine göre Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına açıkça suç duyurusunda bulunuyoruz ve yasal göreve davet ediyoruz. Binlerce masum askeri ve cumhuriyet aydınını emperyalizmin maşası FETÖ’nün talimatlarına göre yıllarca mağdur eden ve devlet kadrolarından tasfiye eden FETÖ yargısına mahkum eden söz konusu yasanın çıkması için TBMM Tutanaklarında açıkça yer aldığı gibi özel bir gayret gösteren; dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin-Hatay, TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İYİMAYA-Ankara, Kanun Telifinde imzası bulunan Bekir Bozdağ-Yozgat, Ahmet Aydın-Adıyaman, A. Müfit Yetkin-Şanlıurfa, Mustafa Elitaş-Kayseri, Yahya Doğan-Gümüşhane, Mehmet Ceylan-Karabük hakkında soruşturma açılmasını talep ediyoruz. Adı geçen şahısların 15 Temmuz kanlı darbe girişimine giden hain sürecin aleni hale gelmesini sağlayan yasal düzenlemede görev aldığı TBMM Tutanağı ile sabit olduğu gerçeğinden hareketle, FETÖ suç örgütünün siyasi ayağı olarak soruşturulmasını millet adına bekliyoruz.”
AKP Meclis Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş da tartışmaya girmişti.
Mustafa Elitaş, “4 parti birlikte mutabakat sağlayarak yaptık. Hepimiz FETÖ’cü müyüz?” diye sormuştu.
CHP Meclis Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, AKP’li Elitaş’a yanıt verdi. Okay, AKP’li Elitaş’ın yalan söylediğini açıkladı.
DENİZ BAYKAL KONUŞTU
Tartışmaya eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da girdi.
Yeniçağ gazetesi yazarı Orhan Uğuroğlu, bugünkü yazısında CHP’nin Deniz Baykal’la görüştüğünü belirterek ayrıntıları yazdı.
Deniz Baykal, Uğuroğlu’nun “Askerlerin sivil yargıda yargılanması için AKP’ye destek verdiniz mi?” sorusuna şöyle yanıt verdi:
“Böyle bir talimatım kesinlikle olmadı. Meclis grup başkanvekillerimiz, Hakkı Süha Okay, Kemal Anadol ve Kemal Kılıçdaroğlu her zaman çok güvendiğim siyasi dava arkadaşlarımdır. Yazınızda adı geçen Alirıza Öztürk de güvendiğim hukukçular arasındadır.”
Baykal, “Demokratikleşmeye destek amacı ile bu desteği AKP’ye verdiğiniz iddia edildi” ifadesine karşılık ise şunları söyledi:
“12 Eylül darbesinin mağduru siyasetçilerden birisi olarak anayasa ve yasalardaki tüm anti demokratik hükümlerin çıkarılması için elbette o gün çağrı yaptım, bugün de aynı çağrıyı yapıyorum.Hiç güvenilmeyen bir siyasi iktidara neden böyle bir destek vereyim ki?”