Tarihin en eski devirlerinden beri korktular bizden.
Adımızı Çingene koydular.
Farklıydık.
Daha yoksulduk.
Daha özgürdük.
Ama insandık.
Tıpkı onlar gibi.
Onlar bunun farkında değildi.
Bizimle çalışmak, bizimle yaşamak, bizimle konuşmak istemediler.
Biz yarattığımız göz nuru zanaatlarla onlara bir yaşam bahşederken onlar şehirlerinin unutulmuş köşelerine attılar bizi.
Yoksulluk bitmeyen bir lanet gibi üstümüze çüktü.
Çok acılar çektik.
Atalarım, bu haksızlıklardan kurtulmak için her yolu denediler…
Haykırarak baktılar insanların gözlerine;
Bazen yalvararak! “Biz Çingene değiliz, insanız”. Bizi kabul edin Lütfen’ dediler.
Bugüne kadar kimse onları dinlemedi. Çaresizliklerinin karşısında gülümsediler. Yoksulluklarıyla alay ettiler.
Umutsuzluk bir karabasan gibi çöktü insanlarımızın üzerine.
Ben atalarım gibi umutsuzca yalvarmayacağım.
Biliyorum ki gerçekten de biz farklıyız!
Özgür, hırçın, dayanıklı, güçlü, insancıl, ve yaratıcıyız.
Tarihin en barışçı insanlarıyız.
Bu yüzden utanmam gerekmiyor.
Evet ben bir dokunulmazım.
Acılarımızın verdiği güçle; çirkinlikler, kalleşlikler ve aşağılayan bakışlar dokunamaz artık bana.
Temiz yüreğimize değil, aşınmış ayakkabılarımıza bakanlar incitemez artık kalbimi.
Madem ki binlerce yıldır ölüm tadında yaşadık hayatı;
Bundan sonra hiçbir güç dokunamaz tertemiz insanlığımızla beslenmiş kutsal özgürlüğümüze.
Ben bir dokunulmazım.
Olduğum şeyle gurur duyuyorum.
Herkes bilsin!
Ben Bir Çingeneyim!
Kaynak: Çingeneyiz.Org
|