BAŞBAKAN İNÖNÜ DARBECİ ALBAYI AFFETMEDİ

22 Şubat 1962 Darbe Girişimi’nde Ne Olmuştu?
Bir grup asker, 27 Mayıs 960 devriminin amacına ulaşmadığını düşünüyor ve askeri yönetimin devam etmesini arzu ediyordu.
Bu grubun başında Kara Harp Okulu Komutanı Kurmay Albay Talat Aydemir vardı.
MBK ile beraber çalışmasına karşın 27 Mayıs’ta Kore görevinde bulunduğu için Komite’de yer alamamıştı.
Aldığı istihbaratla Durumun farkında olan Başbakan İnönü, kendisine karşı isyana hazırlanan bu gruptaki çoğu subay ve assubayı doğuda görevlendiren kararnameyi imzaladı.
Tayin kararları 22 Şubat’ta askerlere bildirildi ve ne olduysa o gün oldu.
Genelkurmay Başkanı Org. Cevdet Sunay, tebliğ için Talat Aydemir, Selçuk Atakan ve Turgut Alpagut’u karargaha çağırttı.
Bu emri Aydemir yerine getirmedi ve diğer iki subay karargaha gitti.
Genelkurmay’a giden iki subay hemen tutuklandı.

Aydemir, Harp Okulu’nda alarm verdi.
Hareketin parolası: Halaskar,
işareti: Fedailer idi.
Harbiyeliler silah kuşanıp avluda toplandı.
Harekete geçen Tank Taburu’nun namlusu TBMM binasına çevrilmişti.
TBMM ve Genelkurmay’ı koruması için Ankara çevresinden çağrılan birliklerin çoğunun Aydemir’in safına geçmesiyle ikinci şok dalgası başladı.
Haberciler vasıtasıyla geçen görüşmelerde İnönü; “eğer isyancı askerler silah bırakıp kışlasına dönerse, ertesi gün kimseye zarar gelmeden, hepsini emekliye sevk edeceğinin garantisini verdi.
Görüşmeler sürerken Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı da Aydemir’in safına geçmiş ve Köşk’ün etrafını kuşatmıştı.
Cuntanın isteği TBMM’nin dağıtılması, Başbakan İnönü hükümetinin istifası ve Anayasa’nın askıya alınması yoluyla yönetimin kendilerine geçmesiydi.
Devletin bütün askeri ve sivil yetkilileri Köşk’teyken Aydemir’in emriyle hepsi rahatça ablukadan çıktılar ve bu girişimin kırılma noktası oldu.
Akşam olduğunda Hava Kuvvetleri’ne bağlı jetler, Harp Okulu üstünde alçak uçuş yapmaya başladılar.
Gecenin ilerleyen saatlerinde pazarlıklarda son noktaya gelindi.
Aydemir; kendisinin Harp Okulu’nun başında kalması ve diğer katılan subayların da istedikleri yerlere tayin edilmesi karşılığında harekatı durduracağını söyledi.
İsmet İnönü, bu teklifi kat’i suretle kabul edilemez buldu.
Köşeye sıkışan Aydemir, son çare olarak emekli edilmeyecekleri ve yargılanmayacakları konusunda yazılı taahhüt istedi.
İsmet İnönü bu isteği kabul etti ve yazılı beyanını talat Aydemir’e aracılar vasıtasıyla ulaştırdı.
Darbe girişimi kan dökülmeden sona erdirilmiş ve askerler kışlalarına gitmişti.
22 Şubat’taki darbe girişimi böylelikle engellenmiş oldu.
Ama Talat Aydemir tümüyle pes etmemişti…
Bu önderlik elbette yeni bir darbe ve alan kazanmak içindi.
Hatta onu Atatürk’e benzetenler bile oluyordu, gazetelerde çarşaf çarşaf haberleri çıkıyordu.
20 Mayıs 1963‘te tekrar düğmeye bastı ve çıkardığı eski üniformasını giyerek beklemeye başladı.
Aynı gece radyodan ihtilal bildirisi okundu.
Genelkurmay’a bağlı bir yarbay ve iki muhafız Radyoevi’ni basıp karşı anons yaptı.
Orduların bu harekete katılmamasını söylendi.
Öyle de oldu.
Bir saat sonra Harbiyeliler tekrar Radyoevi’ni basıp Yarbay Ali Elverdi’yi tutukladı ve ihtilal bildirisini okudu.
TBMM ile Bakanlıklar arasında hükümet güçleri ve Harbiyeliler arasında silahlı çatışma başladı.
Birbirlerini hedef olarak belirlemeden karşılıklı olarak taciz ateşi başlamıştı.
Harp Okulu kuşatılmış ve havadan da jetler ateş açmaya başlamıştı.
Jetlerin ateşi altında ölenler olmuştu.
Talat Aydemir bu yoğun ateş altında karargahı olan okuldan kaçmayı başarmıştı.
Gün ağardığında isyan tamamen bastırılmıştı.
Geceden geri 8 ölü ve 21 yaralı kalmıştı.
Aynı gün öğlen saatlerinden Talat Aydemir‘in yakalanmasıyla isyan sona erdi.
İsyancıların tutuklanmaları sürüyordu.
Çoğu darbe girişimindeki rolünü inkar etti ve beraat etti.
Binden fazla kişi yargılandı.
Dava sonunda bütün Harbiyeliler okuldan atıldı.
Binbaşı Fethi Gürcan ve Albay Talat Aydemir inandıkları darbeyi mahkemede de ısrarla savunmayı sürdürdüler. Mahkemeden ikisi için de idam kararı çıktı.
Fethi Gürcan’ın infazı 27 Haziran 1964‘te gerçekleştirildi

İnönü bu sefer affetmedi ve idam kararının infaz edilmesi emrini verdi.
Aydemir, kendi idam sehpasını kendi devirdi.