1—Hangi mezheptensiniz? …
2—Mezhep imamınız kimdir?
3—Neden bu mezhebi seçtiniz?
4—Mezhebinizi diğer mezheplerden ayıran özellikler nelerdir?
5—Mezhebiniz dışında bildiğiniz mezhepler nelerdir?
6—Fıkıh ve itikat deyince ne anlıyorsunuz?
7—Sizce bir müslümanın mutlaka bir mezhebi olmalı mıdır? Neden?
8—Mezhep imamınız hakkında ne biliyorsunuz?
9—Tarikat ve şeriat deyince ne anlıyorsunuz?
10—Peygamber efendimiz zamanında neden mezhep yoktu?
11—Mezheplerin görevlerini yerine getirmeyen dinden çıkar mı?
12—Mezhepler arasında neden farklılıklar vardır?
13—Mezhep kuralları zamanına göre değiştirilir mi? Niçin?
14—Bir kişi mezhep değiştirir mi? Niçin?
15—Birden çok mezhebe tabi olunur mu? Niçin?
Bu sorular Istanbul, Esenler, Yunus Emre Ortaokulu 7’nci sınıf öğrencilerine soruldu.
Çoğu bu mezhep karmaşasını bilmeyen, mezhep sözcüğünü bile duymayan bu saf yürekli çocuklara bu soruların sorulmasının alemi nedir?
Öğretmeni nereden ilgilendirir?
Öğrenci mezhep adında dinde parçalanmaya sebep olan bir şey duyarsa ‘bu nedir’ diye öğretmene sorabilir, öğretmen de bunun açıklamasını yapar “müslümansan idealin mezhep değil Kur-an’ın ışığıdır, anladığın dilde Kur-an oku, hem Allah’ın ‘OKU’ emrini yerine getirmiş olursun, hem de en doğru yolu bulursun” dersin, olur biter.
Kur-an’dan uzaklaşıp çocukları, asıl dinin mezhepler olduğu kanaatine yönlendirmenin ne alemi var? Bu mu senin öğretmenlik anlayışın?
Vatandaş bu hareketin bir fişleme hazırlığı olduğundan şüphe edip, tereddüt duyarsa, haksız mı olur?
Bu sorgulamayı yapan RH öğretmen “Ben öğrencilerimden kimin hangi mezhepten olduğunu zaten biliyorum” demiş.
Neden biliyorsun?
Sana ne?
Kimin ne mezhepten olduğu seni ne ilgilendirir?
Bu görev sana kim tarafından verildi?
Yoksa tedrisatta böyle bir görevin var da, biz mi bilmiyoruz?
Bana öğretmenlerim ne sordu, nede biz böyle mezhepler olduğunu bilirdik.
Bilmediğimizden dolayı da kardeşçe geçinirdik.
RH öğretmen şöyle demiş; “Benim amacım çocuğun ve ailesinin ‘inandığım’ dediği, takip ettiği mezhebinin gerekliliklerini gerçekten takip edip etmediklerini öğrenmektir” diyor, yahu sana ne?
Öğretmenin bu açıklamasına da koskocaman bir HAYRET derim.
Bakın sadece öğrencinin değil, ailesinin de kendi inandığı mezhebini takip edip etmediklerini de araştırıyormuş.
Hayret ki ne hayret !
Ne günlere kaldık?
Kendisini din dersi uzmanı gören kişilerin; gerçek din dersi uzmanı olan Prof.Dr. Bayraktar Bayraklı’nın “Mezhepler” hakkındaki yazısı ile, aşağıdaki AptEsi’nin şiirini okuyup, kendisinin hangi konumda olduğunu görmesi gerekir:
SÖZDE DİN ADAMLARIN YARATTIĞI KEŞMEKEŞ
‘PEYGAMBER EMRİ’ diye, bir çok yalan uydurdun,
Yok ettin Hak dinini, gerçeğe karşı durdun.
Arapça öğretmeden, harflerini öğretip,
‘Kur-an öğrettim’ diye cahillere YUTTURDUN.
‘Kur-an öğrendim’ demek, ‘ne istiyor’ bilmektir,
Bütün yaşantımızda yanlışları silmektir,
Arapça okumakla ‘KUR-AN ÖĞRENMEK’ yalan,
Rüya gördüğün dilde Kur-an’ı öğrenmektir.
İşine geldiğinde ‘ANA DİL KUTSAL’ dersin,
Kur-an dersi deyinde türkçeyi itelersin.
Bilmediğim kelime bana ne öğretecek?
Takiyye yapıyorsun, Allah cezanı versin.
‘Kur-an dersi’ demektir, Allah yolunu bulmak,
Teslim olup Allah’a, ‘ERDEMLİ İNSAN’ olmak,
‘OKU’ Allah emridir, oku, bil manasını,
Allah’ın verdiği dil neyse, öyle okumak.
Müslüman’ım diyorsan, ANAYASANDIR KUR-AN,
Sen bizzat okumazsan, olursun atıp duran,
Her söylenene kanıp, inanırsın cahile,
Sen de sapkınlar gibi, olursun BOYUN VURAN.
Saplanırsın YALANDAN sünnet ve hadislere,
İnanırsın ‘PEYGAMBER CAHİL’ diyen pislere,
‘9 YAŞINDA KIZLA EVLENDİ’ yalanıyla,
‘CİHANI ONUN İÇİN YARATTI’ diyenlere.
Kendini ‘imam’ diye lanse eden hınzırlar,
Mezhepleri ‘DİN’ diye yutturmaya hazırlar,
Beğenmezler Kur-an’ın ilmini yapanları,
Hakiki âlimlerin köklerini kazırlar.
Dünyada ‘39 İSLAM ANLAYIŞI’ var,
Hepsi birbirini yer, dünyayı ediyor dar.
Hepside Kur-an dışı, hurafeyi yaşayıp,
Kendinden olmayanı, boğazlayıp, kurşunlar.
‘HER YAZARI OKUMA’ diyenlere, aldanma,
Her bulduğunu oku, kendini cahil sanma.
Öyle öğrenirsin ki, rehberin olur Kur-an,
Sen ona öğretirsin, yobaz insana kanma.
Sözde din adamların, yarattığı KEŞMEKEŞ,
Fırsatçılar doğurdu, din düşmanı ve serkeş,
Onlara fırsat verme, sabırla doğruyu bul,
Allah der ki; ‘SEN OKU, ÖĞREN, GERÇEĞİ SÖYLEŞ.
(Aptullah Esirci)