PKK’NIN SİLAH BIRAKMA ŞOVU

Güvenlik Uzmanı eski bir Türk Subayı Sn. Abdullah Ağar, süreci çok net anlatmış.

Teröristbaşı Apo’nun Mektubu ve PKK’nın silah bırakma show’u…

PKK terör örgütü, 1991’de Irak’ın üniter yapısının bozulmasıyla ilgili ilk ayaklanmanın çıktığı Süleymaniye-Ranya/Raperin’de ‘bir mağaradan çıkarak!’ 11 Temmuz 2025’de  yaklaşık 30-40 kişilik bir terörist grupla bir silah bırakma show’u yaptı.

Teröristbaşının konuyla ilgili mektubu ve terör örgütünün bu silah bırakma show’u nasıl okunmalı?
/
Yeni nesil terör tehdidi: Antropolojik sinyal sabotajı.
/
Apo, PKK ve bunları yöneten güçler, silahlı mücadeleyle sonuç alamayınca, “Yeni bir ideolojik zemin” arayışına girdi. Bu zemin Yahudi eko-anarşist düşünür Murray Bookchin’in doktrini üzerinden inşa edildi. Apo “Marksist-Leninist Ulusçuluktan, Postmodern Eko-Anarşist Teoriye” işte bu ekoanarşistin doktriniyle geçti. Demokratik Konfederalizm buradan doğdu.
Ve bu demokratik konfederalizm, Suriye iç savaşı, Daeş’ın ortaya çıkışı ve PKK’ya zemin hazırlayışı, 7 Ekim’den beri yaşanan gelişmeler, Esat rejiminin çöküşü gibi temel etkileşimlerle çok katmanlı ve çok alanlı bir projenin çok önemli bir parçasına dönüştü.
/
Bu temel denklem içerisinde Apo ve PKK ne yapıyor, ne yapmak istiyor?
Evet, şu anki ortamda değişen, değiştirilmeye çalışılan bir şey var: Bu güçle ilgili bir gerçeğe karşılık gelmiyor: Temelde görünüm, imaj ve algı. Zaten söylüyor: Sembolik!
Peki şunlar değişti mi?
PKK’nın niyet, hesap, kadro ve angajmanlarında değişme var mı? HAYIR.
Özünde, ideolojisinde bir değişiklik var mı? HAYIR.
KCK bütün bileşenleriyle dağılıyor mu? HAYIR.
Kontrol ettiği alanları bırakıyor mu? HAYIR.
Üniter yapıları, devletleri tehdit etmekten vazgeçiyor mu? HAYIR.
Silahları topyekün bıraktığına dair gerçekçi bir emare, ispat var mı? HAYIR.
Bunların hepsinin yanıtı HAYIR.
/
Peki o zaman PKK’daki bu dönüşüm sinyalleri ne anlama geliyor?
Aslında PKK silah bırakıyor algısı ve umuduyla yeni nesil bir terör siyaset ve stratejisini hayata geçiriyor.
– Silah bırakma show’u aslında bir pazarlık, şantaj aracı. Ve ilginç bir şekilde ve kibirlice “Bir jest yapıyorum” diyor. Devlete; ‘Ben adım atıyorum, şimdi sen atacaksın’ diyor. Bizim acılarımızı, (artık kan akmasın) umutlarımızı, hassasiyetlerimizi istismar ediyor. Devletten siyasi, anayasal, idari tavizler kopartmak istiyor.
– Suriye’deki PKK (YPG/PYD) terör oluşumunun devletleşmesi/önce Şam’a entegre olması sonra Şam’a nüfuz etmesi ve Akdeniz’e çıkma planı üzerinde Türkiye’nin ortaya koyacağı etkiyi domino etmekle /sınırlamakla /engellemekle ilgili bir stratejiyi içinde barındırıyor.
– Irak’ta ise başta Sincar ve Mahmur’un statüsü olmak üzere terör örgütünün tartışmalı bölgelerde, bölgesel yönetim ve Bağdat yönetimi alanlarındaki etkisinin ve varlığının meşrulaştırılma çabası.
/
Peki gerçekten ve tamamen silah bırakır mı?
Şu an bu yok. YPG/PYD, PJAK/YRK gibi ana bileşenler başta diğer bütün bileşenler bunun dışında tutuluyor. Hatta bunları ‘PKK silah bırakıyor’ maskesi altında gözden kaçırıyor, koruyor, meşruiyet kazandırmaya çalışıyor. PKK’nın bu silah bırakma show’unu aslında bütün bunlardan bağımsız terörün yeni nesil siyaset ve stratejisi içinde okumak gerekiyor.
Terör örgütü, bu da silahlı ayrılıkçılıkla yapamadığını;
– Bir sivil kuşatmayla,
– İçten çürütmeyle,
– Zihinsel kodlara zehirli bir virüs enjekte ederek yapmaya çalışıyor.
– Silahlar bırakılıyor algısıyla kavramlar silahlaştırılıyor. Demokrasi, insan hakları, barış, kardeşlik, kadın, çevre, özyönetim gibi kelimelerle toplumsal sinyaller manipüle ediliyor.

Bütün bu yaşananlar; terör örgütünün kazanımlarını, etkisini ve varlığını koruyarak devletin ve toplumun siyasi-ontolojik-kültürel-duygusal-travmatik ve kamusal düğümlerini hedef aldığı, kimlik ve devlet yapısını çökertmeyi amaçladığı çok katmanlı bir emperyal operasyona karşılık geliyor.
– Ayrıca toplumun hedef alınmış kitlelerinde, Batı kamuoyunda, liberal sol çevrelerde vs “şirinlik” sağlayan Sosyalist-militarist-terörist örgüt yerine postmodern anarşist/romantik imaj.
Buradaki net hedef: “Devletsiz bir devleti” yerel meclisler, sivil yapılar ve demokratik konfederalizm maskesiyle kurmak.
Saygılarımla
Abdullah Ağar
11 Temmuz 2025

Tamamlayıcı bilgiler:
“Murray Bookchin Kimdir?
Yahudi kökenli Amerikalı ekoanarşist, 1921-2006.
Marksizm sonrası anarşizme yönelmiş, özellikle şehircilik, ekoloji, yerel özyönetim ve “hiyerarşi karşıtlığı” ile tanınmıştır. En önemli kavramı: Demokratik Konfederalizm’dir. Yani Teröristbaşı Apo’nun kendine mal ederek, sıkça dillendirdiği ve yeni nesil PKK terör doktrinine entegre ettiği; “Devletin olmadığı, toplulukların tabandan örgütlendiği bir siyasal model.”
/
Apo, Bookchin’den neler aldı?
Bookchin’deki devlet karşıtlığı, Apo’da Ulus-Devleti terk
Bookchin’deki yerel öz yönetim, Apo’da demokratik özerklik, kantonlar, halk meclisleri: Fırat’ın doğusu model
Bookchin’deki ekolojik toplum, Apo’da doğaya saygılı toplum vurgusu, çevreci söylem, Batı’ya selam,
Bookchin’deki feminist teori, Apo’da kadın özgürlük ideoloji ile örgütte kadın yapılanmaları, Batı’ya selam,
Bookchin’deki konfederal örgütlenme Apo’da Türkiye, Irak, Suriye ve İran’a yayılmış demokratik konfedaralizm ağı.
Teşhis: Apo’un Bookchin’i PKK terör doktrinine entegre etmesi, klasik bir “bilgi-yapı virüsü” örneğidir. Yani Apo, meşruiyet ve kabul üretmek için bir dış kuramı iç sinir sistemine adapte etmiştir.
/
Apo’un Bookchin’i terör doktrinine entegre etmesi, klasik bir “Bilgi-yapı virüsü” örneğidir. Yani: Terör örgütü, meşruiyet ve kabul üretmek için bir dış kuramı iç sinir sistemine adapte etmiştir.
/
Neden Bookchin? Neden Şimdi?
• Bookchin, Batı entelektüel çevrelerinde tanınan bir figürdü.
• Yahudi kökenli olması, İsrail’deki sol çevrelerle bağ kurma fırsatı sundu.
• Eko-anarşizm, Avrupa Yeşilleri ve sosyalistleri için PKK’yi daha “meşru” kıldı.
• “Demokratik modernite” söylemiyle küresel solun “devrim nostaljisi” canlandırıldı.
/
“Apo, Bookchin’i kendi terör yazılımının yeni işletim sistemi olarak kullanmıştır.”
/
Sonuç: Bir teorinin giydirilmesiyle örgütün yeniden markalanması:
Apo, Bookchin’in fikirlerini sadece benimsemedi; araçsallaştırdı.
– PKK’nin terörist imajını silmek,
– Batı’dan destek almak,
– Meşru siyasete geçiş süsü vermek,-
– Asıl hedef olan Türkiye’yi içten kuşatmak için bu teoriyi giydirdi.
/
Durum kısaca budur.
Anlayana, anlamak isteyene tabii.
Uyuyanı uyandırmak kolaydır.
Ama uyuyor numarası yapanı uyandıramazsınız!
Tekrar saygı ile.

{Abdullah Ağar}