Dünyada 3 ayrı namaz vakti uygulaması var, Hepsine saygı duymak gerekir:
I- 3 vakit namaz kılınması gerektiğine inananlar.
II- 3 vakitte 5 vakit namazının tevhit edilerek kılınmasına inananlar.
III- 5 ayrı vakitte namaz kılınmasına inananlar. (Bu gurup sünnet adı altında 23 rekat daha fazla ekleyip 40 rekat namaz kılıyor).
I- Kur-an’daki namazla ilgili 3 adet ayeti esas alıp, ‘Allah sadece, sabah, orta ve akşam olmak üzere 3 vakit namaz emretmiştir’ inancıyla bazı ülkelerde, sadece sabah namazı 2 rekat, orta namazı 4 rekat, akşam namazı 3 rekat olmak üzere toplam 3 vakit ve 9 rekat namaz kılarlar. Vitir bilmezler. Cuma namazı sadece 2 rekat kılınır. Cuma günleri 4 rekat orta namazı kılınmaz.
II- İran, Irak’ın bir kısmı, Körfez ülkelerinin bir kısmı gibi bazı ülkelerde ise Sabah 2 rekat, orta ve ikindi namazını birleştirilip 8 rekat, akşam ile yatsı birleştirilip 7 rekat olmak üzere, günde toplam 3 vakitte 17 rekat namaz kılmaktadırlar.
Vitir namazı yoktur.
Cuma namazı 2 rekattır. Cuma günü 4 rekat orta namazı kılınmaz.
III- Bizim ülkemiz ve çevresinde bir kısım müslümanlar I.Gurup gibi, bir kısım müslümanlar da İran’daki gibi namaz kılarlar.
Ancak ülkemizdeki müslümanların çoğunluğu sabah 4, orta namazı 10, ikindi 8, akşam 5, yatsı 10, vitir 3 rekat olmak üzere toplam 5 vakitte tam 40 rekat namaz kılmaktadırlar.
Cuma namazı bazı yörelerde 16 rekat, bazılarında 10 rekat bazılarında 6 rekat, çok az yerde de sadece 2 rekat kılınır.
İlk 4 Halife’den sonra tarih boyunca bazı ilim adamları, farzlara yapılan nafile namazı eklentilerinin rekat sayısını artırması ve bazı din adamlarına göre Kur-an’ı Kerim’de kesin bir emir olmadığı halde ikindi, yatsı ve vitir namazı eklenmesi, “dinimizin en önemli ibadet mefhumu olan namaza ilgiyi azaltmaktadır” şeklinde görüşler belirtmesi, din ilmi yapan uzmanlar arasında anlaşmazlık, müslümanlar arasında da şüpheler çıkarıyorken;
Ardından onbinlerce kişinin gittiği iddia edilen ünlü din adamı ve İttihat Terakki Fırkasının öncülerinden olan Saidi NURSİ’nin kendi eseri olan bir kitabında da 5 vakit namazın fazla olduğuna dair bir cümle tespit edildi.
Kitabın adı : SÖZLER.
Yazarı : Saidi NURSİ
Söz numarası : 21
Söz aynen şöyle : “Namaz iyidir. Fakat her gün 5’er defa kılmak çoktur. Bitmediğinden usanç veriyor”
Saidi NURSİ’nin bile bu konuda bu şekilde görüş belirtmesi, Allah’ın emrettiği bir ibadet şeklinin kullar tarafından devamlı abartılarak zora koşulduğu ve Allah’ın “zorlaştırmayınız kolaylaştırınız” emrine aykırı olduğu kanaatini artırmakta olduğu gibi, bu artırmalar, İslamın aleyhine kötü maksatlı çalışmalar olarak değerlendirilmektedir.
Bu durum da malesef, cemaati azaltmaktadır.
Zira eskiden “cuma namazlarının 16 rekat olarak kılınmadığı zaman, cuma namazının geçersiz olacağı” öğretilirken, gerçekçi aydın din adamlarının, bu namazın aslında sadece 2 rekat olduğu, sünnet adı altında fazladan kılınanların nafile namazı olduğu açıklamasından sonra, cuma günleri 2 rekat namazını eda edip işlerine giden cami cemaatinin alabildiğine artmış olduğu tespit edildiğine göre, Saidi NURSİ bu cümleyi sarfetmekte ‘haklıdır’ intibası güç kazanmaktadır.
Ayrıca bu durumda Saidi NURSİ’ye göre de namaz vakti 3 defadır.
Zira ‘Saidi NURSİ gibi din ilmi konusunda bu derece iddialı olan birisi, Allah emri olan namazda 5 vakit olsaydı, bu sözleri sarfetmezdi’ diye düşünenler haksız sayılmazlar.
Saidi NURSİ’nin ömrünün son on yılında namazı 3 vakit kılmasının sebebinin, vaktin 3 olduğuna yorumlayanlar olduğu gibi hastalık nedeniyle 3 vakit kıldığını yorumlayanlar da vardı.
Ama bu durumda “3 vakte inandığı için 3 vakit kılıyordu” olgusu ağır basıyor.
Fakat Saidi NURSİ’yi çok seven bir kesim insanların bu kitabı araştırıp, edinerek, bu sözlerin yazıldığının gerçekliğini görünce, Saidi NURSİ’ye nefretle düşman kesilmeleri olasılığı kuvvetle muhtemeldir.
Zira bu tip insanlar Kur-an’ı esas almayıp körü körüne de olsa atalarından kalan bilgilerinden şaşmazlar.
Doğruyu bulmak için araştırmacı olmazlar.
Çünkü insanlarımız halen, memleketin anayasası olduğunu biliyor ama müslümanın anayasasının Kur-an olduğunu bilmiyor, O mübarek mesajın herkese değil de, alimlere indiğini düşünüyor.
Hatta bazı cahiller var ki “şeyhim” dedikleri ne idüğü belirsiz birilerinin aldığı abdest suyunu içmeyi mubah sayar, çünkü öyle yetiştirilmiş.
“Sakın şu yazardan başka hiç bir ilim adamının yazdığı kitabı okuma” demişler.
Çünkü o kitap daha doğruysa kendisi çaptan düşecektir.
Çünkü öğrenciye şu gerçeği söylemiyorlar:
“-Kur-an’ı Kerim’i ve her türlü bilgiyi okumak Allah emridir, herkes Allah emirlerini, ancak alimlerin tercüme ettiği Kur-an’dan okuyup öğrenebilir, orijinal şekliyle arapca yazılı olan Kur-an’ı okumak istiyorsan, önce arapca dilini (takriben 2 sene okuyup) öğrenecek, daha sonra arapça Kur-an’ı öğrenebilirsin, aksi halde arap dilini bilmeden sadece harflerini öğrenip, ezberleyerek hiç bir ders almamış olursun, böyle palavradan ders olmaz” denmiyor, küçücük yavrucaklar aldatılıyor.
Gerçek ışığın Kur-an’daki emirler olduğu ve her müslümanın anladığı dilde bu dersi mutlaka almasının şart olduğu anlatılmıyor, gizleniyor.
Şairin aşağıdaki şiiri bu konuyu daha iyi anlatıyor:
Sözde Din Adamların Yarattığı KEŞMEKEŞ
‘PEYGAMBER EMRİ’ diye, bir çok yalan uydurdun,
Yok ettin Hak dinini, gerçeğe karşı durdun.
Arapça öğretmeden, harflerini öğretip,
‘Kur-an öğrettim’ diye cahillere YUTTURDUN.
‘Kur-an öğrendim’ demek, ‘ne istiyor’ bilmektir,
Bütün yaşantımızda yanlışları silmektir,
Arapça okumakla ‘KUR-AN ÖĞRENMEK’ yalan,
Rüya gördüğün dilde Kur-an’ı öğrenmektir.
İşine geldiğinde ‘ANA DİL KUTSAL’ dersin,
Kur-an dersi deyinde türkçeyi itelersin.
Bilmediğim kelime bana ne öğretecek?
Takiyye yapiyorsun, Allah cezanı versin.
‘Kur-an dersi’ demektir, Allah yolunu bulmak,
Teslim olup Allah’a, ‘ERDEMLİ İNSAN’ olmak,
‘OKU’ Allah emridir, oku, bil manasını,
Allah’ın verdiği dil neyse, öyle okumak.
Müslüman’ım diyorsan, ANAYASANDIR KUR-AN,
Sen bizzat okumazsan, olursun atıp duran,
Her söylenene kanıp, inanırsın cahile,
Sen de sapkınlar gibi, olursun BOYUN VURAN.
Saplanırsın YALANDAN sünnet ve hadislere,
İnanırsın ‘PEYGAMBER CAHİL’ diyen pislere,
‘9 YAŞINDA KIZLA EVLENDİ’ yalanıyla,
‘CİHANI ONUN İÇİN YARATTI’ diyenlere.
Kendini imam diye lanse eden hınzırlar,
Mezhepleri ‘DİN’ diye yutturmaya hazırlar,
Beğenmezler Kur-an’ın ilmini yapanları,
Hakiki âlimlerin köklerini kazırlar.
Dünyada ’39 İSLAM ANLAYIŞI’ var,
Hepsi birbirini yer, dünyayı ediyor dar.
Hepside KUR-AN DIŞI hurafeyi yaşayıp,
Kendinden olmayanı, boğazlayıp, kurşunlar.
‘HER YAZARI OKUMA’ diyenlere, aldanma,
Her bulduğunu oku, kendini cahil sanma.
Öyle öğrenirsin ki, rehberin olur Kur-an,
Sen ona öğretirsin, yobaz insana kanma.
Sözde din adamların, yarattığı KEŞMEKEŞ,
Fırsatçılar doğurdu, din düşmanı ve serkeş,
Onlara fırsat verme, sabırla doğruyu bul,
Allah der ki; ‘SEN OKU, ÖĞREN, GERÇEĞİ SÖYLEŞ.
(Aptullah Esirci)