Mondros ateşkes anlaşmasından sonra İngilizler Osmanlı hükumetinden 1.Dünya savaşı yıllarında savaş suçu işleyenlerin yargılanmasını talep ettiler. İngiliz kuklası Sadrazam Damat Ferit Paşa 5 Nisan 1920 tarihinde “Divan-ı Harbi Örfi Mahkemesi” başkanlığına Süleymaniye’li Mustafa Paşa’yı(Nemrut Mustafa) atadı. Tümgeneral rütbesindeki bu subay, İngiliz Muhipler cemiyeti ve Kürt Teali cemiyeti ile bağlantılı ve azılı bir Türk düşmanıydı. Bu şahıs altı ayda milli mücadele şahsiyetlerinin, Türk milliyetçilerinin önemli kısmını İngilizlerin, Ermeni Patriğinin, İngiliz ajanı Said mollanın emir ve talimatlarıyla idam cezasına çarptırdı. Nemrut Mustafa’nın, Nusret Bey’e idam cezası verişinin canlı tanığı Ünlü yazarımız Falih Rıfkı Atay “ÇANKAYA” adlı eserinde şöyle anlatıyor:
“Terbiyeli, özü sözü birbirinden temiz bir Türk milliyetçisi idi. Tehcir sanığı olarak bizim koğuşta yatıyordu. Bir gün kendisini acele Merkez komutanlığı’na istemişlerdi. Malta’ya sürüleceği havadisini duyduk ve sevindik.Sapsarı geri döndü:
– Benden hayır yok, beni öldürecekler… dedi.Sonra anlattı:
– Kulağımla duydum. Yan odada İngilizlerden gelen subaya Mustafa Paşa yalvararak: “Onu bırakınız. Birkaç güne kadar idam edeceğiz” diyordu. Bu söz üzerine beni tekrar aranıza yolladılar.
– Benden hayır yok, beni öldürecekler… dedi.Sonra anlattı:
– Kulağımla duydum. Yan odada İngilizlerden gelen subaya Mustafa Paşa yalvararak: “Onu bırakınız. Birkaç güne kadar idam edeceğiz” diyordu. Bu söz üzerine beni tekrar aranıza yolladılar.
-Birinci Divan-ı Harbinde muhakeme edilerek, sadece vazifesini kötüye kullanmak suçu ile 3 yıla mahkum edilmişti. Yeni Reis Mustafa Paşa üyelerden bir ikisiyle birleşerek Nusret’in idamını istemiş. Ötekiler muhalif kaldıklarından on beş yıl kürek cezası üzerinde anlaşmışlar. İkinci tutanak böyle yazılmış. Fakat Divan-ı Harb katibi tutanağı bir türlü beyaza çekmez, soranlara :
– İşlerimiz çok, birkaç güne kadar çıkartırız, cevabını vermiş…Mustafa Paşa arada kendiliğinden bir şahit daha icad eder. Kararın yeniden ağırlaştırılmasına karşı koyan üyelerle kavga çıkar. Bir iki gün sonra bu üyelerin değiştirildiğine dair Nezaret’ten emir gelir. Merkez komutanlığı vakası bu sırada olmuştur. Nusret’i tekrar mahkemeye çağırdılar. Patrikhaneden dört yeni kadın şahit getirilmişti. Nusret hakimlerin karşısında iken, ezberlediklerini söyleyen kadınlara:
– Nusret Bey burada mı? Tanıyor musunuz? diye sorulunca kadınlar:
– Tanıyoruz ama burada değil! Cevabını vermeleri üzerine, tekrar dışarıya çıkarılmışlar, bir müddet sonra dönerek:
– Nusret budur, diye göstermişlerdir.
Hükümetin düşmesi üzerine Mustafa Paşa aleyhine kovuşturma yapıldığı zaman bu çift tutanaklar meydana çıkmıştı. Nusret, kullanılmaktan kayış haline gelen iskambil kağıtları ile fal açarak ölümünü bekliyordu. Nihayet bir akşam locaya indirmek üzere aramızdan aldılar. Bize ağlayışlı bir sesle veda etti. Sanki hayattan kopup gittiğine değil de dostlarından ayrıldığına yanıyordu.
-Kapıdan çıkarken pantolonunun yamasını gördüm. Sabaha doğru koridorda süngülü muhafızların ayak seslerini duyduk. Nusret, sehpaya gidiyordu.
– İbrahim Fevzi karyolasının ucuna çıktı, ezan okumaya başladı. Karısına ve çocuklarına bile gösterilmemişti.
–Göğsüne asılan yaftada, “para çalmak için kıtal (-öldürme- H.K) yaptığı” söylenen Nusret’in yamalı pantolonunun cebindeki cüzdanında yalnız bir kağıt lira bulmuşlardı.
-Sabahın ilk saatlerinde tevkifhane avlusundan, zavallı karısının çığlıkları geliyordu.
– İşlerimiz çok, birkaç güne kadar çıkartırız, cevabını vermiş…Mustafa Paşa arada kendiliğinden bir şahit daha icad eder. Kararın yeniden ağırlaştırılmasına karşı koyan üyelerle kavga çıkar. Bir iki gün sonra bu üyelerin değiştirildiğine dair Nezaret’ten emir gelir. Merkez komutanlığı vakası bu sırada olmuştur. Nusret’i tekrar mahkemeye çağırdılar. Patrikhaneden dört yeni kadın şahit getirilmişti. Nusret hakimlerin karşısında iken, ezberlediklerini söyleyen kadınlara:
– Nusret Bey burada mı? Tanıyor musunuz? diye sorulunca kadınlar:
– Tanıyoruz ama burada değil! Cevabını vermeleri üzerine, tekrar dışarıya çıkarılmışlar, bir müddet sonra dönerek:
– Nusret budur, diye göstermişlerdir.
Hükümetin düşmesi üzerine Mustafa Paşa aleyhine kovuşturma yapıldığı zaman bu çift tutanaklar meydana çıkmıştı. Nusret, kullanılmaktan kayış haline gelen iskambil kağıtları ile fal açarak ölümünü bekliyordu. Nihayet bir akşam locaya indirmek üzere aramızdan aldılar. Bize ağlayışlı bir sesle veda etti. Sanki hayattan kopup gittiğine değil de dostlarından ayrıldığına yanıyordu.
-Kapıdan çıkarken pantolonunun yamasını gördüm. Sabaha doğru koridorda süngülü muhafızların ayak seslerini duyduk. Nusret, sehpaya gidiyordu.
– İbrahim Fevzi karyolasının ucuna çıktı, ezan okumaya başladı. Karısına ve çocuklarına bile gösterilmemişti.
–Göğsüne asılan yaftada, “para çalmak için kıtal (-öldürme- H.K) yaptığı” söylenen Nusret’in yamalı pantolonunun cebindeki cüzdanında yalnız bir kağıt lira bulmuşlardı.
-Sabahın ilk saatlerinde tevkifhane avlusundan, zavallı karısının çığlıkları geliyordu.
*Nusret Bey “Tehcir Kanunu” çıktığı zaman Bayburt kaymakamı idi. Hükumetin emri gereği bölgeden Ermenilerin geçici iskan bölgelerine gönderilmesi ile ilgili görevi yerine getirmiştir. Suçlama bu görevin yerine getirilmesi ile ilgilidir.
* İngilizler Mondros ateşkes anlaşmasından sonra Urfa‘yı işgal ederler. İngiliz işgal kuvvetleri komutanı Mutasarrıf Nusret Bey’e sorar: –Bizi niçin karşılamadınız?
Nusret Bey’in cevabı: Siz misafir gibi gelseydiniz Sancak hududunda karşılardık. Fakat işgal ordusu sıfatıyla sizi karşılamaya TÜRKLÜĞÜM manidir (Ali İhsan Sabis Paşa’nın hatıralarından). Bu hatıra İngilizler’in Nusret Bey’i neden idam ettirdiğinin ip ucunu veriyor.
Nusret Bey’in cevabı: Siz misafir gibi gelseydiniz Sancak hududunda karşılardık. Fakat işgal ordusu sıfatıyla sizi karşılamaya TÜRKLÜĞÜM manidir (Ali İhsan Sabis Paşa’nın hatıralarından). Bu hatıra İngilizler’in Nusret Bey’i neden idam ettirdiğinin ip ucunu veriyor.
*Nusret Bey, Mustafa Paşa’nın kendisine olan düşmanlığının Ergani’de görev yaparken zararlı çalışmalarını gördüğü Kürt Muhadenat Cemiyeti’ni kapatmış olmasından kaynaklandığını yakınlarına söylemiştir.
* Mustafa Kemal Paşa’nın önerisi ile TBMM 25 Aralık 1921 de Nusret Bey’in ailesine maaş ödenmesini kabul etti.
* Nemrut Mustafa Mahkemesi olayını bu milletin evlatları okuyup öğrense idi, yabancı devlet ve örgütlerin Türk devleti ve milletine karşı, hukuk sistemine sızarak saldırabileceğini bilir ve tedbirli olurdu. Son yıllarda, Türk yargı sisteminde olanlar hepimizi üzdü. Yargıya kimlerin sızdığı ve yargı marifetiyle ordumuzun nasıl bir saldırıya uğradığı hepimizin bildiklerinden. Gelecekte benzer girişimlere karşı uyanık olmalıyız. Kozmik odaya girip devletin sırlarını yabancı güçlere servis edenler, günümüzün Nemrut Mustafa’sıdır..
Abdurrahman Akbilmez..