Bir hayal ve o hayalin gerçek oluşu…
Milyonlarca metrekarelik bir coğrafya…
Yüz milyonlarca kişilik nüfus ve yüz binlerce avukat…
Belki de bir milyon…
Ve bu sınırların, bu coğrafyanın, bu avukatlar için bir çatı örgüt:
Türk Dili Konuşan ve Akraba Ülkeler Avukat Örgütleri Birliği (TÜRK-AV)…
***
Evet, TÜRK-AV kuruldu ve ilk yönetim kurulu toplantısını yaptı.
Türkiye, Moğolistan, Azerbaycan, Moğolistan, Kazakistan, Kırgızistan, Arnavutluk, Kosova, Bosna-Hersek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Dağıstan ve Tataristan başta olmak üzere komşu ve akraba ülkelerimizin baro başkanlarının kol kola girdiği resepsiyonda Türkmen çocukları şarkılar söyledi.
Hem düne gittik hem yarını kucakladık…
Bir hedef birliği sunuldu.
Kocaman bir vizyon ortaya konuldu.
***
Liderler, idare edenler ve yönetenler olarak ikiye ayrılır.
İdare etmek, vadideki suyun akışını izlemekten farksızdır; doğa olayları ve nehrin yatağı suyu alır ve götürür.
Yönetmek ise farklıdır…
O suyu olması gerektiği kaynağa ulaştırabilmek…
Sürece ve dış etkenlerin yönlendirmesine izin vermeden o yeri bulabilmek…
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Metin Feyzioğlu, idare eden değil, yöneten bir liderdir.
İşte TÜRK-AV buna örnek…
***
O hayali şöyle anlatıyor Feyzioğlu:
“Avukatlık mesleğini geliştirmek… Ülkelerimizin ve halklarımızın kardeşliğinden doğan enerji ile insan haklarına, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir dünya düzeni kurmak… Parlak bir geleceği birlikte inşa edebilmek için iş birliği ve güç birliği yapmak…”
Ve onun kurmadığı fakat benim hissettiğim bir cümle: “Otoriterleşen ve bu otoriterleşmenin hukukun üzerine basarak kendini var ettiği bir dünyada hukuka daha güçlü sarılara demokrasiye sahip çıkabilmek…”
Otoriterlik sadece Türkiye’nin sorunu değil çünkü…
Dünya bunun için kaygılı…
Başka hissettiğim…
“Ülkelerin dış müdahalelerle işgal altına alındığı ya da alınmaya çalışıldığı bu zamanlarda bu işgale karşı durmanın tek yolu, bağımsızlık ve güçlü demokrasi…”
Darbe ya da işgal girişimi sadece Türkiye’nin sorunu değil…
Dünya bunun için kaygılı…
***
Bir hayal ve onun gerçeğe dönüşmesi… Evet!
Çünkü akan suyun bizi Ortadoğu bataklığına götürdüğü bu son yıllarda aynı dili konuştuğumuz ve akraba olduğumuz ülkelerle benzer hayaller kurabilmek bizim ve onların, çağdaşlığı, demokrasisi, insan hakları, bağımsızlığı için önemli…
Ve ülkeleri güçlü yapan da işte bu maddeler…
Bu noktada TÜRK-AV da dev bir hukuk örgütü olmaktan öte, ülkelerin güçlü ve çağdaş olmaları yönünde çok önemli bir itici güç…
Nitekim şu sözler çok önemli:
“İnanıyorum ki tarih; ortak çalışma ve işbirliği olanaklarımızın, sadece toplumlarımızın refah ve huzurunu artırmakla kalmayacağını, aynı zamanda devletlerimizin de gücünü artıracağını ve bölgesel barışa hizmet edeceğini kaydedecektir.”
Bu hayalin de gerçekleşeceğine inanıyoruz.
***
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit’in konuşmasının bir bölümü de çok önemli:
“Kalpten inanıyorum ki, gelecek yüzyılın kaderini, mensup olduğumuz coğrafyada yaşayan halklar belirleyecektir.”
Ümitle bekliyoruz…
***
Bir hayal ve o hayalin gerçek oluşu…
Teşekkürler Metin Feyzioğlu…
Ve teşekkürler, akraba ülkelerimizin baro başkanları…
Mevlüt SOYSAL |