OSMANLI BÖYLE İFLAS ETTİ: TEKADAM ZİHNİYETİ

Doğru dürüst Silahlı Kuvvetleri olmayan Padişah Abdülmecit, böyle bir sorun yokmuş gibi Beşiktaş sahilinde deniz doldurularak kendisine yeni bir saray yapımını başlattı.

-Saray yapımını Ermeni mimarlar yürüttü. Devletin bütün kaynakları kullanıldı.

-Harcamaları karşılamak için askerlerin bütçesinden para aktarımı yapıldı.

1854 yılında Avrupalı ülkelerden borç para alındı. Paraların önemli bir kısmı halkın hizmetine değil, saray inşaatına harcandı.

-Ve 20 yıl gibi kısa sürede (1854-1874) Osmanlı borçları katlanarak büyüdü. 1875 yılında Osmanlı maliyesi iflas etti.

Sürekli savaşlarla geçen yıllar ve yüzyıllar sonrası barış ve dünya nimetlerinden haz duymanın da gerekli olduğuna inanan Osmanlı yöneticileri ve onların çevreleri İstanbul‘da şatafatlı eğlence hayatını başlattılar. Lale Devri (1718-1730) bu anlayışın sonucudur. İstanbul boğazı ve Haliç kıyılarında saray ve yalılar köşkler yaptırıldı. Lale çiçekleri bu dönemde önem kazandı. Padişah çocukları için 40 güne varan sünnet törenleri düzenlendi.

Osmanlı Padişahları III. Selim ve II. Mahmut zamanlarında İstanbul boğazının kıyısında özelikle de Beşiktaş sahillerinde saraylar yaptırılmaya başlandı. Hasbahçesi, korusu, sahilde bekleyen saltanat kayığı, mutfağı, muayede (kabul) salonu ile sahil saraylarında yaşayanlar yüksek maaş sahibi memur ve askerler ile saray çevresi idi. II. Mahmut’un kız kardeşi Esma Sultan’ın şahsına ait saray köşk ve yalı olmak üzere 5 binası vardı.

Osmanlı Padişahı Abdülmecit, batı kültürü almış bir hükümdardı. Kendi Şanına yakışır dünyanın gözlerini kamaştırır muhteşem bir saray yaptırmaya karar verdi. Beşiktaş sahilindeki tarla ve arsaları satın alındı.

Görüntünün olası içeriği: 1 kişiDeniz kıyısında toprak dolgu araza ilde edildi. Ve devletin bütün imkanları kullanılarak 1843 yılında Dolmabahçe sarayının yapımına başlandı. Ermeni asıllı mimar Amira Balyan ve oğlu Nigogos Balyan’a bu hususta görev verildi.

Dolmabahçe Sarayının inşaatı esnasında hiçbir masraftan kaçınılmadı. Padişah Abdülmecit, kendisini “dünya yakışıklısı” bir hükümdar olarak görüyordu. Haremde kadınlarla oynaşmaktan zevk alıyordu. Saray önünde hazır bekleyen saltanat kayığını çeken bir sürü insan vardı.

Dolmabahçe sarayı yapımında mavi, kırmızı, siyah her renkten en kaliteli mermer malzeme kullanıldı. Göze hoş gelsin diye tonlarca altın kullanılarak süsleme işleri yapıldı. Sarayın salonuna 4.5 ton ağırlığında devasa bir avize yerleştirildi.

Banyo sefertasları, kurnalar hepsi en kaliteli malzeme idi. Sarayın giriş bahçesine aslan heykeli de yerleştirildi.

Dolmabahçe Sarayı yaptırılırken Beşiktaş sahillerine yeni bir görünüm gelmişti. Uzaktan bakıldığında güneş ışığında parlayan, gözleri kamaştıran yalancı cennet misali görkemli bir yerdi. Saray içine padişahın çalması için piyano bile yerleştirildi. Zaman zaman dans partileri de veriliyordu. İnsanoğlunun keyfi (rahat yaşaması) için her şey düşünülmüştü.

Ancak Dolmabahçe sarayı inşaatı 1843 yılında sürerken 1853 yılında Kırım Harbi patlak verdi. Osmanlının acil askeri harcamaları için ilk kez batılı ülkelerden borç para alındı. Ve yaklaşık maliyeti 5 milyon aylına ulaşan Dolmabahçe Sarayı’nın yapım harcamalarının kaynağı için askeri harcamalara ayrılan kaynaklar ile batılı ülkelerden alınan borç paralar kullanıldı.

Ve Dolmabahçe Sarayı 1855 yılında hizmete açıldı. Padişah Abdülmecit’in ve Osmanlı hanedanının Dolmabahçe Sarayına yaptığı aşırı harcamalar devlet bütçesini sarstı. 1854 yılında başlayan batılı ülkelerden borç alma sonraki yıllarda katlanarak büyüdü. 1870’li yılarda Osmanlının dış borçları 200 milyon altın liraya ulaşmıştı., Devletin ise yıllık geliri ancak 20 milyon lira civarındaydı. Devletin yıllık gelirini biriken borçları faizini bile karşılamıyordu. Ve Osmanlı Devleti yabancı ülkelere borçlarını ödememek için 1875 yılında hazinenin iflas ettiğini açıkladı. Bu olay Osmanlı’nın ekonomik açıdan çöküşü ve sonraki yıllarda kapitülasyonlar belası ile devletin çöküşüne kadar uzanan tarihi süreci başlattı. Ancak 6 yıl kadar sarayda yaşama imkanına kavuştu. Ve hasta idi, 1861 yılında öldü.

NOT: Osmanlı’nın tekadam zihniyetli cahil yöneticilerinden kalan borçların son taksiti 1955 yılında ödenebildi.