MECZUPTAN SORULAR ve CEVAPLAR

Sos­yal med­ya­da bir Ata­türk düş­ma­nı, Ata­türk­çü­le­re, ce­vap­la­ma­la­rı için 15 so­ru (!) sor­muş! Ak­lın­ca da “A­ta­put­çu­” de­di­ği biz Ata­türk­çü­le­rin bu so­ru­la­ra ce­vap vere­me­ye­ce­ği­ni be­lirt­miş!
Alın­tı­la­dı­ğı­mız so­ru­lar doğ­ru­dan Ata­tür­k’­e so­rul­du­ğu için, ce­vap­lar da Ata­tür­k’­ün ağ­zın­dan ve­ril­di.

SO­RU 1: MÜS­LÜ­MAN­SAN Hİ­LA­FE­Tİ NE­DEN KAL­DIR­DIN?

CE­VAP: Ku­r’­an’­da di­ni/si­ya­si yet­ki­le­re sa­hip bir li­der an­la­mın­da ha­li­fe­lik yok­tur.
Ken­di­ni “Al­la­h’­ın yer­yü­zün­de­ki göl­ge­si­” ola­rak gö­ren sul­tan­la­ra/pa­di­şah­la­ra din­sel meş­ru­iyet ka­zan­dı­ran uy­dur­ma bir ku­rum ol­du­ğu için kal­dır­dım ha­li­fe­li­ği…
Böy­le­ce Mu­avi­ye­’nin, İs­la­mın özü­ne ay­kı­rı ola­rak ya­rat­tı­ğı sul­tan/ha­li­fe ŞİRK DÜ­ZE­Nİ­’ne son ver­dim.
Ay­rı­ca ha­li­fe­li­ği hiç­bir işe ya­ra­ma­dı­ğı için kal­dır­dım de­sem de ye­ri­dir.
Ba­kın, I. Dün­ya Sa­va­şı­’n­da Müs­lü­man Arap­la­rın Os­man­lı­’ya kar­şı İn­gi­liz­ler­le bir­lik­te ha­re­ket et­me­si­ni en­gel­le­di mi ha­li­fe­lik? Ha­yır! En önem­li­si de İn­gi­liz em­per­ya­liz­mi Ha­li­fe/Pa­di­şah Vah­det­ti­n’­e her is­te­di­ği­ni yap­tır­ma­dı mı? Bu ara­da Os­man­lı­’yı par­ça­la­yan idam fer­ma­nı Sevr Ant­laş­ma­sı­’n­da İn­gi­liz­ler ıs­rar­la ha­li­fe­nin/ha­li­fe­li­ğin var­lı­ğı­nı ko­ru­ma­sı­nı is­te­miş­ler­dir. Ha­li­fe­li­ği kal­dı­ra­ca­ğım gün­ler­de de İn­gi­liz­ler Hint Müs­lü­ma­nı kı­lı­ğın­da iki ca­sus­la­rı­nı (Emir Ali ve Ağa Han) dev­re­ye so­ka­rak ha­li­fe­li­ğin kal­dı­rıl­ma­ma­sı için ça­ba har­ca­mış­tır.

SO­RU 2: 1932’DE EZA­NI NE­DEN YA­SAK­LA­DIN?

CE­VAP: Eza­nı ya­sak­la­ma­dım. Ezan­la­rı gü­rül gü­rül, üs­te­lik hal­kın an­la­ya­ca­ğı dil­de Türk­çe okut­tum. İnan, Al­lah Türk­çe de bi­lir! Böy­le­ce gü­zel di­li­miz Türk­çe­yi en yük­se­ğe, mi­na­re­le­re çı­kar­dım. Ezan­la­rı ya­sak­la­ya­cak olan iş­gal­ci Yu­nan­lar­dı. On­la­rı bu top­rak­lar­dan ben kov­dum. Böy­le­ce ezan­la­rın sus­ma­sı­nı en­gel­le­dim.

SO­RU 3: AYA­SOF­YA­’YI NE­DEN KA­PAT­TIN?

CE­VAP: Aya­sof­ya 1000 yıl­dan faz­la ki­li­se 500 yıl ka­dar ca­mi ola­rak kul­la­nıl­mış dün­ya­nın en es­ki ma­bet­le­rin­den bi­ri­dir. İki bü­yük tek tan­rı­lı/ila­hi din; Hı­ris­ti­yan­lık ve İs­la­mi­yet için kut­sal olan bu ta­ri­hi ma­be­di, İN­SAN­LI­ĞIN OR­TAK KÜL­TÜR Mİ­RA­SI ola­rak gör­dü­ğüm için KO­RU­MAK ve ge­le­cek ku­şak­la­ra ak­tar­mak is­te­dim. Bir ta­ri­hi ya­pı­nın en iyi şe­kil­de KO­RUN­MA­SI ve SER­Gİ­LEN­ME­Sİ için o ya­pı­nın mü­ze ol­ma­sı ge­rek­ti­ği­ne ina­nı­rım. Bu ne­den­le Aya­sof­ya­’yı mü­ze yap­tım. Bu ara­da Fa­ti­h’­in Aya­sof­ya Vak­fi­ye­si di­ye bir şey yok­tur. Bu ko­nu­da­ki id­di­a uy­dur­ma­dır. Ay­rı­ca Aya­sof­ya­’nın bu­lun­du­ğu böl­ge­de çok sa­yı­da bü­yük ca­mi var­dır. “A­ya­sof­ya­’da na­maz kı­lan­lar da­ha çok se­vap ka­za­nır!” di­ye bir İs­la­mi ku­ral da ol­ma­dı­ğı­na gö­re, yap­tı­ğım hem Dİ­NE hem İN­SAN­LI­ĞA uy­gun­dur.

SO­RU 4: KU­R’­AN HARF­LE­Rİ­Nİ NE­DEN YA­SAK­LA­DIN?

CE­VAP: Ku­r’­an harf­le­ri­ni de­ğil Arap harf­le­ri­ni kal­dır­dım. Ku­r’­an ön­ce/ilk Arap­la­ra in­di­ril­di­ği için, Ku­ra­n’­da ifa­de edil­di­ği gi­bi an­la­şıl­sın di­ye Arap­ça­dır. Al­lah ka­tın­da hiç­bir harf sis­te­mi kut­sal de­ğil­dir. Arap harf­le­ri de kut­sal de­ğil­dir. Arap harf­le­ri­ni oku­ma, yaz­ma­yı güç­leş­tir­di­ği için kal­dır­dım. Ben Harf Dev­ri­mi’­ni yap­tı­ğım­da Tür­ki­ye­’ de Arap harf­le­riy­le oku­ma yaz­ma bi­len­le­rin ora­nı, er­kek­ler­de yüz­de 7, ka­dın­lar­da bin­de 4’tü. Arap harf­le­ri Türk­çe­ye uy­gun de­ğil­dir. 1928’de Harf Dev­ri­mi’n­den son­ra Ye­ni Türk harf­le­ri ile hal­kı­mız kı­sa sü­re­de okur- ya­zar ol­du. 1935’te oku­ma yaz­ma ora­nı top­lam­da yüz­de 23’e ulaş­tı.

SO­RU 5: TA­Tİ­Lİ NE­DEN CU­MA­DAN PA­ZA­RA AL­DIN?

CE­VAP: Ge­liş­miş ül­ke­ler­le, özel­lik­le Av­ru­pa ile si­ya­si, ti­ca­ri, eko­no­mik iliş­ki­le­ri güç­len­dir­mek is­te­dim. Böy­le­ce Müs­lü­man Tür­ki­ye­’nin her ba­kım­dan Av­ru­pa ile ya­rı­şır du­ru­ma gel­me­si­ni amaç­la­dım. Bu­nun için ta­ti­li cu­ma­dan pa­za­ra al­dım. Öl­çü­le­ri ve tak­vi­mi de bu ne­den­le de­ğiş­tir­dim. Me­se­la tüm uy­gar dün­ya­da pa­zar gün­le­ri ta­til­dir… Ba­tı­’da es­ki­den cu­mar­te­si gün­le­ri de ya­rım gün ça­lı­şı­lır­dı. Biz­de na­sıl? Per­şem­be ya­rım gün, cu­ma ta­til. Dış dün­yay­la iliş­ki­de bu­lu­nu­la­bi­le­cek tam üç gün ka­lı­yor. Ne ya­pı­la­bi­lir bu kı­sa sü­re­de. Ben ma­kul ve ak­la uy­gun ola­nı ter­cih et­tim. Bu de­ği­şik­li­ğin geç­mi­şin iz­le­ri­ni sil­mek­le il­gi­si yok. Ta­ma­men pra­tik ih­ti­ya­ca uy­gun ola­rak yap­tım. Ay­nı şe­yi Rus­lar ve Çin­li­ler de yap­tı.

SO­RU 6: BEZ PAR­ÇA­SI (ŞAP­KA) İÇİN ALİM­LE­Rİ AS­TIN?

CE­VAP: Şap­ka Dev­ri­mi için tek bir “a­li­m” as­ma­dık. İs­ki­lip­li Atıf, şap­ka tak­ma­dı­ğı için ve­ya Şap­ka Dev­ri­mi­’ ne kar­şı (üs­te­lik bu dev­rim­den ön­ce) ki­tap yaz­dı­ğı için de­ğil, Kur­tu­luş Sa­va­şı yıl­la­rın­da baş­ka­nı ol­du­ğu ce­mi­yet “i­ha­net bil­di­ri­le­ri­” ya­yın­la­dı­ğı için ve di­ni is­tis­mar ede­rek hal­kı kin ve düş­man­lı­ğa yö­nelt­ti­ği için o za­man­ki ya­sa­la­ra gö­re­” va­ta­na iha­ne­t” su­çun­dan asıl­dı.

SO­RU 7: Fİ­LİS­Tİ­N’­DE NE­DEN İHA­NET ET­TİN?

CE­VAP: I. Dün­ya Sa­va­şı­’n­da Al­man ko­mu­tan­la­rın, özel­lik­le Fi­lis­ti­n’­de Al­man Li­man von San­der­s’­in ba­şa­rı­sız­lı­ğı so­nun­da tüm or­du­la­rı­mız da­ğıl­mış­ken, bi­zim üç ka­tı­mız bü­yük­lü­ğün­de­ki ve ba­zı Arap aşi­ret­le­rin­ce des­tek­li, üs­te­lik bü­yük bir ha­va gü­cü­ne sa­hip İn­gi­liz Or­du­su­’nun önün­den Türk Or­du­su­’nu ba­şa­rıy­la ge­ri çek­tim. Ha­le­p’­te so­kak sa­vaş­la­rı ver­dim. Bu­nun ay­rın­tı­la­rı­nı 1926’da Fa­lih Rıf­kı­’ya an­lat­tım. Son ola­rak Ekim 1918’de İn­gi­liz­le­re kar­şı Kat­ma Mu­ha­re­be­si­’ni ka­zan­dım. Ha­le­p’­in ku­ze­yin­de Türk sün­gü­le­riy­le ade­ta do­ğal bir sı­nır çiz­dim. Yıl­dı­rım Or­du­la­rı gün­le­rim­de (ki bu on gün­dür) Ada­na, Ur­fa, Ma­raş, An­te­p’­te di­re­niş yu­va­la­rı kur­dum. Bu ça­lış­ma­la­rım Ka­sım 1918’in ilk gün­le­ri­ne denk ge­lir.

SO­RU 8: AZER­BAY­CA­N’­I NE­DEN RUS­LA­RA SAT­TIN?

CE­VAP: Mon­dro­s’­un 11.mad­de­si ge­re­ğin­ce Türk Or­du­su 1918’de Azer­bay­ca­n’­ı bo­şalt­mak mec­bu­ri­ye­tin­de kal­dı. Ben Nah­çı­va­n’­a yö­ne­lik Er­me­ni sal­dı­rı­la­rı­nı şid­det­le pro­tes­to et­tim. Hat­ta Nah­çı­van sa­vun­ma­sı için giz­li­ce böl­ge­ye su­bay­lar gön­der­dim. Hat­ta Rus­lar ile an­laş­ma yap­ma­ya gön­der­di­ğim Yu­suf Ke­mal Be­y’­e “Nah­çı­van Türk Ka­pı­sı­dır. Bu hu­su­su na­zar-ı iti­ba­ra ala­rak eli­niz­den ge­le­ni ya­pı­nız.” em­ri­ni ver­dim. Da­ha Kur­tu­luş Sa­va­şı yıl­la­rın­da Azer­bay­ca­n’­la dost­ça iliş­ki­ler kur­dum. 18 Ka­sım 1921’de ya­pı­lan bü­yük bir me­ra­sim­le Azer­bay­can Sos­ya­list Sov­yet Cum­hu­ri­ye­ti Bay­ra­ğı’­nı biz­zat ben An­ka­ra Ce­be­ci­’ de­ki tem­sil­ci­lik bi­na­sı­na çek­tim. Bu sı­ra­da yap­tı­ğım ko­nuş­ma­da Azer­bay­can ve Tür­ki­ye hal­kı­nın “kar­de­ş” ol­du­ğu­nu be­lirt­tim. “Kar­deş Azer­bay­ca­n” Kur­tu­luş Sa­va­şı­’n­da Baş­kan Ne­ri­ma­nov eliy­le bi­ze mad­di yar­dım­da da bu­lun­du. Azer­bay­ca­n’­la kül­tü­rel iliş­ki­le­re de bü­yük önem ver­dim. Ör­ne­ğin 1926’da Bol­şe­vik­ler Azer­bay­ca­n’­da La­tin Al­fa­be­si­’ni yü­rür­lü­ğe koy­du. Bil­di­ği­niz gi­bi biz de 1928’de La­tin harf­le­ri­ne geç­tik. Böy­le­ce kül­tü­rel iliş­ki­le­rin za­yıf­la­ma­sı­na en­gel ol­duk. Ta­rih ve Dil Ku­rum­la­rı da tüm Türk halk­la­rıy­la ol­du­ğu gi­bi Aze­ri Türk­le­ri’y­le de ta­rih­sel kül­tü­rel de­rin­lik kur­ma­mız­da et­ki­li ola­cak­tı. Kı­sa­ca­sı ben Azer­bay­ca­n’­ın ve tüm soy­daş ve maz­lum mil­let­le­rin tam ba­ğım­sız­lı­ğı için ça­ba­la­dım.

SO­RU 9: ALİ ŞÜK­RÜ BE­Y’­İ NE­DEN ÖL­DÜRT­TÜN?

CE­VAP: Ali Şük­rü Bey, ba­na mu­ha­lif­ti ama bir va­tan­se­ver­di. Ben her şey­den ön­ce, ba­na kar­şı Mec­lis içi mu­ha­le­fe­tin önem­li isim­ler­den bi­ri olan Ali Şük­rü Be­y’­i öl­dür­te­cek ka­dar ap­tal de­ği­lim! Böy­le bir ci­na­ye­tin be­nim üze­ri­ne yı­kı­la­ca­ğı­nı, bu ne­den­le Mec­lis­’te­ki mu­ha­lif­ler­ce suç­la­na­ca­ğı­mı dü­şü­ne­me­ye­cek ka­dar da stra­te­ji yok­su­nu da de­ği­lim! Ali Şük­rü Be­y’­i ben öl­dürt­me­dim. Ben fi­kir­le­re fi­kir­ler­le kar­şı­lık ve­ril­me­si ge­rek­ti­ği­ne ina­nı­rım. Ay­rı­ca İn­gi­liz­ler pa­di­şah Vah­det­ti­n’­i ve Mec­lis için­de­ki ba­zı mu­ha­lif­le­ri -ki ara­la­rın­da gü­ven­di­ğim ba­zı ar­ka­daş­la­rım da var- kul­la­na­rak ba­na Mec­lis içi bir dar­be yap­mak is­te­miş­ler, bu­nun için her tür­lü komp­lo­ya baş­vur­muş­lar­dı.

SO­RU 10: SOY AĞA­CIN NE­DEN ÇI­KAR­TI­LA­MI­YOR?

CE­VAP: Soy ağa­cım or­ta­da­dır. Bu ko­nu­da çok bil­gi, çok ki­tap var. Ay­rı­ca so­yum­dan so­pum­dan sa­na ne? Yok­sa sen ırk­çı, fa­şit fa­lan mı­sın? Önem­li olan soy sop de­ğil bir in­sa­nın men­su­bu ol­du­ğu mil­le­ti­ne ne ka­dar hiz­met et­ti­ği­dir. Ama yi­ne de me­ra­kı­nı gi­de­re­yim: Ana ba­ba so­yum Türk­men­dir. Ana ta­ra­fın­dan Kon­ya, Ka­ra­man, (Kon­yar), ba­ba ta­ra­fın­dan Ay­dın, Sö­ke ta­raf­la­rın­da ya­şa­yan Yö­rük­le­rin­de­nim. Ata­la­rım Os­manlı­’nın is­kan si­ya­se­ti ge­re­ği 1400’le­rin so­nun­da Ka­ra­ma­n’­dan, Sö­ke­’den alı­nıp Ma­ke­don­ya ve ci­va­rı­na yer­leş­ti­ri­len Ev­lad-ı Fa­ti­ha­n’­dan­dır. (ye­di gö­bek Türk) De­de­le­rim So­fu­za­de Fey­zul­lah Efen­di ve Ha­fız Ah­met Efen­di­’dir…

SO­RU 11: LA­Tİ­FE HA­NIM SEN­DEN NE­DEN AY­RIL­DI?

CE­VAP: Şid­det­li ge­çim­siz­lik!

SO­RU 12: TÜM DEV­RİM­LE­RİN NE­DEN İS­LA­MA AY­KI­RI?

CE­VAP: Tüm dev­rim­le­rim İs­la­m’­ın özü­ne uy­gun, din zan­ne­di­len hu­ra­fe­le­re, uy­dur­ma­la­ra ay­kı­rı­dır. “Han­gi şey ki ak­la, bi­li­me, mil­le­tin men­fa­ati­ne uy­gun­dur o şey di­ni­di­r”. Be­nim tüm dev­rim­le­rim de ak­la, bi­li­me ve mil­le­ti­min men­fa­ati­ne uy­gun­dur.

SO­RU 13: ÖLÜ­MÜN­LE SO­YUN NE­DEN KE­SİL­Dİ? AK­RA­BA­LA­RIN YOK MU?

CE­VAP: Ak­ra­ba­la­rı­mın olup ol­ma­ma­sı ne­yi de­ğiş­ti­rir. An­cak be­nim dev­le­ti so­yan ak­ra­ba­la­rı­mın ol­ma­dı­ğı­na emin ola­bi­lir­sin!

SO­RU 14: SA­İD-İ NUR­Sİ SA­NA NE­DEN SÜF­YAN DE­Dİ?

CE­VAP: Sa­id-i Nur­si­’yi Kur­tu­luş Sa­va­şı ba­şın­da di­ğer ba­zı din adam­la­rıy­la bir­lik­te düş­ma­na kar­şı di­re­niş­te ba­na yar­dım et­me­si için An­ka­ra­’ya ça­ğır­dım. Ama bir­çok va­tan­se­ver din ada­mı bu çağ­rım­la ba­na yar­dı­ma gel­di­ği hal­de (Lib­ya­lı Şeyh Ah­met Sü­nu­si bi­le gel­di) Sa­id-i Nur­si gel­me­di. İş­gal İs­tan­bu­l’­un­da Çam­lı­ca­’da otu­rup ma­aş­lı bir iş­te ça­lış­tı. Bu ara­da ba­zı za­rar­lı ce­mi­yet­le­re ka­tıl­dı­ğı­nı duy­duk. An­cak sa­vaş bi­tin­ce 1922’de gel­di. Ge­lir gel­mez de din is­tis­ma­rı­na baş­la­dı. Ay­rı­ca Sa­id-i Nur­si “Ku­ra­n’­da­ki su­re­ler ben­den bah­se­di­yor!”, “Ka­rın­ca­lar­la ko­nuş­tum!” di­ye­cek ka­dar ken­din­den geç­miş bi­ri… Sa­id-i Nur­si­’nin be­nim için ne de­di­ği­nin hiç öne­mi yok! Ben ak­la, bi­li­me de­ğer ve­ren Rı­fat Bö­rek­çi ho­ca gi­bi Kuv­va­cı ger­çek din adam­la­rı­nın gö­rüş­le­ri­ni önem­se­rim.

SO­RU 15: NE­DEN SE­NİN GER­ÇEK­LE­Rİ­Nİ SAK­LA­MAK İÇİN 5816 YA­SA­SI ÇI­KA­RIL­DI?

CE­VAP: Ata­tür­k’­ü Ko­ru­ma Ka­nu­nu­’nu ben, be­nim CHP’m de­ğil, CHP’­ye mu­ha­lif Men­de­re­s’­in DP’­si çı­kar­dı. Ay­rı­ca bu ka­nu­nun be­ni ko­ru­du­ğu fa­lan da yok… Bak­sa­na sen bi­le ba­na ağ­zı­na ge­len her if­ti­ra­yı ata­bi­li­yor­sun!
Der­si­ni al­dın sa­nı­rım ço­cuk!
 (Sinan MEYDAN)