7.CUMHURBAŞKANI KENAN EVREN KİMDİR?

Ahmet KENAN EVREN

Türk asker ve siyaset adamı

17.07.1917 yılında Manisa ilinin Alaşehir ilçesinde doğdu.

İlk ve orta öğrenimini Alaşehir, Manisa, Balıkesir, İstanbul’da sürdürdü ve İzmir-Maltepe Askerî Lisesi’nden mezun oldu.

1938 yılında Kara Harp Okulu’nu topçu subayı olarak,

1949 yılında Harp Akademisi’ni kurmay subay olarak bitiren Kenan Evren, silahlı kuvvetlerin çeşitli kademelerinde görev yaptı.

9. Kore Türk Tugayı’nda önce Harekât ve Eğitim Şube Müdürü, sonra Kurmay Başkanı görevlerinde bulundu. Ordu Komutanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı yaptı.

7 Mart 1978‘de en kıdemli Orgeneral olduğu için Başbakan Bülent ECEVİT tarafından Genelkurmay Başkanlığı’na atandı.

1978/79‘da ülkemizde terör had safhaya çıkmış, askerin yakaladığı teröristler veya yataklık yapanların bir kısmı, bir bakan veya Başbakan tarafından gönderilen “Ek listedeki adı geçenlerin yanlışlıkla Mamak Askeri Ceza Evi’ne alındığı için serbest bırakılması” talimatlarıyla salıveriliyordu. Bu listeler ECEVİT hükümetlerinde de, DEMİREL hükümetlerinde de tarafgirlikle devam etti. TSK’nın teröre karşı görevi, siyasetçiler tarafından engelleniyordu.

Ülkemizde sadece sokak terörü yoktu.

Cumhurbaşkanı Korutürk görev süresini bitirmiş, yeni cumhurbaşkanı seçilinceye kadar vekili İhsan Sabri Çağlayangil’e teslim edip ayrıldı.  TBMM’de halkın seçtiği Milletvekilleri 6 ay gibi uzun zaman içinde bir Cumhurbaşkanı seçemeyip, sokaktaki teröriste kötü örnek olmaya inatla devam etti. Yabancı ülkeler bu konuyu karikatürize edip Türkiye ile alay etmeye başladı. MHP Lideri Türkeş bile, “askerin teröre etkin müdahalesi gerekir” anlamında demeç vermek zorunda kaldı.

Org.Evren ve 4 Kuvvet Komutanı, partilere bir öneri götürdü; “CHP-AP koalisyonu veya AP’nin desteklediği CHP-MHP koalisyonu olursa, bizim çalışmamıza müdahale edilmez ve biz terörü rahat bitiririz” dediler. Çünkü koalisyon olursa askere “Bu adam bizden” müdahalesi olmayacaktı. Her 3 lider de önce komutanlara “İYİ OLUR“dediler. Ama oldurmadılar. DEMİREL, “biz CHP ile anlaşamadık” dedi. Komutanlar Demirel’e “CHP-MHP koalisyonu olsun, siz dışarıdan destek olun” önerisi götürdüler, Her 3 lider kabul etti. Ancak ECEVİT bu konudaki toplantılardan birinden çıkarken bir bayan gazeteci sordu; Efendim olumlu bir gelişme var mı?

Ecevit; ‘Hayır‘ dedi.

Gazeteci ısrarla Ecevit’in önüne geçip; Efendim böyle devam ederse ne olur? anlamında bir cümle kullandı.

Ecevit Saha boş bırakılırsa, birileri o sahaya iner, düdüğü çalar, ‘OYUN BİTTİ, HADİ EVİNİZE‘ der, anlamında bir cümle ile cevap verdi. Ama anlaşmazlık aylarca devam etti. Komutanlara yine “Serbest bırakılacaklar listesi” gitmeye devam etti.

12 Eylül 1980’de sabaha karşı, tam bir askeri disiplin ve emir komuta zinciri içinde düdük çalındı, asker sahaya indi, zaten isimleri askerin elinde olan teröristlerin bulunduğu yerler tarandı. Bir anda yurdumuzun bütün cadde ve sokaklarına huzur geldi.

En çok arkadan kalleşçe öldürülenler listesinde, Hayati tehlike içinde yaşayan polisler, gazeteciler, bürokratlar “HAYATIM KURTULDU” diye sevinç çığlıkları attılar. Örneğin Başkomiser Sabri Uzun, Hürriyetten Ertuğrul Özkök, Profesör Ahmet Şimşirgil, bürokratlar, bakanlar, ve daha niceleri Kenan EVREN’in askerlerini ayakta selamladılar. Devriye gezen Asker ve Polisleri alkışladılar, üzerlerine güller attılar.

Müdahaleden memnun olmayanlar da vardı: Kendi siyasal görüşüne göre müdahale isteyen, bu konuda mektuplar yazan, sokakta gördükleri askerlere yaklaşıp kendi propagandalarını yaparak askeri kendi tarafına çekmeye çalışanlar ve sonunda hayali sukuta uğrayanlar memnun olmadı. Bu nedenle fırsat buldukça onlar Evren hakkında aleyhte konuştular!

Türk Askeri darbe yapmaya hevesli değildir, askeri darbeye sürükleyenler, devleti idareden aciz duruma gelen siyasilerdir. Sokaklarında her gün en az 7-8 kişinin öldürüldüğü ülkeyi terör belasından kurtarmak için, halkın çoğunluğunun da desteğiyle gerçekleştirilen askerî darbeyle Org. Kenan Evren, Genelkurmay Başkanı görevinin yanı sıra Milli Güvenlik Konseyi Başkanlığı ve Devlet Başkanlığı’nı da üstlendi. Artık hiç kimse liste gönderip, kendi adamlarının yargılanmadan Mamak Askeri CezaEvi’nden salıverilmesini isteyemiyordu. Herkes yargının sonucunu bekledi.
Genelde yargılananlar, yargının adil olduğunu kabul ettiler. Örneğin, yargılanan (Eski bakanlardan-Gerçek milliyetçi) Yaşar Okuyan, Askeri Yargının adaletinden büyük övgü ile bahsetmiştir!

7 Kasım 1982’de, 2 yıl sonra halkoyuna sunulan ve millet tarafından %92 gibi ezici bir çoğunlukla kabul olunan 1982 Anayasası ile Türkiye’nin 7. Cumhurbaşkanı olarak göreve başladı. Yani Kenan Evren %92‘lik halk oyu ile seçilen ilk Cumhurbaşkanıdır.

1 temmız 1983 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı makamını Orgeneral Nurettin ERSİN‘e devretti ve darbeciliğe hevesli olmayan asker, demokrasiyi yeniden yerine oturtup kışlasına çekildi.

6 Kasım 1983‘de ülkeyi Genel Seçimlere götürdü. Turgut ÖZAL‘ın başında olduğu AnaVatan Partisi(ANAP) seçimi kazandı, ÖZAL Başbakan oldu, yönetim tamamen sivil iradeye geçti.

Demokrasiye çok hızlı geçildi. Öyle ki yeni Başbakan olmuş ÖZAL Cumhurbaşkanına şöyle bir istekte bulunuyor; Sn. Cumhurbaşkanım, Genelkurmay Başkanı Org. Necdet ÜRUĞ emekli oldu. Bizim Bakanlar kurulumuz, Genelkurmay Başkanlığı Sırasında olan Org. Necdet ÖZTORUN ile çalışmak istemiyor, yerine ondan sonraki Org. Necip Torumtay Paşa ile çalışmak istiyoruz’ deyince, Sn Evren hiç itiraz etmemiş, “Yetkiniz ne ise onu kullanın, kanunların dışına çıkmayın yeter, yetkinizdeki kararı alın bana getirin, onaylayayım” dedi. Öyle de oldu. ÖZTORUN Paşa emekli edildi, sıradaki en kıdemli orgeneral olan TORUMTAY Paşa Genelkurmay Başkanı oldu.

Cumhurbaşkanlığı suresinin bitim aşamasındayken, Cumhurbaşkanlığına adaylığını koymak isteyen Başbakan Turgut Özal, parti içi bazı sıkıntılar nedeniyle Sayın Evren’den bir dönem daha devam etmesi için TBMM kararı alacaklarını söyleyince EVREN; “Ben milletime söz verdim, milletim bunu yanlış anlar, uzatmayı kabul etmem, lütfen yeni Cumhurbaşkanını seçiniz” deyip uzatmayı reddetti.

9 Kasım 1989’da görev süresini tamamlayarak Cumhurbaşkanlığını yeni seçilen Turgut ÖZAL‘a devretti.

Sekine Evren ile evlenen Kenan Evren, Şenay, Miray, Gülay isimlerinde 3 kız çocuk babasıydı. İyi ata binerdi. R.T.Erdoğan kendisini ziyaret edip, parti kurmak istediği konusunda yardım isteyince “Demokrasinin Gereğidir” deyip, Erdoğan’ı destekledi. Sağlığında yanından ayrılmayan, yardım alan bazı siyasiler, imkanlar kendilerine geçince, 97 yaşında ayakta duramaz, kendisini savunamaz yaşta iken Evren’i mahkemeye verdiler. Gerçekten suçlu ise sedye ile mahkemeye getirilmesi gerekirken, getirmediler, görüntülü sistemle yargıladıklarını söylediler.

12 Eylül Harekatında emre itaat edip görev alan generallerin, subayların, assubayların bir kısmı halen hayattayken hiç birisi çağrılıp yargılanmadı da, sadece Evren ve Şahinkaya‘nın yargılandıkları havası yaratıldı. İdam dediler, müebbet dediler, sonunda Askeri Ceza Kanunu 30. maddesi gereğince rütbeleri geri alındığını söylediler, ama yasa gereğince alınması gereken tabancasını bile geri almadılar. Ve nihayet Yargıtay kararını verdi; uyduruk Mahkemenin kararını geçersiz kıldı. “Yargılayacaksınız” dedi. Evren vefat ettikten sonra tekrar birkaç karşıt avukat dava açmak istedi, ancak ölüm nedeniyle bu dava da düştü. Kısacası merhum Evren hiç bir ceza almadı.

Türkiye’nin en büyük rütbesi olan Cumhurbaşkanı olarak işlem gördü. Maksat sadece “BAK BÖYLE YAPARIZ” mesajı vermek olarak değerlendirildi.

 9 Mayıs 2015’te, tedavi gördüğü Gülhane Askerî Tıp Akademisi’nde 98 yaşında vefat etti. Askeri Devlet Töreni ile kaldırılan cenazesi, Cumhurbaşkanlarına ait olan Atatürk Orman Çiftliğindeki Ankara Devlet Mezarlığı‘nda defnedildi. Kendisiyle resim karesinde bile görünmeye çalışan, hatta parti kurup siyasete girmek için bizzat yanına gidip yardım isteyen ve o yardımı alan siyasilerin bir kısmı, “Devran döndü, işimiz bitti” anlayışıyla cenazesine gitmediler. Ama vefalı olan siyasiler ile bütün Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının tümü ısrarla cenazede hazır bulundular..

Kenan Evren’in de her beşer gibi bazı hataları vardı: Nato Başkomutanı General Rogers’a güvenip, Yunanistan’ın NATO’ya dönmesini onaylaması, Suudi Arabistan’ın RABITA oyununa gelmesi. Hanefi mezhebini “Din” eğitimi olarak mecburi etmesi. Seçim kanununda %10 baraj getirmesi gibi hataları olmuştur, bunlar tartışılabilir!

Ama bu hatalar, başarılı hizmetlerinin yanında çok hafif kalır, Aziz ülkemizi İÇSAVAŞ tehlikesinden kurtardı. Ecevit de, Demirel de, Türkeş de müdahalede haklı olduğunu kabul ettiler. Hatta Sn. Ecevit, Bayan Sekine EVREN’in cenazesine eşi Rahşan Hanımefendi ile birlikte gelip, taziyede bulunarak, devlet kademesinde küslük, kindarlık olmayacağını da gösterdiler.

Evren, tam bir kanun adamı idi. Suç işleseydi kızını bile mahkemeye verebilirdi. Kraldan daha kralcı hareketlerde bulunan, işkenceye kalkışan personeli cezalandırdı. Devletin parasının harcanmasında çok hassas davranır, hesapları bizzat kendisi kontrol ederdi. Ast üst münasebetlerinde rütbeyi değil, adaleti esas alırdı. Bu nedenlerle, aleyhine bir çok propagandaya rağmen halkın yüzde 92’sinin kalbinde yer eden Kenan Evren sevgisi, oradan sökülüp atılamadı, atılamaz..

    AjansHaberal Aptullah Esirci