İBLİSİPLİ ATIF’ DEDİKLERİ İNGİLİZ-YUNAN UŞAĞI VATAN HAİNİ ATIFHOCA ŞAPKA İÇİN İDAM EDİLMEDİ

CUMHURİYETÇİLER İSTİKLAL SAVAŞINA KARŞI ÇIKIP İNGİLİZ MUHİPLER CEMİYETİNİ KURAN, “İNGİLİZ MANDASI” OLALIM’ DİYEN ATIF BEYE, BU İHANETİ NEDENİYLE, “ŞEYTANIN İPİNE SARILDI” ANLAMINDA “İBLİSİPLİ ATIF” DERKEN;
DEVRİMLERE KARŞI OLUP, CUMHURİYETİ VE DEMOKRASİYİ ARAÇ OLARAK KULLANAN SİNSİLER TARAFINDAN, “İSKİLİPLİ ATIF” DİYE İSİMLENDİRİLMİŞTİR.
İSKİLİPLİ SAYGIDEĞER CUMHURİYETÇİLER BUNDAN SON DERECE RAHATSIZLIK DUYMAKTADIR.

TBMM Genel Kurulu’nda AKP ve CHP arasında İBLİSipli Atıf Hoca tartışması yaşandı.
AKP Çorum milletvekili Salim Uslu, “Hemşerim İskilipli Atıf Hoca ve arkadaşları 89 yıl önce Ankara’da idam edilerek kimsesizler mezarlığına defnedilmişlerdi.
Bir hukuk cinayeti işlenmiştir” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Gök de, “Meclis’te Atatürk’e hakaret eden kişilerin savunulmasını dehşetle karşıladım.
Atatürk’e ‘hain, eşkıya’ demiş bir şahsiyetin burada konuşulması skandaldır.
Böyle terbiyesizliğe müsaade edemeyiz” diye tepki gösterdi.

İBLİSipli Atıf Hoca’nın torunu Ahmet Faruk İmal, AKP’nin 2013 yılında çıkardığı “Demokratikleşme paketi” ile Şapka Kanunu’nun kaldırılacak olmasını sevinçle karşılamış.
Dedesi için “iade-i itibar” istemişti.
Tayyip Erdoğan başta olmak üzere AKP sözcüleri, Kemalist rejimin “terörüne” örnek olarak sık sık Atıf Hoca öyküsü anlatırlar.
İBLİSipli hocanın “şapka giymeyi reddettiği için” idam edildiğini söylerler.
Gerçek öyle mi?
Hayır.

31 MART’IN İSYANCISI
20 Aralık 1923 tarihli Vatan gazetesi, tramvaylarda haremlik-selamlık uygulamasının kalktığını, artık tüm toplu taşıma araçlarında kadın ve erkeğin birlikte seyahat edebileceğini yazdı.
Daha ortada ne şapka kanunu vardır, ne de diğer devrimler.
İlk tepki İskilipli Atıf Hoca’dan geldi.
Hoca’ya göre böyle yapılırsa gayri meşru istekler artacak, fuhuşa kapı açılacaktır.

Hoca’nın tarih sahnesine ilk çıkışı değildir bu.
31 Mart gerici isyanına katılanlar arasındadır(1909)
Mahmut Şevket Paşa suikastından sonra(1913) İstanbul’dan sürgün edilenler arasında o da vardır.
Daha sonra Mustafa Sabri ve Saidi Nursi ile Cemiyet-i Müderrisin’in kurucularından olacaktır.
Cemiyet, mütareke yıllarında Teali-i İslam Cemiyeti adını alacaktır(1919)
Başkanı Atıf Hoca’dır. (Daha sonra bu kuruculardan Mustafa Sabri ile Saidi Nursi, biribirlerini VATANA İHANET ile suçladılar.)

‘KATLİ VACİPTİR’
Teali-i İslam, bir siyasi parti gibi çalışacak İstanbul’da 8, Anadolu’da 17 şube açacaktır.
Sözde “Allah’a, peygambere ve halife-i müslimin”e bağlı Atıf Hoca, Yıldız Sarayı’nın müdavimlerinden ve işbirlikçilerinden biridir.

Sonradan “150’likler” listesine girip Türkiye’den sürgün edilen Refii Cevat’ın (Ulunay) Alemdar gazetesi, İBLİSipli Atıf Hoca’nın açıklamalarına sıkça yer verir.
Prof.Dr.Sina Akşin bu cemiyeti, “Saray cephesinin ideolojik örgütü”, Prof.Dr.Yaşar Nuri Öztürk ise “molla-papaz işbirliğinin bir kurumu” olarak niteler. Onlar için “Kuvayı Milliye taraftarlarının katli vaciptir”.
İdam fetvaları bunun için çıkarılır.
Cemiyet’in yayınladığı bildirilerde milli mücadele yanlıları “Mustafa Kemal ve Kuva-yı Milliye maskaraları”,
“Selanik dönmeleri”,
“Kuva-yı Milliye eşkıyası” olarak nitelenir.
“Anadolu’nun masum ve mazlum ahalisine” başlıklı beyannameler, Eskişehir-Kütahya bölgelerinde askerlerin üzerine Yunan uçaklarıyla atılır.
Bunları okuyup etkilenerek Sakarya cephesinden kaçan askerler oldu.

DEVRİMDEN SONRA
İBLİSipli Atıf Hoca, kurtuluştan sonra da boş durmaz. Bütün gerici eylemlere destek verir.
Şapka kanunundan sonra çıkan isyanları kışkırtır.
Ancak şapkaya karşı çıktığı için beraat eder, yukarıda saydığımız eylemlerinden dolayı yargılanır.
Ankara İstiklal Mahkemesi onu vatana ihanetten (Hıyanet-i Vataniye) suçlu buldu.
Ankara’da ilk meclis binasının önünde 4 Şubat 1926’da idam edildi.
İBLİSipli Hoca için “şapkaya karşı çıktı, idam edildi” demek,
Erdoğan için “bir şiir okudu, hapse girdi” demeye benzer.
H.Çiçek

Y O R U M :
Bu adam Yunanlılara karşı savaşan askerlerin üzerine,
“KUvvayı Milliye Eşkiyası M.Kemal ve arkadaşlarının emirlerine uymayın, onların katli vaciptir. Padişahımızla yapılan bir anlaşma gereği vatanımıza giren Yunanlılara ateş etmeyin” diye, hem de yunan ve ingiliz uçaklarıyla beyanname atmış mıdır?
Bazı askerlerin etkilenip savaştan kaçmalarına, yakalanıp kurşuna dizilmesine sebep olmuş mudur?
VATANHAİNİ değilse, yunan uçaklarıyla ne işi var?
Eeee, bu şerefsiz haysiyetsiz herif, savaş bitince idam edilmeyecekti de, baştacı mı edilecekti?
Beraber çalıştığı Mustafa Sabri Yunanistan’a kaçtı, Atıf kaçamayıp idam edildi.
İstiklal Savaşı gerçek dinadamları ile birlikte kazanıldı.
Atıf Hocaymış!
Eşekarısı soksun onun hocalığına.
Cehennemin ispelesine gitsin.
Hem o adi Hain için benim güzelim İSKİLİP şehrini kullanmayın, ne İskiliplisi?
Her yerden hain çıkabilir.
Ama o şehrin adı hainle birlikte kullanılamaz.
“VATANHAİNİ İBLİSİPLİ ATIF” DERSİNİZ, OLUR BİTER.
İblisipli’yi savunanlar da, aynı ünvanı hak eder.
Nitekim gerçekleri ispatladığımız birçok yurtsever şimdi, “İskilipli” dedikleri o haine “İblisipli” diyor, hem de benden de daha bilenmiş olarak.