GÜLHANE NİYE VİRANE?

KEŞKE OLAY BAŞ ÖRTÜSÜ OLSAYDI.
ORDUNUN ŞAH DAMARI GATA NEDEN SİVİLLEŞTİRİLDİ ?

(GATA) Gülhane Askeri Tıp Akademisi

“Ben 2000 yılında general oldum ve ordunun üst düzey yöneticiliğinde bulundum.

2006 yılında tümgeneral oldum ve komutanlığa getirildim.

GATAnın bu duruma gelmesinde başörtüsü yada FETO gibi sebeplerden olduğu, hiçbiri doğru değil.

GATA komutanlığı dışında 2006-2011 yılları arasında orduyu yöneten en üst düzey komutanlar ile askeri lise yıllarından kalma dostluğum olduğu için planların ne olduğunu biliyorum.

2011 yılındaki GATA çok üst düzey bir tıp merkezi olmasının yanı sıra biyo güvenlik 3 laboratuvar çalışmaları, akıllı beyin ameliyathaneleri, katı metal tıbbi tasarım merkezleri, 2500 den fazla deney hayvanının bulunduğu 8 katlı araştırma merkezi, patlayıcıya maruz kalan deney hayvanını nasıl yaşatacağının eğitimini alan harp cerrahları ile ve bizzat çatışma bölgesinde muhariplerin yaşadığını yaşayan harp psikiatrisleri ile kurum dünyadaki benzeri askeri sağlık eğitim kurumlarının en iyisiydi.

Bunu ben değil 2010 yılında komutan olarak katıldığım, 132 ülkenin iştirak ettiği Malezya‘daki uluslar arası askeri tıp kongresinde ABD’li, Fransız ve diğer ülke temsilcileri ifade etti.

Veliaht prens tarafından kabul edildik.

Böyle başarılı bir kuruma birileri müsaade edemezdi.

İçeriden FETO ile ele geçirilmeye çalışıldı. Çünkü GATA ele geçirilirse ordu ele geçirilecekti.

Ancak geleneği olan kurum ve hocalar direndi.

Bu sırada Genelkurmay personel ve istihbarat başkanlığı ile askeri yargı FETO tarafından ele geçirilmişti.

Buna rağmen 2011 yılına kadar kuruma hakim olamadılar.
Saldırının büyüklüğü saldıranların zamanın iktidarından sonsuz destek almasından kaynaklandı.

Ama sorun sadece FETO değildi. Öyle olsa 2016 hain kalkışmasından sonra FETO temizlenir üçte ikisi bu musibete bulaşmamış personel ile yola devam edilirdi.

Ancak önceden yapılmış planlarla kurum alel acele sivilleştirildi. Askeri öğrencilerin üniformalarını meydanda yaktılar.

Unutmamak gerek;

İngilizler 1918 de İstanbul’u işgal ettiklerinde Darülfünun Eminine dikte ettikleri koşullardan ikisi :

1- Askeri tıp öğrencilerinin sayısının 30 ile sınırlandırılması

2- Bu öğrencilerin askeri üniforma giymemeleri idi.

Tarih tekerrür etti ama İngilizler eliyle değil, muktedirlerin akıl vericisi olan emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi eliyle.

Bu zatı muhteremin ömrü ABD de geçti ve orada hazırlandı.

Konu, başörtüsü değil…

(Adem Kayan)