GEZİ DEVRİMİ

İyi bir Asker çocuğu olan, eski ünlü bir emniyet müdürü, Avukat Dr. Adil Serdar SAÇAN yazıyor:
Türkiye’de kavramların arkasına saklanan, sığınan siyasetin sonuna gelindiğinin habercisi, Gezi’de büyük bir siyasi düşünsel devrim başlamıştır.

31 Mayıs’ı 01 Haziran’a gece saat 02.30’da Anadolu yakasında müthiş bir tencere-tava protestosuyla uyandım. Evlerde ışıklar yanıp sönüyordu. İstanbul’lu Gezi’ye müdahaleyi evlerinden protesto ediyordu. Aslında eylem evlerde yapılıyordu, Polisin gaz atamadığı evlerden.

01 Haziran günü tünelden İstiklal’e onbinlerce kişinin arasında yürüyerek girdiğimde sanki Temmuz 1789’un Fransa’sında olduğumu düşündüm. İstiklal Caddesi’nde tüm dükkanlar kapalıydı. Yaşlı ve isli binalarda bir kez daha tarihe tanıklık etmenin onuru ve insana kıyanlara kızgınlığın ağır hüznü vardı. Her yerde direnişin ve müdahalenin izleri, sloganları vardı. Yoğun gaz solumadan ciğerlerimde gittikçe ağırlaşan bir sancı başlamıştı. Ağzım, burnum ve boğazım yanıyor gözlerim acıyla yaşarıyordu. Onbinlece insan iki yönde yolun sağını gidiş istikameti olarak belirlemiş, karşılıklı yürüyorlardı. İstiklal’den Taksim’e kadar her 100 Metrede bir, bir baskıya ve dayatmaya başkaldırı vardı. Kimi; “şerefine…..şerefine” diye karşılıklı bira şişelerini kaldırıyor, kimi; “bizim gibi üç çocuk ister misin?” diye bağırıyordu. Sloganlar siyasetin tahakkümüne, tarzına yönelikti.

Ne kadar yalnızca halka mensup halk varsa oradaydı. (sağcı, solcu, alevi, sunni, Türk, Kürt, okumuş, cahil, dindar, ateist) Onların çoğunlukla bir ortak yanları vardı ; “Apolitik” olmaları. Orada partiler üstü, yöneticisiz, lidersiz ama her türlü “baskı ve dayatmaya” karşı mücadeleyi sonuna kadar vermeye kararlı, kimsenin güdümüne girmeyecek kadar “birey” olmuş her yaştan insan vardı. Özetle, meydanda devrimin gölgesinden ürküp kenara çekilmiş Devlet ve Hükümet dışında herkes ve her kesim vardı.

İstiklal Caddesi önümüzdeki dönemin “istiklal anlayışının” kurulmasına ev sahipliği yapıyordu. Bu, başta seçilmiş tiranlarınki olmak üzere her türlü baskı ve dayatmaya, yaşam tarzına müdahaleye karşı “bireysel İstiklal”dir.