FARS YOBAZININ TÜRK DİLİ DÜŞMANLIĞI

“İRAN’DA KULLANILAN DİLLER:

Farsça 27 Milyon.
Kürtçe 3 Milyon.
Arapça 4 Milyon.
Afganca 2 Milyon.
Belucince 4 Milyon.
Tacikçe 1 Milyon.
Toplam Nüfus 82 Milyon.
Bu Ayetullah denen din tacirinin açıklamasına bakar mısınız?

Türk nüfus tek başına bile fars dahil diğer etnik yapıların toplamından fazla:41 milyon. Ama bu fars yobazına bakarsak, Türkçe yasak ve günah.

Peki bu farslar nasıl iktidar oldu. Bu siyasi desteği nereden buluyor.?
1821‘de Ruslar Slav Birliği‘ni kurdu. O dönemde Osmanlı dağılma sürecini yaşıyordu ve Ruslara karşıda toprak kaybı yaşamakta idi. Şeyh Şamil’in ölümü ayrıca Kafkasya bölgesinde Osmanlının elini zayıflatmıştı. Rusları ise avantajlı duruma getirmişti. Kafkasya bölgesi ve İran coğrafyası Azerbaycan/Türk dilli hanlıklar ve beylikler tarafından yönetiliyordu. Türk hanlıkları arasında bir ittifak ve merkezi bir güç birliği de yoktu. Ama aynı zamanda ne bir fars devleti, ne Gürcistan, nede Ermenistan diye bir devlet veya siyasal bir oluşumda yoktu. Bölgenin tamamı hanlıklar (şehir devletcikler) tarafından idare ediliyordu. Bu hanlıkların tamamı da Türk idi.
Ruslar Slav Birliği‘ni kurmakla beraber Osmanlı karşısında güç toplamış idi. Orta asya ve kafkaslara inmek istiyordu. Ruslar Türk olmayan her etnik yapı ile müttefiklik arıyordu. Ruslara en büyük partner farslar oldu. Ruslar Osmanlıyı zorlayarak Türkmençay anlaşması‘na razı etti (Yıl.1825)
Bu antlaşma Türk dünyası için kara bir lekedir. Yani Rusların kafkasya bölgesine girmesine Osmanlı müdahele etmeyecekti. Öylede oldu, Farslar ile gizli anlaşan Ruslar sadece kafkasya değil iran toplarlarında bulunan bütün Türk hanlıklarını yıktı. Merkezi idareyi de Ruslar kurarak bölgenin tamamının idaresini Farsa verdi. Yani fars kendi gücü ile Türkü yenerek İran’a hakim olmadı, Rus desteği ile bölgeye hakim oldu. Bu destek ve gizli ittifak hala devam etmektedir.
Rus/Fars ittifakı Azerbaycan coğrafyasını ikiye bölmüştür. Kendi aralarında Aras nehri sınır kabul edilmiştir. Bizler bu coğrafyadan ve Azerbaycan Türk yurdundan bahsederken Kuzey ve Güney Azerbaycan diye behsederiz.
Bu konuda dilin ve dinin ne anlam taşıdığını da vurgulamak isterim. Ruslar sosyalist blok dağılmadan önce bütün ülkede kilise ve camileri kapattı. Ama her cumhuriyetinde kendi ana dilinde eğitim yapmasına da müsade etti. Bu sayede kuzey Azerbaycan asimile olmadan kendi edebiyatını, şiirini, muziğini günümüze kadar devam ettirdi. Bu sayede Türklük bilgisi çok yüksek olan bu coğrafya Ruslara ilk baş kaldıran devlet olarakda tarihe geçti. Ruslar 20. Yanvar (ocak) katliamını uygulamasına rağmen, dil yönünden asimile olmayan halk ağır bedel ödemesine rağmen geri adım atmadı. Bakü “Azatlık meydanı” bağımsızlığın simgesi oldu.
Oysa İranlı farslar tam tersi bir uygulama ile yani Türkün dilini yasaklayarak, ama aynı zamanda dini duyguları dejenere ve istismar ederek 40 milyondan fazla Türkü asimile ederek Fars hakimiyetini sürdürüyor.
Yani bu fars molla bu açıklamayı çok bilinçli yapıyor. Bağımsızlık dil birliği ile olur. Din ile değil. Din biat kültürüdür. Esarettir. Ama Dil Özgürlük, Bağımsızlık ve Ulus demektir.
Baksanıza bu Tehrani efendide arkasındaki Rus gücü ile bize cenneti/cehennemi tarif ediyor.”