Ermeni halkının kökenlerini Hindistan’daki “Lom” (Boşa) topluluklarına dayandıran ve bu araştırmada,çeşitli tarihi, antropolojik ve genetik kaynaynardan yararlanılmıştır..
Ermeni Çingenelerin 300 Yıllık Yolu: Hindistan’dan Kafkasya’ya
Ermeni dediğimiz milletin gerçek adı tüm tarihi belgelerde “Hay” olarak geçer; bugün bile Ermenistan’a “Hayastan” derler. Haylar, Kafkasya’ya geldikten sonra burada “Ermeni” adını almış ve soylu Albanlara (Arnavutlara değil, Kafkas Albanlarına atıf yapılıyor) ait değerleri kendilerine mal etmişlerdir.
Tarihte “Ermeni” ismi özellikle 18. yüzyıldan sonra duyulmaya başlanmış, Rus İmparatorluğu’nun (I. Petro dönemi) kuruluşundan itibaren belgelerde sıkça görülür olmuştur.
O zamana kadar sadece Hindistan’da yaşayan çingeneler hakkında yeterli detaylı bilgi mevcuttur. Bazı eski kitaplarda “Ermeni” isminin geçtiği iddia edilse de, bu eserlerin orijinallerini okuyanlar, söz konusu ifadelerin sahte çeviriler olduğunu bilmektedir.
Bu konu ne zaman tartışılsa Ermeniler bunu inkar etmekte ve bizi iftira atmakla suçlamaktadır. Ancak biz bunu sadece kendi görüşümüz olarak sunmuyoruz; dünya bilim insanlarının çalışmaları da bu durumu doğrulamaktadır. “Çingene” dendiği anda kaynak istenmektedir; işte kaynaklar:
Akademisyen N.Y. Marr: Antik çağ araştırmacısı Marr, 6. yüzyıl yazarı Zenob Glak’a dayanarak, Ermenilerin kökeninin Hindistan’dan bu bölgeye gelen çingenelere dayandığını belirtir.
G. Vantsian (1901): “Ermeni Çingeneleri” adlı kitabında, “Boşalar dil ve din bakımından neredeyse Ermenileşmiştir; çoğu kişi onları ‘Boşa’ (Ermeni çingenesi) olarak adlandırsa da karakter ve gelenekleri bakımından tamamen özgün ve bağımsız bir milleti temsil ederler” diye yazar.
K.P. Patkanov (1887): “Çingeneler: Transkafkasya Çingenelerinin Lehçeleri Hakkında Birkaç Kelime: Boşa ve Karaçi”.
Diğer Kaynaklar: N. Adonts (1911), V.P. Papazyan (1901), N. Demeter & N. Bessonova (2000) gibi yazarlar; Kafkasya’ya Rus hatları üzerinden gelen ve yerli Hristiyan halkların isimlerini benimseyen bu ulusun anavatanının Hindistan olduğunu doğrulamaktadır.
Ermeniler, ilk süreli yayınları olan “Azdarar”ın (1794-1796) Hindistan’da basıldığını bizzat yazarlar. Ayrıca gelecekte kuracakları devletin anayasası niteliğindeki “Hırs Tuzağı” (Vorogayt Parats) adlı metni de orada hazırlamışlardır.
1984’te Moskova’da yayımlanan “Dünya Halklarının Yerleşimi” kitabında; Ermeni, Çingene, Sih ve Pencap dillerinin birbirine yakınlığı somut şekilde yansıtılmıştır.
Antropoloji ile uğraşan Rus ve Avrupalı bilim insanları, Ermenilerin ten rengi ve saç yapısının, Kuzey Hint tiplerine yakınlığıyla dikkat çektiğini belirtirler.
Bu kabile üç gruba ayrılır:
Domlar: Ortadoğu ve Arap ülkelerine gidenler.
Romlar: Avrupa’ya gidenler.
Lomlar (Boşalar): Günümüz Ermenistan’ına gelenler.
Ermeni çingenelerin ana merkezi Kannauj şehri civarındaydı; oradan Madras, Kalküta, Racistan ve Haryana topraklarına yayıldılar. 1907 yılında Alman dilbilimci Franz Nikolaus Finck tarafından yazılan “Ermeni Çingenelerinin Dili” (Die Sprache der armenischen Zigeuner) eseri bu konuda ciddi bir kaynak kabul edilir.
Genetik Kanıtlar: “Kafkasya’daki Y-Kromozom Haplogruplarının Filocoğrafyası” gibi araştırmalarda, Ermeni nüfusu arasındaki Hint asıllı haplogruplar (örneğin H-M82) doğrudan Boşaların varlığıyla ilişkilendirilir. Bu genin sadece Hint alt kıtasına ait olduğu ve bölgedeki diğer yerli halklarda bulunmadığı, bunun onların “biyolojik pasaportu” olduğu belirtilir.
Ayrıca Liverpool’da yayımlanan The Journal of the Gypsy Lore Society (1900-1920) dergisindeki çalışmalar, bugünkü Ermenilerin Hindistan’daki Lom sınıfından ayrılan bir kol olduğunu doğrulamaktadır.
- Son olarak, Ermeni çingeneleri geldikleri coğrafyanın kıyafetlerini benimseseler de, süslemelerindeki bazı detaylar kökenlerini ele vermektedir.
Prof. Dr. Zaur Aliyev
Azerbaycanlılar Sayfasından
