9. Cumhurbaşkanı, AKP’ye fena yüklendi: “Biz onun yapamadığını yapıyoruz, az konuşsun” diyen Devlet Bakanı Cemil Çiçek’e sert çıktı: Hükümet Türkiye’yi bölmüştür. Biz bunu yapmadık
İkilik çıkardılar
TÜRK siyasi tarihine damgasını vuran ‘Siyasetin duayeni’ unvanlı 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 8 yıldır iktidarda olan AKP’nin halkı birbirine düşürmek için hiçbir hükümetin yapmadığını yaptığını söyledi.
BAŞBAKAN Yardımcısı Cemil Çiçek’in kendisine yönelik “Az konuşsun, biz onun yapamadıklarını yapıyoruz” sözüne Demirel şu cevabı verdi: Doğrudur. Biz ülkeyi bölmedik. Onlar bunu yaptı. Bravo onlara, bravo.
Ne gerek vardı bunlara
AKP’nin Kürt açılımını da eleştiren Demirel, şöyle konuştu: Eskiden, ‘Ben Kürdüm, Çerkezim, Türküm diye bir şey mi vardı. Kürt açılımı deyince, “Ben Kürtmüşüm, o halde benim haklarım var” dediler. Bunlara hiç gerek yoktu.
Haber: Macit SOYDAN
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, AKP iktidarının ülkeyi böldüğünü söyledi. Demirel, Ekoenerji dergisinden Prof. Dr. Mustafa Özcan Ültanır’a verdiği röportajda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in, “Demirel az konuşsa iyi olur, onun yapamadığını biz yapıyoruz” sözlerinin hatırlatılması üzerine Demirel, “Tabii polemik yapmak istemem. Benim söylediğim bütün bu sözlerin hepsi 50 senelik bir uygulamanın ürünleridir. Benim söylediklerime alınganlıkla değil de, ne söylüyor diye baksalar daha akıllılık olur. Az konuşsa, çok konuşsa meselesine gelince, kendi işlerine baksalar daha iyi ederler. Şimdi oraya gelince polemik yapacağım. Doğrudur, bizim yapamadığımızı, yapmadığımızı onlar yapıyor. Ülkenin en değerli kurumlarını itibarsız hale getirmek için, Türkiye’de hiçbir hükümetin yapmadığını yaptılar. Halkı birbirine düşürmek için de hiçbir hükümetin yapmadığını yaptılar. Bravo onlara, bravo” şeklinde konuştu.
Kürt açılımını eleştirdi
Açılım tartışmasını da değerlendiren Demirel, şöyle devam etti: “İnsanlar siz ve biz olarak bölünmeye gidiyor. Dün birbirleriyle hiçbir meselesi olmayan insanlar bu defa birbirlerinden korkmaya, ürkmeye başlıyorlar. En ufak bir kibrit çakılsa, birbirlerinin üstüne gidiyorlar. Gerek var mıydı, sen Kürtsün ben Türküm ya da sen Türksün ben Kürdüm diye bir ayrılık yapmaya?”.
Ne gerek vardı bunlara
“Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı olmak hepimize yetmiyor muydu?” diye soran Demirel, şunları kaydetti: “Eskiden ‘ben Kürdün, Çerkezim, Türküm’ diye bişey mi vardı? Sonra ne yaptınız? Kardeşim ben Kürtmüşüm. Öyleyse benim haklarım olacak. Ne gibi hakkınız olacak? İki millet olmak gibi. İki milletten iki devlet olmak gibi. İki ayrı bölge olmak gibi. Bu mümkün değildir. Bu ülkenin insanları birbirlerini, Doğulu, Batılı, Kürttü, Türktü diye hiç, ama hiçbir zaman horlamadılar. Cemil Çiçek ve hükümeti Türkiye’yi bölmüştür. Bizim yapmadığımız oydu işte.”
Bu ülke fetreti kaldırmaz
Türk siyasetinin duayeni Demirel, Türkiye’nin fetreti kaldıramayacağını söyledi. CHP’nin, TSK İç Hizmet Yasası’nın 35. maddesinde değişiklik öngören teklifini de değerlendiren Demirel şunları kaydetti: “Bu bir meçhulü bir meçhulle izahtır. Yani bir de onun ne anlama geldiğini izah etseler daha iyi olur. Eğer bir düzenleme yapmak istiyorsanız, bu düzenlemeyi sadece 35’inci maddeyi kaldırarak değil, yeniden bir müdahale ortamı gerektirmeyecek tedbirleri de beraber yapmak lâzım” diye konuştu. 35. maddenin tamamen kaldırılmaması gerektiğine dikkat çeken Demirel, şöyle devam etti: “Halbuki 35. maddenin mevcut olmasına rağmen, askerin yaptığı yanlış, resen hareket etmesidir. Çünkü, 35. madde askere, bu maddelerin mevcudiyeti muvacehesinde resen hareket yetkisini vermiyor. Ama o öyle anlıyor. Yani, bugün burada şunu anlatmak istedim: Devlet güvenliği söz konusu olduğu zaman Türkiye kuralsız değil. Anayasa kurallarını koymuş. Bu kuralları uygulayacaksınız. Bunları uygulamayınca veya bunları uyguladığınız zaman netice almayınca, asker ’ne yapalım memleket uçuruma mı gitsin?’ deyip halâskâr zabitan oluveriyor. O da darbe oluyor. O darbe olduğu zaman, bütün devletin yükünü kendisi sırtlanıyor.” Demirel, 35. maddeye dayanarak darbe yapıldığı gerekçelerine de, “Burada sayılan görevler, askerin yapması lâzım gelen görevleri ’asker resen yapamaz’ demek lâzım. Yine bu görevi asker yapacak, ama resen yapamaz. Buna yetkili yasal mevkiler, makamlar, tarafından kendisine emir verilmeden yapamaz. Peki yaparsa!… O zaman işte darbe yapmış oluyor, ama sivil idarenin emrinde görev yapmak yerine resen görev yapmayı neden isteyebilir?” dedi.
Birliğe ihtiyacımız var
Türkiye’deki darbelerin en önemli sebebi olarak Demirel, “Asker, sivil idarenin emrinde bu görevleri yaparken kendisini kafi derecede korunmuş saymıyor. Türkiye’deki darbelerin en önemli sebeplerinden birisi bu” açıklamasını yaptı. “Ülkenin fetrete gitmemesi lâzım. Fetrete gitmemesi için devletinin iyi işlemesi lâzım” diye uyaran Demirel, şöyle dedi: “Bir milletin birliğe ihtiyacı vardır. Bu ülkenin hele bugünkü şartlarda birliğe ihtiyacı var. Şimdi zaten kafi derecede bölücülük sıkıntıları varken, bir de intikam sıkıntısı çıkarmamak lâzım. Bunu çok yanlış sayıyorum.”
Halkın önüne çıkan dikkatli olmalı
Demirel, 12 Eylül referandum kampanyası çerçevesinde meydanlarda konuşan liderleri de, “Yani, halkın önüne çıkarken, halkın önüne çıkanların dikkatli olması lazım. Türkiye’nin her şeyden çok birliğe ihtiyacı var. Bu referandum da, yapacağınız başka işler de bu birliği bozmamalı” diye uyardı. Referandumun ordu ile hesaplaşmaya dönüştürülmemesini isteyen Demirel, “O yanlış olur. Geçmişin çok karıştırılması, Türkiye’ye hayır getirmez” dedi.
Askerlerimizin moralini kırmayın
Son günlerde askere yönelik suçlama ve eleştirilere değinen Demirel, “Şimdi bu ülkede, şu sebepten ya da bu sebepten, asker en güvenilir kurum iken, bir süreden beri askerin itibarı ile oynayan, askeri cuntacı gösteren, haksız işler yapmış gösteren ve askeri itip kakan bir durum hasıl oldu. Çünkü, bu coğrafyada, bu kahraman askersiz yapamazsınız. Türkiye’nin askeri kahraman askerdir” dedi. Askerlere karşı izlenen tutumu da eleştiren Demirel, “Askerin içerisinde suç işlemişler varsa, kanunlara uymamış insanlar varsa, bunları kanunlara uyarak halledersiniz. Ama, Çukurca’da sabahtan akşama kadar mevzide askerlerle beraber oturan generali, beş ay sonra muhakeme etmek için tevkif etmek te gösterdiğiniz tutum çok yanlıştır, ayıptır, ayıptır. Bu görevleri kime yaptıracaksınız? Kırmayın askerimizin moralini” uyarısında bulundu. (Yeniçağ)