Cumhuriyetimiz ve Değerleri
Yusuf Metehan Gül
Cumhuriyetin ilanının 96. yılı hepimize kutlu olsun. Bizi cumhuriyete kavuşturan Ulu Önder Atatürk’e saygı ve sevgimiz sonsuzdur. Yönetimin tek kişiden alınıp millete verildiği ve ardından hak-hukuk-adalet eğitim ve kültür alanında birçok yeniliğe, gelişime önemli bir adımın atıldığı kutlu bir gündeyiz.
Nedir Bu Cumhuriyet?
Egemenliğin halkın elinde olduğu, hükümet başkanının halk tarafından belirli aralıklarla seçildiği, herkesin eşit ve özgür sayıldığı demokratik bir yönetim biçimidir.
Osmanlı devletinde Sened-i İttifak, Tanzimat Fermanı ardından tamamlayıcısı niteliğinde Islahat Fermanı ve Meşrutiyetler… Bunların hepsi Osmanlı devletinde demokratikleşme alanında atılmış çok büyük adımlar, hepsi kendi alanında başarılı fakat istenilen değildi.
23 Nisan 1920‘de Atatürk tarafından “Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu” ilan edilmişti. Fakat bunun önünde saltanat ve halifelik gibi bir engel vardı. Öncelikle hilâfet ve saltanatlık birbirinden ayrıldı sonrasında saltanatlık kaldırılarak cumhuriyetin önündeki en büyük engel kaldırılmış oldu.
Peki ya diğerleri?
Osmanlı devleti döneminde diğer ülkelerin yönetim şekline bakıldığında saltanatlık yaygın olarak görülüyordu. Avrupa’da insanlar can güvenlikleri için derebeylere güvendiler. Toprakları koruyacak bir lider, lidersizlikten daha iyidir daha iyiydi onlara göre. İlerleyen zamanlarda kilise yönetimde söz sahibi olunca bilgiye de sadece kilisenin izin verdiği oranda ulaşmış oldular.
Fakat insanların düşünme, bilgi sahibi olma ihtiyacı arttıkça yönetimde söz sahibi olma, yönetime katılma isteği de artmıştır. Sürekli değişim içerisinde olan bir dünyada yaşıyoruz. O dönemin insanına monarşi yönetimi doğal geliyordu. Günümüzde bize monarşi aykırı geliyor cumhuriyet yönetimini benimsiyoruz.
Fakat Türk insanı Avrupa insanları kadar şanssız değildi. Türk tarihi hak ve hukuk kavramına asla yabancı değildi. Türk-İslam devletlerinde özellikle de Anadoluda “Kul hakkı” kavramı vardı ve “Herkes Allah’ın kuludur” yani kimse kimseden üstün değildi, kölelik yoktu. Hatta Hz. Muhammed’in vefatından sonra 4 Halife Döneminde halifeler seçim yoluyla belirlendiği için İslam tarihinde bir nevi “Cumhuriyet Dönemi” olarak adlandırılabilir.
İngiliz insanı demokrasiyi bize göre daha erken yakalamıştır. Tarihin ilk anayasası 1215 Magna Carta, dönemin kralı sınırsız haklarını yok sayıp hukukun üstünlüğünü kabul etmiştir. Bu dünyanın ilerleyişini değiştiren bir olaydır. Günümüzde hala krallıkla yönetilen bir ülke olmasına rağmen “demokrasi“ denilince akla ilk gelen ülkedir İngiltere.
Bu olaylar sonucu bize düşen Türkiye Cumhuriyetine layık olmaktır. Yazımı Atatürk‘ün şu sözleriyle bitirmek istiyorum. “Ey yükselen nesil! İstikbal sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek olan ve sürdürecek olan sizlersiniz.
Yusuf Metahan Gül
Adnan Menderes Ticaret Lisesi 12. Sınıf Öğrencisi