2.ABDÜLHAMİT ve MASONLAR

Tarih; 21 Eylül 1842

Serin bir Eylül ayında İstanbul’da hayata gözlerini açtı.

Babası Sultan Birinci Abdülmecid, annesi Tir-i Müjgan Kadın Hatun’du.

10 yaşında iken annesinin vefatı üzerine Perestu Kadın Efendi’nin yanına verildi.

Babasının vefatından sonra yerine geçen amcası Abdülaziz, Abdülhamit’in tahsili ile ilgilendi. Abdülaziz 1867 tarihinde çıktığı Avrupa seyahatine onu da götürmüştü. Özel hocalardan Arapça, Farsça, Fransızca, tefsir, hadis, fıkıh ve fen dersleri aldı.

Abdülhamit; boş zamanlarında at binmek, silah kullanmak ve spor yapmakla ilgilendi.

Öyle ki, devamı olduğu iddia edilen biri gibi acemiliğinde bile attan hiç düşmedi.

Sene; 1876

Mithat Paşa, Mütercim Mehmed Rüşdi Paşa, Hüseyin Avni Paşa, Mahmut Celaleddin ve Nuri Paşa, saflarına Şeyhülislam Hasan Hayrullah Efendi‘yi de katarak Sultan Abdülaziz’i tahttan indirdiler.

Abdülaziz’in yerine Şehzade Murat‘ı geçirdiler. Ancak V. Murat ruhsal bir çöküntü içindeydi. 31 Ağustos 1876 yılında Abdülhamit padişah oldu ve Mithat Paşa sadrazamlığa getirildi.

34’üncü Padişah ve 113’üncü İslam halifesi(!)…

Abdülhamit’in kızı Ayşe Sultan, Babasının 13 eşi olduğunu söylüyordu.

Abdülhamit’in resmiyete geçen evliliği de 13’tü…

Yine yalanlanamayacak, kabul gören diğer kaynaklara göre ise, bu sayı 16’ydı. (3’ü kayıtsız)

Ne güzel değil mi?

Bu sayıya cariye vb dahil değildi…

Abdülhamit’in sarayı, saraydan çok son derece lüks bir kümesi andırıyordu; 16 tavuk, yüzlerce piliç ve bir horoz…

Abdülhamit’in eşleri; Nâzikedâ Başkadınefendi,   Safi-Naz Nur-Efzun Kadınefendi,   Bedrifelek Kadınefendi,   Bîdar Kadınefendi,   Dil-Pesend Kadınefendi,   Mezîde Mestan Kadınefendi,   Emsal-i Nur Kadınefendi,   Müşfika Kadınefendi (Kayıhan/Kayısoy) Kadınefendi,   Sazkâr Hanımefendi,   Peyveste Hanımefendi,   Fatma Pesend Hanımefendi,   Behice (Maan) Hanımefendi,   Saliha Naciye Hanımefendi,   Dürdane Hanımefendi,   Calibos Hanımefendi,   Nazlı Yâr Hanımefendi…

Abdülhamit, dinci çevrelerce adeta Yunan mitolojisinin kahramanlarını bile sollayan bir efsaneydi. Onda olmayan ilahi özellikler bile ona mal edilmişti.

Tayyip, Abdülhamit için “cennet mekan” derken, bakın Binali Yıldırım ne diyor; “Cennet mekan Ulu Hakan Abdülhamid, 33 yıllık saltanatı döneminde bir karış vatan toprağını bile alçaklara teslim etmemiştir…”

Allah, “kainatı senin yüzün suyun hürmetine yarattım” dediği peygamberine, cennet için yetki vermemişken, ne garip ki, Binali Abdülhamid’e cennette yer veriyordu.

Karadağ, Romanya, Bulgaristan ve Tunus Abdülhamit zamanında elden çıktı.

Girit, Teselya ve Narda Yunanistan’a verildi…

1878 Berlin Antlaşması’yla Batum, Ardahan, Kars, Oltu, Kağızman Ruslara, Kotur kazası ve civarı İran’a bırakıldı.

Hele Kıbrıs; İngilizlere yine Abdülhamit tarafından satıldı…

Abdülhamit, bundan tam 141 yıl önce 1878 yılında Kıbrıs’ımızı savaşmadan İngilizlere terk etti. Hem de İngilizlerin oyununa gelerek, bu durum herhalde çokça övülen dehasının tezahürüydü!..

Abdülhamit, İngiliz dostluğuna gerçekten sadakatle sarılmış, Rusların Yeşilköy’e kadar gelişinden sonra imzalanan Ayastefanos Antlaşması‘nın ağır şartlarını biraz hafifletmesi için, majestelerinin hükümetine 1878’de Kıbrıs Adası’nı lütfetmişti.

J. Haslip‘e göre, bu hediyede üç Rum’un büyük payı vardır. Bunlar, Devlet-i Aliye’nin Londra Sefiri Müzürüs, Banker Zarifi ve Sultan’ın özel hekimi Mavroyani‘dir. Esasen Rusya’nın o tarihlerde çok fazla genişlemesine, çıkarları gereği herhalde karşı duracak olan İngiltere, politika borsasında Abdülhamit’ten daha usta bir oyuncu olduğunu ispatlayarak, bir taşla iki kuş vurmuş ve “hizmetlerine karşılık” Kıbrıs’ı almıştı.

Sonuç olarak Osmanlı İmparatorluğu II. Abdülhamit döneminde toplam 1 milyon 600 bin kilometrekare kadar toprak kaybetti.

Abdülhamit dönemi Osmanlı’nın en çok toprak kaybettiği, her alanda geriye gittiği ve Anadolu işgalinin karış karış gerçekleştiği bir dönemdi.

Yine dinci çevreler Abdülhamit’i kutsallaştırırken, onun “Yahudi ve Mason düşmanı” olduğunu anlatıyorlardı.

Yahudi kısmına ileride değiniriz…

Masonlar Abdülhamit döneminde altın çağlarını yaşıyorlardı.

Orhan Koloğlu İleri Yayınlarından çıkan; “ABDÜLHAMİT DÖNEMİ MASONLAR” adlı kitabında, Abdülhamit ve masonları işlemiş. Harika bir kitap…

Abdülhamit döneminde Masonlar balo üzerine balolar düzenliyor, bağışlar topluyorlarmış.

Koloğlu’nun kitabının 56’ncı sayfasında bu balolardan birinde Abdülhamit’inde masonlara 100 TL bağış yaptığı belgesi de yer alıyordu.

Abdülhamit’in donanmasının başındaki İngiliz amirallerde masonmuş…

Abdülhamit, Mason elçinin baskısıyla Ermeni isyanını bastıran paşayı da sürgüne göndermiş…

Koloğlu’nun kitabında daha bir çok müthiş bilgiler var…

Okuyun göreceksiniz…

(Ergün Poyraz)